×
Acı çikolata
Paylaş
Ben en çok dark, noir ya da bitter olarak bilinen kakaosu fazla çikolatayı severim.
Zaten erkeklerde görülen genel bir eğilimdir bu, kadınların ise daha çok sütlü çikolatayı tercih ettiği bilinir.
Artık her şeyli çikolata yapıldığı için son yıllarda bu klişenin değiştiğini söylüyor uzmanlar...
Ancak ortak görüş şu; bitter çikolata, sütlüye göre çok daha sağlıklı...
Benim bitter’i tercih etmem sağlık değil, tamamen damak zevkinden.
1845’ten beri çikolata üreten ünlü ısviçre çikolata markası Lindt, son yıllarda benim gibi dark çikolata meraklılarını delirtecek adımlar attı.
“Yüzde 60 Cacao” diye başladığı Excellence serisini yüzde 70, yüzde 80, yüzde 90’a kadar çıkardılar.
Son olarak yüzde 99 Cacao Noir Absolu serisini çıkardılar ki, daha ötesi yok bunun, tamamı kakao...
Çok güçlü bir tadı var, zaten bir-iki parçadan fazla yemek mümkün değil, ancak şekersiz bir kahvenin yanında iyi gidiyor.
* * *
Acı Çikolata (Como Agua Para Chocolate) diye 1992 yapımı bir Meksika filmi vardı, Laura Esquivel’in aynı adlı romanından uyarlanan...
Yasak aşkın ifadesini yemek yapmakta bulan kadının hikayesini dokunaklı şekilde anlatır film.
Acı çikolata merakım sinemada, edebiyatta, müzikte böyle keşiflere de neden oldu. Kim bilir Tuğba Özerk’in Bitter Çikolata şarkısını da bu yüzden seviyorum belki...
* * *
Yüzde 99 kakaolu çikolata gibi acı biberli çikolatalar da son dönemde moda...
Acı biberli çikolata olur mu demeyin.
Önce damağınıza nefis bir bitter tadı yayılıyor...
Bunun neresi acı derken, çikolata tadının altından müthiş bir acı çıkıyor.
Sürekli yediğiniz sürece problem yok, acıyı hissetmiyorsunuz ancak yemeğe ara verdiğiniz anda acı ortaya çıkıyor.
Acıyı kesmek için yeniden yemeğe başlıyorsunuz, tehlikeli bir şey yani...
Diğer çikolatalardan farklı bir lezzet.
Yurt dışında özel çikolata dükkanlarında yıllardır bulunan bu lezzeti Lindt, Nestle gibi ünlü markalar da üretiyor artık.
Çikolatayla acıyı birleştiren soslar, acılı çikolatalı kekler sofralara renk katıyor artık.
Çikolata üreticileri bu kadarla da yetinmiyor...
Yurtdışındaki çikolata butiklerinde karabiberli, peynirli, patatesli, enginarlı, körili, hatta jambonlu çikolatalar bile üretmiş vaziyetler...
Bu kadarına da gerek yok; köriyle ya da jambonla çikolatayı yan yana düşünmek bile yeterince itici... Hele hele mentollü, portakallı, böğürtlenli, hatta beyaz çikolatayı bile tüketmeyen (Ülker’in patronu Ali Ülker öyle diyor) biz Türkler için olmayacak lezzetler bunlar...
Aşk seni bulabilir de...
Sertab Erener’in sesi şu yaz sıcağında ne güzel geliyor...
Ilık bir meltem gibi.
Tam böyle güneye kaçarken arabada dinlenecek, sesiyle insanın içine dokunan ama melankolik olmayan bir şarkı yapmış Sertab...
Aşk seni bulabilir de, uzakta durabilir de
Samimi oluyor derken, mesafe koyabilir de
Bu böyle
Vurabilir de, ilgisiz durabilir de
Onu sana katıyor derken, tuzaklar kurabilir de
Bu böyle...
Sadece benim değil, son haftalarda pek çok kişinin favori şarkısı bu...
Sertab’ın single’ında şarkının beş versiyonu var, Beyazıt’ın dediği gibi ‘anlamayanlar için yapılmış’ herhalde...
Bir remix, iki pop, bir avangard, bir akustik versiyonu...
Bu kadar çeşitlemeye ne gerek var, şarkının en iyisi zaten ilk hali...
Cepler şenleniyor
Iphone kadar ortalığı kasıp kavurmadı ama yarın Türkiye’de satışına başlanacak olan Nokia’nın N97 serisini merakla bekleyenler arasındayım.
‘Iphone killer’ deniyor bu telefona, yani ‘Iphone katili’...
Önce Blackberry sonrasında Iphone karşısında piyasada büyük pazar kaybeden Nokia, N97’yle rakiplerinden tahtını geri almak istiyor.
Dünyanın en gelişmiş mobil bilgisayarı deniyor bu telefon için...
İnternette sörf, kolay mail alıp vermek gibi Nokia’nın geri kaldığı noktalardaki açığını fazlasıyla kapatacak.
Iphone gibi dokunmatik ekrana sahip, açılan kapanan bir klavyesi var telefonun.
Türkiye’deki satış fiyatı 1.500 lira civarında...
İki gün önce 3G ile hızlanan ceplerimiz, üretici firmaların rekabetiyle daha da şenleniyor.
Durun bakalım daha neler çıkaracaklar...
Yağmurdan kaçarken...
Önceki hafta Kelebek’te Sema Eren’in Orhan Kılıç’la yaptığı röportaj vardı...
“Sağır Oda”da canlandırdığı Aras karakteriyle şöhreti yakalayan Orhan Kılıç yeni çekeceği diziyi anlatmış.
Takıldığım nokta Orhan’ın şu sözü oldu; “Cihangir’den sıkıldım. Cihangir neredeyse ünlüleri görmek için turistik gezi düzenlenecek hale geldi. Bu yüzden artık
Bebek’e takılıyorum.”
Yağmurdan kaçarken doluya yakalanmak buna denir.
Bebek’in uzun süredir tam bir platoya döndüğünü bilmiyor mu Orhan?
Paylaş
