Adyö, seni çok sevmiştik

AVRUPA müthiş bir nostalji fırtınasına tutulmuş vaziyette.

Bunun nedeni 1 Ocak’tan itibaren ceplere giren euro.

Kolay değil bunca yıldan beri kullanılan para birimlerine veda etmek.

Fransız Liberation Gazetesi, birinci sayfasında, franka ağıtlar yakarak şöyle diyor: 'Adyö, seni çok sevmiştik. Vatan sana müteşekkir.'

Fransızlar, 1360 yılının bir aralık günü doğan ve 1991 yılının yine bir aralık günü Maastricht Anlaşmasıyla ölüme mahkum edilen frangı böyle uğurlarken, Almanya Şansölyesi Gerhard Schröder' Deutschemark'ın bizim için anlamı büyüktü. Almanya'nın güzel bir dönemiyle ilintiliydi mark' demekten kendisini alamıyor.

'D-Mark'ın biyografisi' kitabının yazarı Alman gazeteci Wolfram Bickerich'e bakarsanız, mark, Almanlar için bayraktan da, milli marştan da daha büyük bir gurur kaynağıydı.

Peki nostalji bir yana, euro nasıl karşılandı?

Euroya en büyük kutlamayı yapan ülke, 1 Ocak'tan itibaren Avrupa Birliği dönem başkanlığını devralan İspanya oldu.

Yılbaşı gecesinin ilerleyen saatlerinde televizyonda gördüğüm sahne müthişti.

Madrid'in kalbi sayılan Puerta del Sol Meydanı'nda, lazer oyunlarının aydınlattığı çapı 5 metrelik dev bir euronun altında şampanyalar patlatılıyordu.

Euronun piyasaya çıktığı ilk gün en büyük kargaşanın yaşandığı ülke ise İtalya.

LİRET MEYDANI

Hatta İtalya'ya 'euronun en haylazı' adı takılmış bile...

Bir zamanlar Avrupa Birliği'nin şımarık çocuğu olarak anılan Yunanistan ise hızlı uyum sağladığı için övgü alıyor.

Yalnız 'euronun en haylazı' olsa da İtalya nostaljide Almanya ve Fransa'nın önünde.

Çünkü liretin anısına büyük bir anıt planları yapılırken, kuzeydeki bazı şehirler meydanlarının adlarını 'Liret Meydanı' olarak değiştirmiş.

Euronun en hoşa gidenleri arasında Almanların kartal figürlü 1 eurosu var.

İspanyolların Cervantes figürlü eurosu da beğenilenler arasında.

En fazla merak edilen eurolar ise Vatikan ve Monako'nun euroları imiş.

Avrupalılar bu euroları edinmek için can atıyorlarmış.

Şimdi gelelim işin ciddi yanına.

Euro, birleşik Avrupa rüyasının somut, elle tutulabilir ilk gerçeği.

Ancak rüyanın tümden gerçekleşmesi için yeterli değil.

Çünkü uzmanların görüşlerine göre, dış politika, savunma gibi konularda küçük hesapları nedeniyle görüş ayrılığı içersinde olan Avrupalı liderler, politik entegrasyonu sağlayamadıkları takdirde euroya da 'adyö' demek pekálá mümkün.


Kaddafi depresyon tedavisi görmüş


İNGİLİZ gizli servislerinin, BBC tarafından yeni açıklanan belgelerine göre, Libya lideri gençliğinde ağır bir depresyon geçirmiş, hatta intihar girişiminde bulunmuş.

Kaddafi 1969 yılında kralı devirdikten sonra iki kez kıl payı suikastten kurtulmuş. Henüz 29 yaşında olan Libya lideri bunu kolay atlatamamış. Sinirleri bozulmuş, intihara kalkışmış ve Kahire'de özel bir klinikte üç hafta boyunca depresyon tedavisi görmüş.

Yüzünde zaman zaman gördüğümüz o ebleh ifadenin, anlamsız gülümsemelerinin sebebi şimdi anlaşıldı.


Brzezinski: ABD görevini yapmazsa kaos olur


ADI hayli güçlükle teleffuz edilen Zbigniew Brzezinski, ABD dış politikasında hala etkin bir isim. 1976- 1980 yılları arasında Jimmy Carter'ın ulusal güvenlik danışmanı olan Brzezinski halen Stratejik ve Uluslarası Etüdler Merkezi'nin yöneticilerinden.

Fransız l'Express Dergisinin son sayısında geniş bir söyleşisi yer alıyor. ABD'nin 1979 yılında Sovyetlere karşı Afganlı mücahitleri desteklemesi politikasının mimarı Brzezinski, söyleşinde Taliban gibi radikal akımlardan Sovyet işgalini sorumlu tutuyor. ABD'nin İslamcı unsurları güçlendiren 'yeşil kuşak' politikasından ise hiç söz etmiyor.

ABD'nin dünya jandarmalığı görevini yerine getirmediği takdirde kaos olacağı iddiasında olan Brzezinski bizi yakından ilgilendiren Irak meselesinde bakın ne diyor: ' ABD operasyon için Rusya dahil Avrupa'nın onayını almadığı takdirde Ortadoğu bombası elinde patlar.'
Yazarın Tüm Yazıları