Adalet Bakanı Bozdağ: (2)

Güncelleme Tarihi:

Adalet Bakanı Bozdağ: (2)
Oluşturulma Tarihi: Şubat 28, 2016 21:34

- "1982 Anayasası, darbe yasalarının anası olan yasadır. Türkiye bu anayasa yürürlüğe girdiği günden beri kurtulmak için mücadele ediyor" - "Türkiye bu anayasayı değiştire değiştire insan hak ve özgürlüklerini daha güçlü bir hale getiremez. Artık gerekli tek şey var bu anayasayı tarihe havale edip yerine milletin temsilcilerinin kendilerini hür olarak hissettiği bir ortamda hazırladığı yepyeni bir anayasa yapmalıdır"

Haberin Devamı

SİİRT (AA) - Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "1982 Anayasası darbe yasalarının anası olan yasadır. Türkiye bu anayasa yürürlüğe girdiği günden beri kurtulmak için mücadele ediyor" dedi.

Siirt İl Kültür Merkezinde düzenlenen AK Parti Siirt İl Danışma Toplantısında konuşan Bozdağ, Türkiye'nin gündeminde artık yeni anayasa olduğunu söyledi.

"Çünkü 1982 Anayasası darbe yasalarının anası olan yasadır. Türkiye bu anayasa yürürlüğe girdiği günden beri kurtulmak için mücadele ediyor" diyen Bozdağ, bugün 1982 Anayasası'nın kaldırılması gerektiğine inanmayan hemen hemen yok denilecek kadar az insan bulunduğu kaydetti.

Bozdağ, herkesin yeni bir anayasa yapılmasını arzu ettiğini belirterek, "Siyasi partiler de seçim beyannamelerinde yeni anayasa konusundaki iradelerini ortaya koydular. Parlamentoda komisyonu kuruldu o daha işe başlamadan CHP'nin haksız tutumu nedeniyle işe başlamadan dağılmak zorunda kaldı" dedi.

Haberin Devamı

- "Bir üye hayır derse o anayasa maddesinin kabulü mümkün olmuyor"

Bakan Bozdağ, uzlaşma komisyonunuda oy birliği ile karar alındığına dikkat çekerek, "Onların istemediği bir madde yeni anayasada mümkün olmadığına göre CHP'nin ben şunları konuşmam, şunları tartışma ve şunlar olursa ben bu masada yer almam demesinin bir manası var mı? " ifadesini kullandı.

"Başkanlık sistemine karşı mısın, karşı olabilirsin buyurun tartışalım konuşalım sen parlamenter sistemini anlat, ben başkanlık sistemini anlatayım, müzakere edelim sonradan yeniden oylama yapalım. Yok bunlar konuşmaktan korkuyorlar" diyen Bozdağ, şöyle devam etti:

"CHP'nin bu tutumu 1982 Anayasası'nın ömrünü uzatma ve uzattırma tutumudur. Bu anayasanın ortadan kaldırılmasını önleme ve yeni anayasanın yapılmasına engel olma tutumudur. Bu anayasanın pek çok maddesi değişti 7 defa değişiklik yapıldı. Yüzden fazla maddesinde değişiklik var. Türkiye bu anayasayı değiştire değiştire insan hak ve özgürlüklerini daha güçlü bir hale getiremez. Türkiye değiştire değiştire bu anayasadaki darbeci ruhu yok edemez. Artık gerekli tek şey var bu anayasayı tarihe havale edip yerine milletin temsilcilerinin kendilerini hür olarak hissettiği bir ortamda hazırladığı yepyeni bir anayasa yapmalıdır."

Haberin Devamı

AK Parti hükümetleri döneminde sadece darbe mevzuatı, darbe zihniyeti, vesayet anlayışlarıyla mücadele edilmediğini işaret eden Bozdağ, yeni anayasayı hayata geçirme konusunda samimi irade ortaya konulmakla kalınmadığını aynı zamanda demokratikleşme konusunda ciddi adımlar atıldığına vurgu yaptı.

- AK Parti hükümetlerinin çabaları

Türkiye'de kimliklerin üzerinde olan bütün baskıların red, inkar ve asimilasyon politikalarının AK Parti iktidarları döneminde son bulduğunu aktaran Bozdağ, şöyle konuştu:

"Bizden önce bu ülkede bir Arap kardeşim göğsünü gere gere kimliğini söyleyemiyordu, bir Kürt kardeşim bunu ifade edemiyordu, bir Alevi kardeşim bunu ifade edemiyordu ama bugün Türkiye'nin her yerinde kimliklere hürriyet gelmiş, baskı kalkmışsa bunun ana nedeni AK Parti hükümetlerinin ortaya koyduğu samimi demokratikleşme iradesi ve akliselim adımlardır. Emin olun AK Parti olmasaydı Türkiye’nin siyaseti bunları konuşmaya cesaret dahi gösteremezdi."

Haberin Devamı

- "PKK dahil yer yüzünde ne kadar terör örgütü varsa hepsi taşerondur"

Bozdağ, Türkiye'de terörün son bulması, akan kanın durması için defalarca samimiyetle, cesaretle adımlar attıklarını ve bu konuların özgürce konuşulmasını sağladıklarını söyledi.

Millet AK Parti'ye terörün son bulması için de oy verdiğini aktaran Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bizim vazifemiz bir yandan ekonomimizi iyileştirirken, bir yandan ülkemizin altyapısını, üstyapısını inşa ederken öte yandan terörü de sonra erdirmektir. Türkiye'nin içerisinde yaşanan olumsuzlukları da ortadan kaldırmak bizim ana vazifemizdir. Bakın Habur'da provake edildi, arkasından 'Çözüm Süreci' diye yeni bir süreç başlattık. O da yine provoke edildi, yine ortalık kan gölüne çevrildi. Odasında uyuyan polislerin ensesinden kurşunlar sıkıldı, şehit edildi, ambulans çağrılıyor ambulansın ebesi, doktoru şehit ediliyor. Okullar bombalanıyor, hastaneler bombalanıyor."

