Adı: ‘Büyük Kartal’

Başbakanımız sayın ve muhterem Recep Tayyip Erdoğan’ın yaşamöyküsü bu isim altında dizi yapılacakmış. Başbakan rolünü Çakır kimliği ile tanıdığımız değerli sanatçı Oktay Kaynarca oynayacakmış.

Dizinin gerçekçi olması için bazı gazeteciler de oynatılacakmış.

Onlardan biri de ben!

***

Aslında açık söylemek gerekirse, gazetecilikten bıkmıştım. Kendime yeni ufuklar arıyordum. Ekranda dizileri izledikçe kendi kendime hep ‘yav arkadaş, şunlardan birinde bir rol kapsam başarılı olurum’ diyordum.

Öyle ya, gencim, yakışıklıyım, mavi gözlerim var, rol kabiliyetim müthiş! Oyunculuk sahasında keşfedilmeyi bekleyen bir hazineyim! Hem dizilerde mankenler var, güzel kızlar var. Onlarla da muhabbet kurarım!

Başbakanımız sayın ve muhterem Recep Tayyip Erdoğan’ın yaşamının anlatıldığı dizide oynamak, o muhteşem insanın ekrandaki çorbasında bir tutam tuz sahibi olabilmek benim için şereftir, onurdur, mutlulukların en büyüğüdür!

Ancak bu konuda elbette bazı koşullarım olacaktır.

Önerilen her rolü kabul etmem mümkün değil.

Gazetecilikte belli bir yere gelmişim, doğal olarak seçici olmak zorundayım.

***

Günlerdir düşünüyorum, bana hangi rol uygun düşer? Örneğin Recep Tayyip kardeşimin abisi olabilirim. Günün birinde küçük kardeşimi elinden tutup imam hatip okuluna kaydını yaptırım.

- Hocam, bu benim küçüğüm Tayyip. Cin gibi çocuktur haaa, istikbali parlaktır. Eti senin kemiği bizim.

Aradan yıllar geçer, kardeşimi mahallenin futbol takımına götürürüm.

- Hocam bak, bu çocuğun boyu bosu yerinde. Futbola da meraklı. Liberoda iyi oynar, kafa toplarına hákim olur.

Aradan yine yıllar geçer. Bizim birader artık kafaca da iyiden iyiye gelişmiştir. Siyasete merak salar. Bir gün kardeşimi Ankara’da partinin genel merkezine götürürüm.

- Necmettin hocaefendi, bizim küçük birader sana hayran. Kafa dört dörtlük! Sen al bunu partiye, önce İstanbul il başkanı yap, gerisini ona bırak. Tayyip, öp bakalım hocaefendinin elini!

Kardeşim Tayyip il başkanı olur, İslamcı söylemleriyle dikkat çeker. 1994 yılında Necmettin hocaefendiye bu kez yalnız giderim.

- Hocam, bu çocuğu belediye başkanlığına aday göster. Cingöz, açıkgöz, uyanık. Kardeşim olduğu için söylemiyorum, bu ileride başbakan bile olur.

Tayyip geliştikçe ben abisi olarak onun elinden tutmayı sürdürürüm. Köşe yazılarımda çaktırmadan onu över, reklamını yaparım.

Aradan yıllar geçer, bizim küçük birader Tayyip adım adım yükselir ve bugünkü makamına gelir. Ben hep yanındayım. Çocuklarını evlendirirken yağcılardan gelen altınları ben toplarım. Yükün altında ezilirim... ‘Öf maşallah, hasılat tam 28 kilo oldu, torbayı birlikte taşıyalım, malı birlikte götürelim.’

Dizi böyle ilginç sahnelerle sürüp gider.

***

Ancak, bu düzeye gelmiş ünlü bir gazeteci (!) olarak dizi yapımcılarından benim de bazı isteklerim olabilir. Onlar kabul edilirse diziyi daha da renkli kılarız, reyting rekorlarını parça parça ederiz.

Oyunculuk için Güneri Cıvaoğlu ile Fatih Altaylı’ya da öneri götürülmüş.

Ama bizim isimlerimiz yetmez. Dev kadro için Nazlı Ilıcak, Mehmet Ali Ilıcak, Cengiz Çandar, Fehmi Koru, Enver Ören, Necmettin Erbakan, Bülent Arınç, Abdullah Gül, Hasan Mezarcı, Şevki Yılmaz, Leyla Zana, Berlusconi, Bush, Fethullah Gülen gibi oyuncuların da listede yer almasında yarar görürüm.

Oktay Kaynarca ‘Emin Çölaşan gibi muhalif gazetecilerin de projede olmasını istiyorum ama henüz teklif götürmedik’demiş.

Teklif getirsinler veya getirmesinler, ben bu işte varım arkadaş. Onlar çağırmazsa çekim yerine ben gidip zorla oynarım.

Sevdiğim ve büyük saygı duyduğum Recep Tayyip kardeşimin hayatı Büyük Kartal ismiyle dizi olacak ve orada ben olmayacağım! Yok öyle şey.

Ayrıca yapımcılara ve yönetmenlere duyurmak isterim ki, çeşitli dizi ve programlarda her türlü rol tekliflerine açığım. Aşk, macera, mafya, hortum, kaynanalar, gelinim olur musun, ünlüler çiftliği, hiç fark etmez.

Zaten Büyük Kartal bitince onlar benim peşimden koşacak!