Adalet bunun neresinde?

BANKALARIMIZ bir bir satılıyor. Bugüne kadar 14 Türk bankası yabancıların eline geçti...

Oyakbank’ın Hollandalı ING Bank’a satılmasıyla Türk bankacılığında yabancı payı yüzde 42’ye yükseldi. Ciddi bir artış bu... Elimizde avucumuzda ne varsa gideceğe benziyor... İş Bankası ve Akbank hariç, yabancıların yönetimde egemen olmadığı büyük özel banka kalmadı.

Bankaların satışında göz ardı edilen çok önemli bir durum var.

Biliyorsunuz, BDDK (Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu) ve TMSF (Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu) Türkiye’de yasalarla, hiçbir kuruma tanınmayan çok önemli yetkilere sahip...

BDDK bankalara el koyuyor, TMSF de el konulan bankaların patronlarının mal varlıklarıyla ilgili her türlü işlemi ve tahsilatı yapma yetkisine sahip bulunuyor. İki kurum da halkın paralarının peşinde koşuyor, karşısındakiler Türk vatandaşı olduğundan her şeyi kolayca yapıyor, borçlu banka patronlarının evlerine, apartmanlarına, hatta mahzendeki şaraplarına bile el koyup satabiliyor. Bankaların yabancılara satışıyla birlikte, önemli bir durum ortaya çıktı.

Yabancı patronlar Türk vatandaşlarının mevduatını çeşitli yöntemlerle zimmetlerine geçirirlerse ne olacak?

Yabancılar insan değil mi? Onlar da hata yapamazlar mı? Yoksa "Türk patronlardan başkası suç işlemez" diye mi düşünülüyor?

BDDK ve TMSF, Uzanlar’a ya da Bilgin Ailesi’ne yaptıklarını, Hollandalı, Fransız, İngiliz ya da Yunan’a aynen yapabilecek mi? Fransa’da, Yunanistan’da ya da Hollanda’daki patronların mal varlıklarına el koyabilecek mi? Yoksa gerçekten "Türkler yapar, yabancılar yapmaz" görüşü mü hákim?

* * *

Bu konu açılınca aklıma Dinç Bilgin’in uğradığı talihsizlik geldi... Dinç Bilgin’in başına açılan dertler yetmiyormuş gibi şimdi de ondan haksız bir şekilde "faiz" alınıyor. Borcuna eklenen son faiz yükü 200 milyon dolar!

Bilgin’in sahip olduğu gazetelere ve televizyon kanallarına TMSF tarafından el konuldu. Bunları şimdi kendileri işletiyor. Bu durumda Dinç Bilgin’e "Sen borcunu ödemiyorsun" diye nasıl faiz işletilir?

TMSF, batık İktisat Bankası’nın eski sahibi Erol Aksoy’la bir protokol imzalayıp ona "Şirketlerini işlet, kazan ve borcunu öde" demişti... Dinç Bilgin ile Erol Aksoy arasında bir fark var mı? Dinç Bilgin’e aynı imkán neden tanınmıyor?

TMSF adil davranmak istiyorsa ya yönetimi Dinç Bilgin’e devredip "Al, çalıştır ve borcunu öde" demeli, ya da onun bütün gazete ve televizyon kanallarını derhal satışa çıkarmalı...

Oysa TV ve gazetelerin ne zaman satılacağı hálá belli değil. İş ağırdan alınıp seçim sonrasına bırakılmış durumda... Bu arada satışın gecikmesinde hiçbir kusuru olmadığı halde Dinç Bilgin’in borcu, işletilen faiz nedeniyle kabardıkça kabarıyor... Sen işi ağırdan al, malları satma, sonra da faiz işlet... Adil bir davranış mı bu?

TMSF Başkanı Ahmet Ertürk "Sabah ve ATV ile radyolardan oluşan medya grubunu bir paket olarak satacağız" diyordu. Hani nerede?

TMSF el koyduğunda 900 milyon dolar olan borç, şimdi 1 milyar 100 milyon dolar oldu. Sürekli artıyor. Oysa satış yapılsa Dinç Bilgin hem bütün borcunu ödemiş olacak, hem de cebine para kalacaktı... TMSF, Sabah Gazetesi ile ATV Televizyonu’nu hem satmıyor, hem de faiz işkencesiyle Dinç Bilgin’in borcunu artırdıkça artırıp ödenemez hale getiriyor.

Adalet bunun neresinde?
Yazarın Tüm Yazıları