Açlığı ve fakirliği seçtim

Güncelleme Tarihi:

Açlığı ve fakirliği seçtim
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 13, 2012 00:00

Mimarlık, futbol ve tiyatro arasındaki seçimini oyunculuktan yana kullanan Ankara Devlet Tiyatrosu sanatçısı Hakan Boyav, tiyatroya başladığında aslında açlığı ve fakirliği seçtiğini söyledi.

Haberin Devamı

MİMARLIK, futbol ve tiyatro arasındaki seçimini oyunculuktan yana kullanan Ankara Devlet Tiyatrosu sanatçısı Hakan Boyav, akıllarda kötü adam olarak kalmasının nedeninin, rol aldığı filmlerdeki kötü rollerin çok etkili olduğunu söyledi. Boyav, tiyatro hayatını ve Ankara’yı anlattı.
 
Neden oyunculuğu seçtiniz?
 
Bornova Suphi Koyunculuoğlu lisesinden mezun oldum. İlk ve ortaokulu Ankara’da okuduktan sonra İzmir’e gittik. Bornova Lisesi’nde bir küçük tiyatro sahnesi vardı. O küçük tiyatro sahnesinde tiyatro koluyla birlikte oyunlar oynamaya başladık. Lisede yaptığım tiyatrolar, beni oyunculuğu seçmeye zorladı. Lisedeki faaliyetlerin insan hayatına çok önemli dokunuşlar yapabileceğini düşünüyorum.

Başka bir meslek yapmak ister miydiniz?
 
Küçük yaşlarda çizgiyle çok haşırneşirdim. O zamanlardan beri çizgiyle olan meslekleri yapmak istiyordum. Mimar Sinan Üniversitesi İç Mimarlık ve Grafik bölümünü kazandım.
Futbola da biraz merakım vardı. O dönem tiyatro mu, iç mimari mi, futbol mu, üçü arasında kaldım ve tercihimi tiyatrodan yana kullandım. İç mimar yada futbolcu olsaydım nasıl olurdum acaba sorusunun cevabını hayatım boyunca merak ettim. Ama hiçbir zaman tiyatrodan dolayı pişmanlık duymadım. Tiyatroya ilk başladığım dönemde televizyon yoktu. Tiyatro yapan kişiler çok fakir insanlardı ama iç mimarlar ve futbolcular çok para kazanıyordu. Fakir kalacağımızı bile bile oyunculuğu seçtim. Şanslıyız ki, televizyon yaygın hale geldi ve diziler hayatımıza girdi. Ankaragücü’nde taraftar derneklerinin kuruluşunda yer aldım. Bazı arkadaşlarımın evlerinin dekorasyonunu ben yaptım. Bu sayede hem futbola hem de mimariye karşı olan merakımı da biraz giderebildim.

Haberin Devamı

Geldiğiniz noktaya kadar ne tür zorluklardan geçtiniz?
 
Mesleğe başladığım zaman televizyon yoktu, diziler yoktu, Türk sineması çok berbat bir durumdaydı. Dolayısıyla ben tiyatro oyuncusu olmaya karar verdiğim andan itibaren aslında fakirliği ve açlığı seçtim. Benim kuşağımdaki bütün tiyatro oyuncuları oyunculuk mesleğini şan, şöhret için seçmemiştir. Herkes oyunculuğu, kendi var oluş nedenini oyuncu olarak hissettiği ve idealist oldukları için seçmiştir. Oysa şimdi pek çok insan para ve ünlü olmak için seçiyor. Oyunculuk popüler olmak ve çok para kazanmak için seçilmez. Oyunculuk buna gönül verildiği için seçilir. Konservatuardan mezun olduktan sonra 1988 yılında Diyarbakır Devlet Tiyatrosu’nda kurucu kadroda yer aldım. 24 kişilik ekibimizle Güneydoğu’nun hemen her yerinde turneler yaptık ve temsiller sunduk. Olağanüstü hal döneminde canımızı ortaya koyarak tiyatroyu insanlarla buluşturduk.
 
İleriye dönük hedefleriniz neler?
 
