×
ABD Kongresi’ndeki toplantıya niye katıldım
Paylaş
GEÇEN hafta ABD Kongresi’nin insan hakları komisyonunun Türkiye konusunda düzenlediği bir özel oturuma “tanık” olarak katıldım. Toplantı Temsilciler Meclisi Tom Lantos İnsan Hakları Komisyonu tarafından düzenlenmişti.
* Bu toplantıya katılıp konuştuğum için yaklaşık bir haftadır muhtelif eleştirilerin hedefi haline gelmiş bulunuyorum. Beni bu toplantıya katıldığım için Yahudi lobisinin Erdoğan hükümetini cezalandırmak amacıyla düzenlediği bir komplonun işbirlikçisi olarak gösterenler de oldu. Hatta işi Ergenekon’a bağlayan bazı imalarla da karşılaştım. Ayrıca, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da Washington’da yaptığı açıklamalarda bu toplantıyı kastederek hükümetini hedef alan bir dezenformasyon kampanyasından söz etti.
Bu eleştiriler karşısında benim de galiba bir-iki söz söyleme hakkım doğmuş bulunuyor.
KATILMAKTA TEREDDÜT ETMEDİM
* Bu toplantıya katılmam için Kongre’den gelen talebi kabul etmekte tereddüt etmedim. Çalıştığım grubun herhangi bir engellemesi ile karşılaşmadım.
* Bazı köşelerde benim bu toplantıya tek başıma katılıp lobi yaptığım gibi bir görüntü yaratıldı. Oysa o masanın çevresinde benimle birlikte 4 kişi daha vardı. Hem de kimler mi? Biri, hükümete tam destek veren Zaman Gazetesi’nin yazarı Prof. İhsan Dağı. Diğeri ise Başbakan’ın damadının başında bulunduğu gruba ait olan Sabah Gazetesi’nin yazarı Hasan Bülent Kahraman.
* Çünkü hükümeti açıkça destekleyen iki gazeteden de temsilciler benim gibi tanık olarak oturuma katıldı. Sonuçta hükümetin lehinde de pek çok laf edildi.
Toplantının ilk bölümünde Uluslararası Af Örgütü ve Sınır Tanımayan Gazeteciler Komitesi’nin temsilcileri söz aldı. Her iki kuruluş da Türkiye’de insan hakları ihlalleri ve ifade özgürlüğü alanındaki sorunlar hakkında oldukça eleştirel sunuşlar yaptı.
MİSİLLEMEDEN ÇEKİNEN BAZI GAZETECİLER KATILAMADI
* Toplantıya Temsilciler Meclisi’nin Demokrat Partili Maryland üyesi Donna Edwards başkanlık etti. Edwards, konuşmasında hükümetin reform çabalarını överek başladı, ancak bu sürecin son dönemde durduğunu, insan hakları ihlallerinde artış görüldüğünü, TCK 301’inci maddesinin basında otosansüre yol açtığını anlattı. Edwards, konuşmasında Doğan Grubu’na kesilen 3.3 milyar dolarlık vergi cezasından da eleştirel bir şekilde söz etti, Washington Post’ta bu konuda çıkan ve hükümeti eleştiren başyazıdan pasajlar okudu.
* Ancak konuşmasının en çarpıcı yönü, “Bugün buraya konuşmak için davet edilen bazı Türk gazetecileri hükümetin kendilerine misilleme yapmasından çekindikleri için katılamayacaklarını söylediler” demesiydi.
Türkiye’den 5 tanık davetliydi. Prof. Dağı, Kahraman’ın yanı sıra KADER yöneticisi Selma Acuner ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi eski yargıcı unvanı ile davet edilen Milliyet yazarı Rıza Türmen de oturuma katıldı.
* Yaklaşık iki saat süren oturumda Engin Ceber’in işkenceyle öldürülmesinden gazeteci Nedim Şener’e 32 yıl hapis cezası istenmesine ve işkence olaylarındaki artışa kadar hemen hemen güncel her gelişme konuşuldu.
KONUŞMAMDA NE DEDİM?
* Ben yaklaşık 10 dakika süren bir konuşma yaptım. Türkiye’de birbirine tezat oluşturacak şekilde hem olumlu hem de olumsuz trendlerin birlikte yaşandığını anlattım. Olumlu trendler içinde AB süreci içinde gerçekleştirilen siyasi reformları, Kürt sorununda yapılan açılımı anlattım.
* Olumsuzlukları da anlattım. Her iki fasıl konuşmamda eşit ağırlıktaydı. Vergi cezası yalnızca iki paragraf tuttu. Soru yanıt bölümünde Kongre üyesi Doğan Grubu’na kesilen vergi cezasıyla ilgili spesifik bir soru yöneltilince detaylı bir yanıt verdim.
* Bütün tartışmalar ağzına kadar dolu bir salonda herkesin gözü önünde gerçekleşti. Komisyon, önümüzdeki günlerde bu otumun tutanaklarını web sayfasında yayımlayacak. Tartışmaya ışık tutmak için konuşmamın İngilizce orijinali ile Türkçe çevirisini bugün gazetemizin web sitesinde de yayımlıyorum.
* Toplantıya katıldım. Çünkü, insan hakları ve ifade özgürlüğü konuları gelişkin demokrasilerde artık içişleri olarak görülmüyor. “İnsan hakları konularımız dışarıda konuşulamaz” anlayışı daha çok üçüncü dünya ülkelerine özgü bir yaklaşım olarak geçen yüzyılda kaldı.
* Amerikalılar nasıl AKP’nin kapatılması davasını demokrasiye aykırı bulup açıklama yaptılarsa, Türkiye’de başka alanlarda sorun gördüklerinde bunları da büyüteç altına yatırmaları da o ölçüde doğal karşılanmalı.
Paylaş
