ABD ile ilişkiler ve ekonominin durumu

‘ABD Irak’tan sonra İran ve Suriye’yi vuracak, ardından da bizi ...’

Böyle bir yorumu, sokaktaki bir vatandaştan duysanız, sıradan sohbetler arasında geçen bir yorum olsa, üzerinde durmaz geçersiniz..

Ancak böyle bir yorumu Türkiye Cumhuriyetinin bir bakanının ağzından duyarsanız ya da güvenilir kaynaklardan ‘Bakanlardan böyle düşünenlerin sayısı fazla hatta daha üst düzeyde böyle yorumların yapıldığını söylüyorlar’ dendiğinde, tüyleriniz ürperir, değil mi?

İşte geçen hafta içinde böyle sözler duyup, irkildik...

Bunları duyduğunuzda kafanızdan bir sürü soru geçiyor. Acaba, bizim bilmediğimiz ülkeyi yönetenlerin öğrendiği ciddi duyumlar mı var? Acaba ülkeyi yönetenleri bu ruh haline sokmak için özel olarak birileri mi etkilemeye çalışıyor? Bu etki edenler kimlerdir ve amaçları ne olabilir? Peki ne kadar etki olursa olsun, ciddi bir duyumu da yoksa ülkeyi yönetenler neden bu ruh haline giriyor? Bu ruh haliyle ciddi , geri dönülmez hatalar yapılabilir mi?

Bu soruların ardı arkası gelmiyor. Geçen hafta yaşananları, söylenenleri ardarda dizdiğinizde, özellikle Başbakanın ABD yönetimine karşı takındığı sert tutumu gördüğünüzde, birşeylerin döndüğünü hissediyorsunuz. Ardından ABD’ye yakın kaynaklar ‘Başbakanın sözleri Washington’da ciddi rahatsızlık yarattı. Bundan sonrası için gözden geçirme başladı’ diyorlar.

Aynı kaynaklar daha önce Genelkurmay 2. Başkanı İlker Başbuğ’un aynı konuda eleştirileri olduğunu, bu eleştirilerin dozunu ve üslubunu ‘kabul edilebilir’ bulduklarını ancak Başbakanın hem de uluslararası basın organlarına verdiği sert demeçlerin anlaşılır olmadığını söylüyorlar. Demecin verildiği mecranın seçilişinin de kaygıyı artırdığını söylüyorlar.

Başbakanın sözünü ettiği ‘yaptırımlar’ ise sadece ABD’de değil, herkeste şaşkınlık yarattı. Irak’la ilgili yaptırımların neler olabileceği düşünüldüğünde Habur sınır kapısının kapatılması, İncirlik üssünün kullanımını, boru hattı gibi seçenekler akla geliyor. Habur’un kapatılmasının asıl olarak bölgedeki halkı vuracağı bilinirken, diğerlerinin uygulama şansı olmadığı da belirtiliyor. Diplomatik kaynaklar ‘Yapamayacağınız yaptırımları söyleyip uygulayamazsanız, olmayınca çok daha zor durumda kalırsınız. Bu biline biline Başbakana bu açıklamaları kim yaptırdı, bilinmiyor’ dediler.

TABANDAKİ TEPKİ

Dışişleri bürokrasisi zaten İsrail’le bir süredir kötü olan ilişkilerin yanısıra ABD ile ilişkilerde de böyle hatalar yapılmasını doğru bulmuyorlar. Ama belli ki ‘danışmanlar’ devrede...

Başbakan Erdoğan önceki gün ABD’nin yeni Dışişleri Bakanı Rice ile bir görüşme yaptı. Öğrendiğimiz kadarıyla ABD de, ‘Ne diyorlar, dinleyelim’ tavrındaydı ve bunun sonucu olarak görüşmede daha çok Başbakan konuştu. Başbakan kaygıları dile getirdikten sonra yine üslubuyla ilişkili olarak ‘pardon’ anlamına gelen ‘yanlış anlaşıldım’ demiş.Yani, yine kamuoyuna farklı demeçler verilip, karşı tarafa ‘öyle demek istemedim’ deniyor.

Büyük ihtimalle bütün bunların gerekçesi olarak da ‘kamuoyunun bu konuda çok hassas’ olması gösteriliyor. Gerçekten de, hafta sonu Kayseri’deydik ve özellikle Başbakanın bu tavrını AKPli yöneticilere sorduk, ‘Tabanda çok mu tepki var?’ dediğimizde Irak, Kürt devleti kurulması ve Kerkük konusunda büyük tepkilerin olduğu yanıtını aldık.

Yani Başbakanın tavrını, tabandaki tepkinin, o sık sık yaptırdıkları anketlerin belirlediği söylenebilir. Ancak bu tavrın sık sık gündeme geldiğini, sık sık ‘pardon’ dendiğini, herkes gibi ABD yönetimi de görüyor. Ve istenen ‘liderlik’ de işte burada gündeme geliyor...

Kısacası; Hükümet henüz yapılmamış IMF anlaşmasını dolayısıyla ekonominin geleceğini de düşünerek, sert çıktığı ABD’ye, ikili görüşmelerde yumuşak ve müttefik bir tavır içindeydi.

Ancak bu kez ABD’nin bu tavrı nasıl algıladığı, verilen yanıtları inandırıcı bulup bulmadığı önemli. ABD yönetimi, belli ki bütün bu temasların ardından, ileriye dönük olarak ‘Ne kadar güvenebiliriz’ kararı verecek ve biz bu kararı daha sonra görebileceğiz.

Umarız Hükümet, ‘Tabanın kendilerini paçalarından aşağı çekmesine’ izin vermez...
Yazarın Tüm Yazıları