AB'nin tavrı

Darbe girişimi ve sonrasında yaşananlar Avrupa Birliği'nin tavrını ve bundan sonraki olası yaklaşımlarını tartışmaya açtı.

Haberin Devamı

AB’nin uzun zamandır Türkiye üzerindeki etkisini kaybettiği bir sır değil. Gelinen aşamada AB’nin verdiği tepkilere Türkiye’de kulak asanların son derece sınırlı olduğu da bir gerçek. Gerek Batı medyası gerekse bazı Avrupalı siyasetçiler son bir haftadır “üyelik müzakerelerinin derhal durdurulması gerektiği” tezini yoğun bir şekilde işliyor. Kimseyi memnun edemese de AB hassas bir ortamda denge arayışında.

Konuyu soru-cevap şeklinde açmakta fayda var:

-AB darbe girişimi konusunda net tavır takındı mı? Darbe girişimi, AB tarafından net ve güçlü şekilde kınandı. AB, başından itibaren demokratik yollardan seçilmiş hükümetin ve cumhurbaşkanının yanında olduğunu ifade etti. Bu yaklaşımda herhangi bir değişiklik yok.

Haberin Devamı

-Darbe girişimi sonrasında açıklamaların tonu neden değişti? AB, darbe girişiminin engellenmesinin Türkiye’de çok sayıda insan hakları ihlali yaşanmasının da önüne geçilmesini sağladığı görüşünde. Girişim sonrası süreçte de insan hakları ve temel özgürlüklerin korunmasına önem verildiğinden açıklamaların tonu değişti. Gelinen aşamada hukukun üstünlüğünün korunması, alınan önlemlerin orantılılığı, anayasal düzenin tam işlemesi AB’nin öncelikle üzerinde durduğu konular.

-Brüksel gelişmeleri doğru okuyabiliyor mu? Brüksel, darbe girişiminin yarattığı ortamın karmaşıklığının ve olayın ciddiyetinin farkında. Kitlesel tutuklamalar, Olağanüstü Hal ilanı belli bir endişe yaratmakla birlikte AB, ‘olağanüstü dönemden geçildiğini’ göz ardı etmiyor. Çoğu zaman ‘ders verir’ gibi yapılan açıklamalar, AB’nin gözetmesi gereken ilke ve değerler ile üye ülkeler arası dengelerden kaynaklanıyor.

-AB’nin kırmızı çizgileri var mı? Şu aşamada AB’nin en önemli kırmızı çizgisi idam cezası. Bunun yanı sıra hukukun üstünlüğünün hakim kılınmaması ve ciddi, sürekli insan hakları ihlali de diğer kırmızı çizgiler.

Haberin Devamı

-Kırmızı çizgiler aşılırsa ne olur? Müzakerelere başlamak için ön şartlardan olan idam cezası tekrar yürürlüğe sokulursa AB üyelik müzakereleri son bulur. Özgürlük, demokrasi, insan hakları ve temel özgürlüklerin ciddi ve sürekli şekilde ihlal edilmesi durumunda Müzakere Çerçeve Belgesi’nin 5’inci maddesi uyarınca AB Komisyonu kendi inisiyatifiyle ya da üye ülkelerin üçte birinin talebiyle müzakerelerin askıya alınmasını önerebilir. Askı olup olmayacağına AB Konseyi nitelikli çoğunlukla karar verir.

AB’nin işleyişi dikkate alındığında Brüksel’den gelen tepkiler kendi içinde tutarlı. Buna rağmen Türkiye’deki beklenti, en azından bir süre için, AB’nin biraz daha anlayışlı ve kucaklayıcı olması yönünde. Türkiye’nin bu beklentisinin karşılık bulduğunu söylemek ise zor.

Haberin Devamı

Karşılıklı verilen sinyaller Türkiye ile AB arasındaki ilişkilerin hiç olmadığı kadar kritik bir noktada olduğuna işaret ediyor. Bu sinyallerin hayra alamet olmadığı da rahatlıkla söylenebilir. Tarafların soğukkanlı ve pragmatik yaklaşımlar sergilemeyi becerememesi durumunda ilişkilerin dönüşü olmayan bir yola girme riski çok yüksek

Yazarın Tüm Yazıları