Haberin Devamı

"Terör örgütüne bazı yerler talimat veriyor. PKK dahil yer yüzünde ne kadar terör örgütü varsa hepsi taşerondur. Birileri onları kullanır, dini kullanan için din, ölecek ve öldürecek adamları kandırmak için vasıtadır" diyen Bozdağ, "Ama emin olun bu silahları verenler, lojistik desteği yapanlar, parayı verenler düdüğü çalanlar onlar. Onlar ne zaman düdük çalarlarsa herkes piyasada ortalık bambaşka bir noktaya gidiyor ve hepsi taşeron" değerlendirmesinde bulundu.

- "İnşallah ülkemizin her yeri huzur ve barış limanı olacak"

Sivil vatandaşların zarar görmemesi için devletin yürüttüğü operasyonların uzun sürdüğünü hatırlatan Bozdağ, şunları kaydetti:

Haberin Devamı

"İnşallah ülkemizin her yeri huzur ve barış limanı olacak. Onun için çalışacağız, gayret edeceğiz, çabamızı ortaya koyacağız ve hep beraber bunu yapacağız. Vatandaşımızın can, mal, eğitim, sağlık güvenliği yok ve pek çok vatandaş terör örgütü tarafından infaz ediliyor ve devletin üzerine yıkılmaya çalışılıyor. Türkiye, her devletin yapması gerekeni yapıyor ve bunu yaparken de sivil bir insanımızın dahi burnu kanamasın diye süreç işleniyor."

- "Cenazeleri aldılar götürüp mezbahaneye bıraktılar"

Örgütün cenazelere ilişkin yürüttüğü algı operasyonlarıyla ilgili konuşan Bozdağ, şöyle devam etti:

"Cenazelerle ilgili haberler yapılıyor. Adalet Bakanı olarak söylüyorum, cenazelerle ilgili bir durum söz konusu olduğunda adli bir durum olduğu için savcılık hemen olaya el koyuyor, bunlarla ilgili otopsi, adli tıp yapılması gerekenler adli tıp incelemesi yapılıyor, kimliği tespit edilen cenaze ailesine teslim ediliyor ve ailesi de onu götürüp defin işlemlerini yapıyor. Bakın uzunca bir zaman kimliği tespit edilenleri aileleri almadı. Neden alınmadı? Terör örgütünün baskısı nedeniyle alamadılar ve kaldı cenaze orda. O zaman yönetmenlik gereği kimin alması lazım? Yasal görev belediyede ve belediyenin alması lazım. 'Belediyeye alın' diyorsunuz, belediye de almıyor. Bunun üzerine biz yönetmenliği değiştirdik. Öte yandan da hem gazetelerde, hem mecliste ve başka yerlerde ‘cenazeleri bize vermiyorlar’ diye propaganda yapıyorlar. Ya aile cenazelerini almıyor, belediye de almıyor. Yönetmenliği değiştirdik, dedik ki böyle bir durumda cenaze kimliği tespit edilirse aileye teklif edilir, almadığı zaman belediyenin yanında mülki amirler de bu cenazeleri defnedebilir."

Bakan Bozdağ, bunun üzerine alınan cenazelerin mezbahaneye bırakıldığını belirterek, şunları söyledi:

"İnsaf, hani bunların dirileri üzerinden bir siyaset yaptınız, ölüleri üzerinden de aynı şey yapıyorlar. Götürüp mezbahaneye koyuyorlar. Böyle bir şey olur mu Biz hukuk devletinin kurallarına uymak sureti ile daha sonra yönetmenliği bir daha değiştirdik. Ve böyle durumda bunların üç gün içerisinde define imkan veren düzenleme yaptık. Şimdi de bunu söylüyorlar işte ‘Devlet, cenazeyi 3 gün içinde kimliği tespit edilsin edilmesin defnediyor’. Reddediyorum yok öyle bir şey, bunu kim diyorsa yalan söylüyor iftira ediyor. Bir kimlik tespiti bir sene bile sürse dahi defin işlemi olmaz."

- "Hepimizin derdi Tahir Elçi’nin katillerini bulmak"

Eski Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi cinayetinin aydınlatılmasını istediklerini belirten Bozdağ, şöyle konuştu:

"Kimin silahından çıktı, biz bunun ortaya çıkmasını istiyoruz. Kamu görevlilerinin silahından çıkmışsa onun da teröristlerin silahından çıkmışsa onun, üçüncü şahısların silahından çıkmışsa onun da tespit edilmesini istiyoruz. Peki terör örgütü bu olayın delillerinin toplanmasından neden rahatsız, neden gerçeğin ortaya çıkmasına engel olmaya çalışıyor?Eğer rahatsız değilse delillerin toplanması sırasında herhangi bir saldırı yapılmaz, o deliller toplanılır, teknik incelemede kimin silahından kurşun çıktıysa veya olayı gösteren diğer deliller neyse bunlar toplanır ve kamuoyuna açıklanır. Kim çıkarsa çıksın dosyada gizlilik kararı da yok, avukatları da takip ediyor, herkes takip ediyor ama maalesef olayın aydınlatılmasını istemiyorlar. Neden çünkü ‘katil devlet’ propagandası yapmak için bunun failinin meçhul kalması işlerine geliyor."

(Bitti)

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!