Açlık grevleri için hasar tespit raporu

TÜRKİYE “gebersinciler” ile “vicdancılar” diye ikiye bölündü.

Haberin Devamı

“İmralı etkisi” diye bir etki kendini iyiden iyiye hissettirdi.

Başbakan Erdoğan, gazı; Başbakan Yardımcısı Arınç, freni temsil etti.

“Kuzu kebap
”, lanetli bir yemek olarak tarihe geçti.

Çözümün kolay olmadığı, binlerce kişiyi açlık grevine sokabilecek bir örgütsel mekanizmanın varlığı bir kez daha ortaya çıktı.

Aydınların aynı anda 232 imza kampanyasını yürütebildikleri, ancak hiçbir etkilerinin olmadığı bir acı gerçek olarak belirdi.

Orhan Pamuk sessizliği” diye bir sessizliğin varlığı keşfedildi.

Adalet Ağaoğlu’nun “Ölmeye yatmak” adlı romanı yeniden okundu.

“Açlık grevi
” ile “ölüm orucu” arasındaki farklar öğrenildi.

Hayata dönüş”ün her zaman operasyonlarla gerçekleşmeyebileceği ortaya çıktı.

“İdam cezası
” seçeneğinin Öcalan’a korku salmak için elde tutulduğu izlenimi doğdu.

MİT ile İmralı arasında “açlık grevi” gündemli görüşmeler yapıldığı gün yüzüne çıktı.

Leyla Zana bir kez daha haksız çıktı: Açlık grevlerini bitiren Başbakan Erdoğan olmadı.

Aydınlar bin birinci kez “naif” olmakla suçlandı.

Cezaevlerinden çıkacak tabutlar” korkusu sona erdi.

“Gandi
” bir kez daha anımsandı.

B-1 vitamini meşhur oldu.

Açlık grevi” ile “diyet” arasında paralellik kuruldu.

Koster tamir edildi.

Tecrit kalksın diye yapılan açlık grevlerinin bitirilmesini sağlamak için tecrit kısmen kalktı.

Haberin Devamı

Nefret ettiğim kelime: Manidar

NEFRET ediyorum...

Çünkü: Açık konuşmaya yatkın olanlar sevmez bu kelimeyi...

Çünkü: İma ile laf sokmak isteyenler pek severler bu kelimeyi...

Çünkü: Her türden sersem komplo teorisi, bu kelimenin arkasına saklanır.

Çünkü: Bu kelimeyle en temiz olayların üzerine bile pis bir kuşku bulutu yüklemek mümkündür.

Yavaş geliniz Kemal Bey

TÜRLÜ hastalıklarla mücadele eden Karadeniz müziğinin sevilen ismi Kamil Sönmez’in 45. sanat yılı münasebetiyle özel bir gece düzenlenmiş.

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu da katılmış bu geceye...

Yaptığı konuşmada şöyle demiş:

“Kamil Sönmez Türkiye’dir
.”

* * *

Sartre, bir ara aykırı fikirleri nedeniyle hırpalanıyordu.

Dönemin Fransa Cumhurbaşkanı De Gaulle, “Sartre Fransa’dır” diyerek hırpalama çabasının önüne geçebilmişti.

Oradan kalmadır bu cümle.

Türkiye’ye uyarlanmak istense...

Belki bir tek Yaşar Kemal’e yakışır.

* * *

Haberin Devamı

Kamil Sönmez seveni çok bir sanatçımızdır. Amenna.

Hastalıklarından kurtulması için dualarımızı eksik etmemeliyiz. Amenna.

Kendisini sevip saymalıyız. Amenna.

Kamil Sönmez için vefa gecesi düzenlenmesi takdire şayandır. Amenna.

Fakat...

Kamil Sönmez Türkiye’dir” cümlesi fazla büyük, fazla iri, fazla cömert, fazla uygunsuz kaçmış.

“Kamil Sönmez Türkiye’dir” diyen bir liderin, mesela Yaşar Kemal için düzenlenecek bir onur gecesinde hangi cümleyi kuracağını hesap etmesi gerekir.

Nihayet: Kelebek Pazar

KELEBEK artık pazar günleri de yayınlanıyor.

