Açık deniz balıkçılığına destek talebi

Güncelleme Tarihi:

Açık deniz balıkçılığına destek talebi
Oluşturulma Tarihi: Kasım 05, 2016 09:54

Açık deniz balıkçılığına destek talebi

Haberin Devamı

Timur TARLIĞ/İZMİR, (DHA)- EGE Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi öğretim üyesi Prof.Dr. Adnan Tokaç, Ege Denizi'nde ticari deniz balıkçılığının en önemli sorunun azalan balık stoku olduğunu söyledi. Mevcut balık stokunun korunması için aşırı ve yoğun balıkçılığın önlemesi gerektiğini belirten Tokaç, son bir yıl içinde Afrika'nın batı kıyılarında balıkçılık yapmak için giden teknelere gerekli destek ve teşvik verilmesi gerektiğini de söyledi.
Prof.Dr. Adnan Tokaç, Ege Denizi'nde yürütülen balıkçılık faaliyetlerini değerlendirdi. Ege Denizi balıkçılığının üretim miktarı, üretim değeri ve istihdam katkısı ile Türkiye balıkçılığı içinde önemli yere sahip olduğunu belirten Tokaç, Türkiye'de yılda 500 bin ton deniz balığı üretildiğini belirterek, şöyle dedi:
"En yoğun üretim Karadeniz'de, bunu sırası ile Marmara, Ege ve Akdeniz izliyor. Buna karşın özellikle ekonomik tür sayısı açısın­dan Karadeniz ve Marmara Denizi'ne oranla Ege Denizi daha zengin. Ege Denizi'nin Türkiye'nin deniz balıkları üretimindeki payı yaklaşık yüzde 9 olmasına rağmen, balıkçılıktan elde edilen gelir oransal olarak daha yüksek bir paya sahip. Ege Denizi balıkçılığının daha ka­zançlı olması, özellikle Karadeniz ve Mar­mara Denizi bağlama limanlarına kayıtlı bazı trol ve gırgır gibi teknelerin Ege Denizi'ne gelmelerine neden oldu."
AMATÖR BALIKÇILIK TİCARİ BALIKÇILIĞA ZARAR VERİYOR
Prof.Dr. Tokaç, Ege Deniz'inde genel olarak olta ve uzatma ağları takımları ile bağlama limanı yakınlarında günübirlik yapılan küçük ölçekli ba­lıkçılığın yanında, trol ve gırgır takımları ile hareketli ve daha geniş alanlara yayılan, büyük ölçekli balıkçılığın gerçekleştirildiğini belirtti. Amatör balıkçılığın ticari balıkçılığa zarar verdiğini söyleyen Tokaç, "Amatör balıkçılık genellikle olta takımları ile karadan veya tekneyle denize açılarak yapılıyor. Ege Denizi'nde zıpkın veya tüfek kullanımı ile dalarak yapı­lan avcılık faaliyetleri de önemli bir düzey­de. Amatör olarak yapılan bu uğraşların bir kısmı zamanla yarı ticari hale dönüşme­ye başladı ve gerçek balıkçılığı olumsuz etkiledi. Zaten birçok sorunla uğraşmak zorunda olan ticari balıkçının korunması açısından amatör balıkçılığa yeni bir düzenlemenin getirilmesi gerekmektedir" diye konuştu.
LEVREK BİRİNCİ SIRADA
Ticari deniz balıkçılığı ve balık yetiştiriciliği bakımından oldukça yük­sek potansiyele sahip olan Ege Bölgesi'nin su ürünleri ihracatında da önemli bir paya sa­hip olduğunu anlatan Tokaç, 2015 yılında gerçekleştirilen 690 milyon dolarlık ihracatın, 490 milyon dolarlık kısmının Ege Bölgesi'nden gerçekleştirildiğini anlattı. Ege Bölgesi'nin Türkiye ihracatının yaklaşık yüzde 71'ini karşıladığını söyleyen Tokaç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ege Bölgesi'nden yapılan su ürünleri ihracatında 2015 yılında ilk sırayı daha önceki yıllarda olduğu gibi levrek al­dı. Levrek ihracatı yaklaşık yüzde 30'luk artışla 252 milyon dolara yüksel­di. Levrekten sonra ikinci en önemli ihracat ürünü olan çipura 153 milyon dolarlık tutarla ikinci sırada yer aldı. Bu ürünün ihracatı yüzde 26'lık bir artış gösterdi. İçsular balık yetiştiriciliğinde ise alaba­lık ihracatı yüzde 19'luk artışla 51 milyon dolardan, 56 milyon dolara çıktı. ICCAT ta­rafından uygulanan kota uygulaması nedeni ile orkinos ihracatında 17 milyon dolardan 11 milyon dolara gerileyen yüzde 37'lik düşüş oldu. Türkiye'den yurt dışına ya­pılan su ürünleri ihracatında birinci sırayı Hollanda alırken, bu ülkeyi sırasıyla İtalya, İngiltere, Almanya ve Rusya takip ediyor."
AÇIK DENİZ BALIKÇILIĞINA DESTEK VERİLMELİ
Dar kıta sahanlığı içinde balıkçı filolarının sıkışmasının küçük balıkçı ile büyük balıkçı arasında problemlere neden olduğunu ifade eden Tokaç, şunları söyledi:
"Son bir yıl içinde büyük gırgır teknelerinin Afri­ka'nın batı kıyısındaki Moritanya'ya balıkçı­lık yapmak için gitmeleri bu açıdan son derece önemli bir gelişme. Açık deniz balıkçılığına yönelen bu teknelere gerekli her türlü destek ve teşvik verilmeli. Deniz balıkçı­lığında yaşanan sorunlara çözüm bulunabil­mesi, balıkçının refahının ve sektörün başa­rısının arzu edilen düzeylere çıkarılabilmesi için iyi işleyen bir idari yapılanmaya ihtiyaç duyuluyor. Bunun için devletin idari ya­pıları yanı sıra, başta su ürünleri kooperatif­leri olmak üzere, ilgili tüm paydaşlara daha fazla görev düşüyor. Balıkçılık yaşayan ve sürekli değişim halinde olan bir sektör, yaşanan sorunlara zaman geçirilme­den müdahale edecek bir idari mekanizma çok önemli."
BALIK STOKU AZALIYOR
Ege Denizi'nde balık stokunun azalmasının ticari deniz balıkçılığının önemli sorunları arasında yer aldığını söyleyen Tokaç, mevcut balık stokları­nın korunması için aşırı ve yoğun balıkçılı­ğın önlenmesi ve sürdürülebilir balıkçılığın sağlanması gerektiğini anlattı. Avcılığın düzenli olarak izlenmesi ve sağlıklı kayıt tutulması gerektiğini aktaran Tokaç, "Ba­lıkçılıktan kaynaklı çevreye olan olumsuz et­kiler minimize edilmeli. Yakalanan ürü­nün kalitesinin korunmasına yönelik iyi balıkçılık uygulamalarına daha çok önem ve­rilmeli. Böylece avlanan ürünün tüketici­ye sağlıklı ve güvenilir koşullarda ulaşımı sağlanmış olur. Bu amaçla yeni gıda gü­venlik ve kalite standartlarına uyum sağlan­ması ve bilgi sistemleri tarafından destekle­nen zincir yönetimi sayesinde av ortamı ya da yetiştirilen ortamdan tüketiciye uzanan bilgi transfer sisteminin kurulması önem ka­zanıyor" diye konuştu.

FOTOĞRAFLI
 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!