AB ve BM’ye önemli uyarı...

Türk kamuoyu, MGK, Kıbrıs konusunda ilk defa, hamasetin dışında ciddi bir tartışma ve öz eleştiri yapıyor. AB ve BM bu ortama güvenip tutum değiştirmezlerse, hem Türkiye’yi hem de Kuzey Kıbrıs’ı kaybeder.

Yine doğru oturup, doğru konuşalım.

Kıbrıs konusunda, Türk kamuoyu ciddi bir tartışma dönemine girdi.

Hamasetten uzak, sloganların arkasına saklanmayan ve en önemlisi özeleştiri dolu bir tartışma yaşıyoruz.

Ankara’nın tutumu eleştiriliyor.

KKTC’nin yaklaşımı yetersiz bulunuyor.

Çözümsüzlük değil, tam aksine çözüm isteyen sesler çıkıyor. Karar verecek olan odaklar üstündeki baskı giderek artıyor.

Kuzey Kıbrıs’lı gençler konuşuyor. Şikayetlerini açıkça anlatıyorlar. Güney Kıbrıs’lı Rumlar ilk defa Türk televizyonunda görüş açıklıyorlar.

Bütün dünya’nın gözü de, Türk tarafının üstünde. Müzakere masasından biz kalktığımız için, sanki çözümün anahtarı da sadece Türk tarafının elindeymiş gibi bir tutum sergileniyor.

Durum böyle olunca da, Kıbrıs pazarlığı adeta AB ve BM ile Denktaş arasında yapılıyormuş gibi bir izlenim doğuyor.

İşte beni giderek rahatsız eden de bu durum…

Bizler kendi kampımızda, kendi aramızda tartışabiliriz. Birbirimizi “sertlik veya aşırı esneklikle” suçlayabiliriz.

Ancak, tango yapabilmek için iki kişi gerekir. Tek başınıza tango yapamazsınız.

Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletlerin Türk tarafındaki bu gelişmelerden cesaret alıp, Denktaş’a tek başına tango yaptırmaya kalkmış gibi bir tutumları var.

Uyarım yanılıyoruzdur.

Kıbrıs’ta çözümden yana olan çevreler, bu görüntüden rahatsızlık duyuyorlar. Sanki Rumlar özveri içindelermiş, Türklerle eşitlik içinde yaşamak istiyorlarmışta, Türkiye herşeye rağmen itiraz ediyormuş izlenimi yayılıyor.

Avrupa Birliğinde, Türkiye’nin tam üyelik yolunu tıkamak isteyenler Kıbrıs’ı kullanıyorlar.

Türkiye’de de, AB’ye katılmaya karşı olan, ancak bunu açıkça söyleyemeyenler de Kıbrıs’ı kullanıyorlar.

AB Komisyonu ve BM de bu oyunun içindeyse yapacak birşey yok. Aksi geçerli ise, o zaman harekete geçmeli ve bunu da açıkça göstermeliler.

DENKTAŞ’A YAPILAN MUAMELE ÇOK ÇİRKİN

Bu noktalara dikkat çekmek istememin bir başka nedeni, KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’a İtalya’daki muameledir.

İptal edilen görüşmeler, Rum lobisinin İtalyanlar ile birlikte, Denktaş’ın konferansını engellemeleri.

Bunu nasıl değerlendirirsiniz?

Denktaş’ı köşeye sıkıştırıp boyun eğdirme çabası ise, sökmez.

Eğer bu yaklaşımla, Türk tarafı hırpalanmak isteniyorsa, yine bir sonuç vermez.

Tam aksine bir tarafı daha da katılaştırır.

Avrupa Birliği’nin genel yaklaşımını gözden geçirmesi ve yeni bir politikayla ortaya çıkması şarttır.

Gelelim, Birleşmiş Milletlere…

Türk tarafının masaya tekrar dönebilmek için yeni bir öneri dizisi –daha doğrusu, müzakere edilebilir- bir paket istediğini artık sağır sultan dahi duydu.

Artık vakit geçirmeden hareket etmek gerekiyor.

Birleşmiş Milletler, Türk tarafının temel gereksinimlerine yanıt verecek, eski BM Genel Sekreterleri tarafından ortaya konmuş, görüşleri içeren bir paketle müzakerelere yardımcı olmalıdır.

Zira süre giderek kısalmaktadır.
Yazarın Tüm Yazıları