İlk pazar dopdoluydu:

İzzet’in gazeteciliği geçici bir hevestir, altı ay sürmez” demiştim. Fena halde yanılmışım. Adam tam gaz gidiyor. Şimdi de Kelebek’te... Gerçi ilk pazar için Süreyya Yalçın gibi hiç ilgimi çekmeyen birini seçmiş ama olsun.

Bir ara not: İkoncan’lar da miadını doldurdu galiba... En azından ben artık görünce sayfayı çeviriyorum.

Ali Ağaoğlu’nun at sırtında reklam çekmesinin ardından at binmek hayli riskli bir eylem haline gelmişti. Buna rağmen Cengiz Semercioğlu ile Özcan Deniz cüretkâr davranmışlar ve at binmişler. Cengiz’in Özcan Deniz söyleşisini keyifle okudum. Vardığım sonuç şudur: Özcan iyi bir insan... Gerçekten.

Kutlukhan Peker’i çizer olarak pek beğeniyoruz. Kelebek’te çizmeye başladığı “Ece”yi ise daha çok beğendik.

“Haftanın En’leri”, “Nerede görüldüler?”, “Kim ne dedi?”... Benim bayıldığım başlıklar... Kelebek Pazar bu başlıkların hakkını vermiş.

Ömür Gedik’in Rıza Kocaoğlu röportajını da beğendim. Bizim Ömür’ün röportajcılığı, şarkıcılığına bin basarmış meğer.

Magazin haberi de patlatmışlar: Zeynep Özal’ın aşkı... İyi haberdi doğrusu...

“Sokak modası” sayfasını da pek tuttum. Ünlülerin sokaklarda giydikleri ve fiyatları... Zaten bir şeyin fiyatı yazıyorsa hemen bakmaz mıyız?

Haberin Devamı

Kısacası...

Kelebek Pazar olmuş.

Tek dileğim var:

Her pazar böyle dolu çıksın.

‘Küçük güzeldir’ ey hükümet mimarı

HÜKÜMETİN arzu ettiği yerlere, hükümetin arzu ettiği türden camiler yapmaya soyunan mimarlarımıza bakıyoruz.

Yapacakları camiyi anlatırlarken hep şunları söylüyorlar:

Büyük olacak, çok büyük.

Uzaktan, çok uzaktan bakılınca bile görülebilecek.

Minaresi Sultanahmet’in minaresinden bile çok olacak.

Kubbesi kocaman olacak, Mimar Sinan’ı bile geçecek.

Böyle bir büyüklük görülmemiş olacak.

* * *

Bu mimarlarımıza orta boy bir harita metot defterini “Küçük güzeldir” cümlesiyle doldurma cezası versek...

Bir işe yarar mı dersiniz?

Soru ve cevaplarla İsrail meselesi

Haberin Devamı

SORU: HAMAS’ın yaptıklarına İsrail’in cevap verme hakkı yok mu?
CEVAP: Ne zaman İsrail, mazlum Filistin halkının üzerine bomba yağdırsa hemen “İyi ama HAMAS?” itirazı devreye sokulur. Sanki HAMAS’ın yapıp ettikleri İsrail’in bebek katliamı yapmasına meşruiyet tanıyabilirmiş gibi...

* * *

SORU: Filistin’e Araplar bile bu kadar kayıtsızken bize ne oluyor?
CEVAP: Filistin sorunu bir Arap sorunu değildir. Hatta bir İslam sorunu da değildir. Filistin sorunu bir insanlık sorunudur. Dolayısıyla başkalarının kayıtsızlığı, bizim kayıtsızlığımıza dayanak olamaz.

* * *

SORU: 7.5 milyonluk İsrail koca İslam dünyasına kötek atabiliyor. Buna ne buyrulur?
CEVAP: Önce şu buyrulur: Bebek katliamına “kötek atma” olarak bakılmamalı... Ardından şu buyrulur: Sen o 7.5 milyonun üzerine “İsrail meşru müdafaa yapıyor” diyen Obama’yı ve ülkesi ABD’yi ekle... Ses çıkarmayan Birleşmiş Milletler’i ekle... Seyreden Avrupa’yı ekle... Duyarsız Ortadoğu diktatörlerini ekle... Hesabı ondan sonra yap.

Yazarın Tüm Yazıları