Her insanın bir varoluş nedeni vardır. Sizin varlık nedeninizi iyi hissedebilmeniz için varlık nedeninizin karşılığını hep yerine getirmeniz lazım. Benim varlık nedenim de hep tiyatro oldu. Rolümü layıkıyla yerine getirmeye çalıştım. Bundan sonrası için de hiçbir rolü elime yüzüme bulaştırmadan oyunculuğumu devam ettirmek istiyorum.
 
Ankara’da olmaktan mutlu musunuz?
 
Diziler ve sinema filmleri nedeniyle Ankara’dan çok uzak kalıyorum. Bu sürede Ankara’yı çok özlüyorum. Ankara’da yaşamayı, Ankara’da bulunmayı çok seviyorum. Çünkü geçmişim, dostlarım, takımım, benim her şeyim burada. Ankaralılar beni, bende Ankaralıları çok severim. İşin biraz tribün tarafı da var. Ankaragüçlüler beni tribünden tanıyorlar. Onların çoğunun Hakan abisi, Hakan kardeşiyim. Onlarla beraber çok kez tribünde yer aldım, deplasmana gittim. Benden başka hiçbir sanatçı yada popüler bir oyuncu tanımıyorum ki, halkın arasında tribünün en önünde taraftar gruplarıyla maç seyretsin. Hiçbir zaman insanlardan saklanmadım, hayatımı hep sokaklarda insanların arasında yaşadım. Zaten bir oyuncunun insanlardan koparak, gözlem yapmayarak oyunculuğunu geliştirebileceğini düşünmüyorum. Ankara’da boş zamanımda genellikle mahalle kahvemizde kağıt oynarız. Tunalı’da yürümeyi, Gölbaşı’nda kürek çekmeyi çok seviyorum. Ankara’da sıradan bir vatandaş gibi yaşıyorum.

Haberin Devamı

Ankara’da insanlar birbirleriyle konuşuyor. Şehir birbiriyle fikir alışverişinde bulunuyor. Bu çok iyi bir şey. İnsanlar kendi dünyalarına kapalı yaşamıyor. İstanbul paranın döndüğü, kapitalizmin başşehirlerinden biri. İnsanlar, daha çok para kazanmaya çalışıyor ve vaktini ona göre ayarlıyor. Ankara’da ise hızlı hareket etmenize gerek yok. Ankara daha yumuşak, rahat bir şehir. Buradaki dostlarınız İstanbul’a göre daha derin ve gerçekçi.
 
Kötü karakterlerde oynamak sizi rahatsız ediyor mu?

Aslında büyük bir yanılgı var. Kötü karakterlerde oynamıyorum. Ben aslında bir iyi, bir kötü karakterlerde oynuyorum. İyi bir karakter oynadıktan sonra mutlaka ertesi yıl kötü bir karakteri oynuyorum. Akılda benim kötü karakterleri oynayarak kalışımın nedeni, kötü karakterlerin çok etkili olduğu filmlerde rol almam. Mesela Barda filmindeki “Patlak” karakteri, Türk sinemasının gelmiş geçmiş en kötü karakterlerinden biridir.

Haberin Devamı

Sizi heyecanlandıran bir rol var mı?
 
Tiyatroda Hamleti oynamak isterdim. Fakat oynayamadım, çok üzgünüm. Sinemada ve televizyon dizilerinde ise bana iyi roller geldi. Yani oynamak istediğim ve çok kişinin oynamak isteyeceği roller denk geldi. O yüzden sinemada içimde çok kalan bir rol olmadı.
 
Yeni projeleriniz var mı?


Kurtlar Vadisi Pusu’ya Kara rolüyle devam edeceğim. Kurtlar Vadisi, bu sezon 10. Sezona giriyor ve efsane oldu. Bu yıl da izleyiciler tarafından çok beğenileceğini düşünüyorum. Ayrıca başrolünü benim oynayacağım bir sinema filmi olacak.

Ankara’da dizilerin çoğalmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?


Özellikle Behzat Ç. ile birlikte yapımcıların gözü Ankara’ya çevrildi. Ankara’nın dokusu iyidir. Dizi yada sinema filmi çekmek daha kolaydır. Sinemacıları ve yönetmenleri buraya çekmek için yönetimlerin bazı çalışmalar yapması ve destek vermesi gerekiyor. Sinemacılara kolaylık sunmak, platolar kurmak onları buraya çekecektir.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!