Adale gücü takdir edilirken, beyin gücü önemsenmiyor

Peki biz bunu yapıyor muyuz?

Çok uzağa gitmeye gerek yok. 2012 Nobel Ödülü’nü Alvin Roth’a kazandıran iki Türk Tayfun Sönmez ve Utku Ünver, yaptığımız röportajda bilim yolculuklarında Türkiye’de nasıl değerlerinin bilinmediğini açıklayarak, “Nobel’in önündeki iki engelimiz Türk ve genç olmaktı” diye açıklamışlardı.

Ülkemizde dört duvar arasında önemli çalışmalar yapan, bu çalışmaları bilim dünyasında ses getiren bilim adamlarını kaç kişi tanıyor? Ama Cumhurbaşkanı Gül’ün dediği gibi, sporcu ve işadamlarının başarı öyküleri ve hikayelerini anlatmak için üniversiteler, liseler kariyer merkezleri aracılığıyla çağırıyor da bilim adamlarını niye bu listeye eklemiyor? Merak ettim, birkaç lise ve üniversitenin kariyer günlerine çağırdığı insanların listesini inceledim. Bilim adamları bu listelerde yok denecek kadar azdı.

Oysa, Cumhurbaşkanı’nın dediği gibi genç bir nüfusa sahibiz ve gençlerin de bilimin heyecanını duyması için, bilim insanlarının başarılarını, öykülerini onlara cazip bir şekilde sunmalı. Tabii söylemeye gerek var mı ama öncelikle onların önünü açıp, çalışma koşullarını düzenleyip, teşvik etmemiz de gerekiyor. Zaten ödülü alanlar da bilim yolculuklarında nasıl çaba harcadıklarını, ailelerine ayıracakları zamanı araştırmalarında, labaratuvarlarda geçirdiklerini anlatırken duygulandılar.

***

2012 eğitim yılı oldu

2013’e bir kala 2012’nin eğitim karnesine baktığımızda karne kırıklarla dolu. Evet, eğitim çok konuşuldu, çok tartışıldı. Ama kararlar acele alındı, tartışılmadan, pilot uygulamalarla denenmeden, işin uzmanları dinlenmeden, siyasi kararlarla gündeme oturdu. 4+4+4 sisteminden, serbest kıyafete, sınav sistemine, dershanelere kadar bir gecede önümüze konulan her konu hep işin muhatapları dışında tepeden kararlar alındı. Bu kararların ne kadar doğru olup olmadığını önümüzdeki yıllarda göreceğiz. Ama ne olursa olsun bence 2012 eğitimde yapılanlar açısından önemli bir tarih olarak hafızalarda kalacak.