Af

Güncelleme Tarihi:

Af
Oluşturulma Tarihi: Şubat 11, 2005 00:00

SEVGİLİ okuyucularım, bir ülkede sürekli af çıkarırsanız olacağı budur. Ceza affı, öğrenci affı, memur affı, sicil affı, bilmem ne affı!Türkiye’de yanlış yapan, görevini yapmayan ya da suç işleyen herkes biliyor ki, günün birinde mutlaka bir af çıkacak ve kendisi şu veya bu biçimde kurtarılacaktır. Af, ülkemizde bir oy toplama aracı olarak kullanılır. Şimdi genel af çıkarılmıyor. Onun yerine yasalar değiştiriliyor, cezalar hafifliyor ve katiller, gaspçılar, kapkaççılar, soyguncular, hortumcular böyle dolaylı yollarla affediliyor, tahliye ediliyor. Ya da günün birinde Rahşan affı çıkarılıyor! Hanımefendi istedi diye cezaevleri boşaltılıyor. Ondan sonra da ağlaşmaya başlıyoruz: ‘Kapkaç vakaları arttı, her eve hırsız giriyor, araçlar dahil her şey ve her yer soyuluyor...’ Elbette böyle olacak. Başka ne bekliyorsunuz! Memlekette işsizlik korkunç boyutlarda. İnsanlar aç ve sefil, sokaklarda sürünüyor. ‘Ama efendim bakınız, döviz düştü ve üstelik borsa yükseliyor!’Dünyanın hiçbir ülkesinde çelişkinin böylesi yaşanmaz. Yaşanırsa kıyamet kopar. Biz koyun gibi sessiz ve tepkisiz bir toplum olduğumuz için bizde hiç ses çıkmaz. Aç kalan kendini sokağa atıp kapkaç yapar, gasp yapar. Karnı doymayan hırsızlık için evlere ve işyerlerine girer, araç soyar. Son yıllarda bu suçlardaki inanılmaz artışı hepimiz gözlüyoruz. Neden? Niçin? Bunun üzerinde duran yok. Polis bunların bir bölümünü yakalıyor, mahkemeler tutukluyor. Sonra gelsin yeni bir af ve hepsi yeniden sokaklarda! Ya da cezaları iniyor ve yakında erken tahliye yöntemiyle onlara yine kavuşacağız! Önümüzdeki aylarda yeni Türk Ceza Yasası yürürlüğe girecek. Suçluların çoğu yine aramızda olacak. Dolaylı af!Dünyada böylesine ve her konuda af çıkaran, cezaları indiren ikinci bir ülke yok. Aflar birbirini izledikçe hiç kimse hırsızları, gaspçıları, kapkaççıları suçlamasın. Suçlanması gerekenler bu ülkeyi yönetenlerdir.YANIT YOK!GEÇEN hafta burada yediemin sıfatıyla Türk Tarih Kurumu’na mahkeme kararıyla ve mühürlenerek teslim edilmiş olan Latife Hanım arşivinden sıkça söz ettim.Arşivin açıklanmasına karşı çıktım. Ne kadar isabet ettiğimi şimdi aradan günler geçtikten sonra daha iyi anlıyorum. Gerek şeriatçı ve gerekse entel-liboş takımı, alınan bu karara çok bozuldular... Çünkü o arşivin ardına sığınıp Atatürk’e veryansın edeceklerdi! Şimdi hevesleri bir başka bahara kaldı!Burada değinmek istediğim asıl konu başka. Bu arşiv Türk Tarih Kurumu kasasında saklanıyor. Bu Kurum’un başı olan Yusuf Halaçoğlu isimli zat bu belgeleri okuduğunu basında sık sık söyledi. Arşivin açıklanmasında hiçbir sakınca olmadığını da iddia etti. Kendisi ‘Fethullahçı-Abdülhamitçi’ kimliği ile tanınıyor. Burada bu ‘mühür’ olayını defalarca yazdım ve sordum: ‘Bu mühürler sökülmüş müdür? Sökülmemişse Halaçoğlu bu belgeleri nasıl okumuştur? Sökülmüşse, kim sökmüştür? Bu suç değil midir? Arşiv yeniden mühürlenmiş midir?’Tartışılan konu doğrudan Atatürk’le ilgili. Tartışılan konu çok önemli. Bu soruları başta Cumhurbaşkanlığı olmak üzere devletin bütün ilgili makamlarına ve bu arada Halaçoğlu’na sordum. Bu yazıları milyonlarca insanımız okudu. Sevgili okuyucularım, bugüne kadar bir tek kurumdan, bir tek ilgili makamdan yanıt gelmediğini burada utanarak ve içim sızlayarak sizlere itiraf ediyorum. Bu, korkunç bir duyarsızlıktır. Korkunç bir umursamazlıktır.Utancı bana değil, bu konuda sessiz kalanlara aittir.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!