Acıları uykunun altına saklamak
Güncelleme Tarihi:
Güzel bir tesadüf oldu, burada ‘Unutmak insan hakkı’ diye yazdığım gün, benim meşhur Sonsuz Hayat köşemde de ana yazı ‘Unutmanın faydaları’ idi. Ve sayfanın editörü Zeynep Sevde Paksu konuya benzer ama daha dinî-ulvî açıdan bakarak ‘Her şeyde bir hikmet ve fayda olduğu gibi, unutkanlığın da yararları vardır’ diye yazdı. Buradan iznini alarak, yazıyı size de okutmak istiyorum:
Unutmanın faydaları
Her ne kadar unutkanlık şikâyet edilen bir sıfat gibi görünse de, çoğu zaman bir nimettir de. Sıkıntılarımızı, kötü günlerimizi hiç unutamasak ne yapardık?
Çoğumuzun dert yandığı, şikâyet ettiği bir hastalığı vardır: Unutkanlık, meşhur tabiriyle nisyan. Bazen öyle olur ki, en mühim bir zamanda, en yakından tanıdığımız bir dostumuzun ismini hatırlamayız. Mahcup olduğumuz anlar olsa bile, bahanemiz hazırdır, masum bir edâ içinde "Unuttum" deriz. Çok kere de muhatabımız tarafından müsamaha ile karşılanırız. Unutmak, insanın vazgeçilmez bir özelliğidir. Çünkü insan hâfızası bir yaz-boz tahtası gibidir. Birşeyi öğrenip hafızasına alması ne kadar tabiise, zamanla unutması ve bildiklerinin hâfızasından silinmesi de o derece normaldir. Öyleyse, unutkanlık, insanın yaratılışından gelen bir zaaftır.
GEÇMİŞİN ACILARI
Her şeyde bir hikmet ve fayda olduğu gibi unutkanlığın da yararları vardır. "Unutkanlık bir nimettir. Sadece yaşanılan günün acılarını çektirir, birikmiş acıları unutturur" vecizesinde yer aldığı gibi, bazı anlarda, bazı kişilerde hatırlamaktan daha büyük bir nimet yerine geçer. İnsan bazı günler birtakım sıkıntılarla karşılaşır, acı duyar. O gün yalnız belli acıları çeker. Eğer o hüzünlü günde, daha önceki sıkıntılarını da hatırlasa, hepsini birden düşünse dayanması imkansız hale gelir. İşte, insanın geçmiş sıkıntılarını unutması onun için bir nimettir. Çünkü eski acıları çok kere uykunun altına saklarız, yeni güne dinç kalkarız.
Bugün - Sonsuz Hayat, 27 eylül