AB ile YÖK’ten çok AKP değişmek zorunda

MİLLİ Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, AB ile uyum çalışmaları kapsamında Milliyet’ten Bahar Atakan’ın sorularını yanıtlarken (06.10.05) ilginç ve tartışmaya açık sözler söylüyor:

‘YÖK, AB ile değişecek. Yükseköğretim mevzuatı AB ile uyumlu hale getirilecek. YÖK’ün yapısı değişecek. Ruhban Okulu’nun açılması gerekir ve 24 saatte açarım.’

Bakan bu söyleşinin yayınlanmasının ertesinde sözlerinin bazılarını inkár etti, bazılarını geri aldı. Hep böyle olur zaten, ‘maksadını aşan’ konuşmalar yaparlar.

Şu ‘Maksadını aşan konuşma’, ‘Maksadını aşan söz’ mazeretlerine benim de bir sözüm var: Maksadını aşan konuşmaya ‘konuşma’, maksadını aşan söze ‘söz’ denmez.

TÜRKİYE’NİN BAŞINI ZONKLATACAK DİKEN

Milli Eğitim Bakanı, Ruhban Okulu’nu kuşkusuz 24 saatte açamaz. 24 gün, 24 hafta, 24 ayda da açamaz. Nasıl açacak? Birkaç yıl önce Patrik Hazretleri ve yetkilileriyle yüz yüze konuştum Patrikhane’de. Ruhban Okulu’nun YÖK’e bağlı olarak açılmasını kesinlikle istemiyorlar. Ruhban Okulu’nun Patrikhane’nin yönetiminde olmasını istiyorlar.

Aslına bakarsanız, Ruhban Okulu bir yüksekokul değil, ortaöğrenim düzeyinde. Okul, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre açılacaksa bu Öğrenim Birliği Yasası açısından, 8 yıllık Eğitim Yasası açısından hemen hemen olanaksız.

Ben kendilerine, İstanbul Üniversitesi’ne bağlı ve Fransa’da, Almanya’da olduğu gibi lise mezunu alan bir İlahiyat Fakültesi bölümü olarak açılmasına ne diyeceklerini sordum. Buna kesinlikle karşı çıktılar. Lise düzeyinde Ruhban Okulu’nda ayak diretiyorlar. Ruhban Okulu aslında imam hatip türünden bir okul.

Ruhban Okulu da Patrikhane’nin ökümenik sıfatı gibi bir diken. Bu diken Türkiye’nin başını çok zonklatacak.

Bu nedenle Milli Eğitim Bakanı, 24 saat içinde Ruhban Okulu’nu açamaz.

DAHA ÇAĞDAŞ, BİLİMCİ VE DAHA DEMOKRATİK

Milli Eğitim Bakanı Çelik, YÖK konusunda konuşuyor:

‘Üniversite özerkliği konusunda AB ülkelerinin talebi var, yerine getirilmesi lazım. YÖK’ün mevcut yapısının değiştirilmesi yönünde ilerleme raporunda belirgin ifadeler var. Bunlar masaya yatırılacak. Tarama sürecinde nerede eksik, nerede fazla var, tespit yapılacak. Mevzuat uyumu sağlayacağız.’

Milli Eğitim Bakanı, bizzat YÖK’ün, üniversitelerin, öğretim üyelerinin YÖK’e bayıldıklarını sanıyor. YÖK ve üniversite çevreleri, Cumhuriyetçi aydınlar, üniversiteyi ve Cumhuriyet devrimlerini AKP’nin saldırısına karşı korumak için YÖK’ün yanında yer alıyorlar.

Yüksek öğrenim yapısal olarak AB’ye uyum sağladığı, üniversite her bakımdan özerk olduğu ve yürütme organının etkisine karşı dokunulmazlıkla donandığı zaman YÖK kuşkusuz değişecek. Daha çağdaş, daha demokratik, daha bilimci, daha doğrusu tam anlamıyla Cumhuriyet kurumu olacak. Nasıl bir şey olacak? Hep birlikte göreceğiz.

Ama bunların olabilmesi için ilkin AKP iktidarının, partisinin, oy tabanının, fan kitlesinin A’dan Z’ye değişmesi gerekecek. AB’ye boyun eğen AKP iktidarı, aynı oranda Cumhuriyet’in kuruluş felsefesine ve ilkelerine boyun eğerse ülkemizde birçok sorun kendiliğinden çözülür.

Bir şey daha var: AKP, Avrupa Birliği’ni sevdiği kadar Cumhuriyet’i de sevecek!
Yazarın Tüm Yazıları