AB binası görücüye çıktı

AB Genel Sekreteri Büyükelçi Oğuz Demiralp özel bir mektup yazıyor. Devlet Bakanı Ali Babacan’a.

Üzüntü ifade eden, AB’nin temel kurallarını savunan, ama bu arada, hükümetin son niyetini benimsemeyen satırlar.

AKP, Avrupa Birliği Genel Sekreterlik Binasını başka bir kuruma devretmeye hazırlanıyor. Halen burada çalışan AB Genel Sekreteryasını, oradan çıkarmak istiyor.

Bir kuruluşun görev yaptığı binanın, bir başka kuruluşa devredilmesi her iktidar döneminde yaşanıyor. Ancak, durum şimdi biraz farklı.

AB GENEL SEKRETERLİĞİ

AB ile ilişkiler yoğunlaşınca, geçen iktidar döneminde, AB Genel Sekreteryası kuruluyor.

Sekreteryanın başına bir büyükelçi geliyor. Diğer çalışanlar ise, hepsi kendi alanlarında değerli birer uzman.

Genel sekreterliğin çalışacağı bina, yine AB hayallerini sürdürmeye elverişli, modern bir bina. Ankara’da, Eskişehir yolu üzerinde.

GARİP KESİNTİLER

Bina modern, ne var ki, son zamanlarda binada garip olaylar yaşanıyor.

Elektrikler kesiliyor, bilgisayar çöküyor. Binanın gerçekte yapısına ve görünüşüne hiç uygun olmayan maddi aksaklıklar.

Fırsat bu fırsat, bazıları çıkıyor, "yeni bir binaya gitmek gerek" gibi laflar atıyor ortaya.

İşte, binanın görücüye çıkması tam bu sıralara rastlıyor.

İSLAMCILARIN KEŞFİ

Geçenlerde binaya birileri geliyor. Gelenler, binayı sağdan denetliyor, soldan keşfediyor.

Gelenler, İslam Yatırım Bankası’ndan geldiklerini söylüyor. Sağdan bakıyorlar, "fena değil", soldan bakıyorlar, "çok uygun" laflarıyla karışık.

AKP, AB binasını görücüye çıkartıyor ve gözüne kestirdiği en ehven müşteri İslam Yatırım Bankası.

Binanın bir başka kuruma devredilmek istenmesi, AB Genel Sekreteryası’nın oradan taşınmasının talebi üzerine, Büyükelçi Demiralp, Ali Babacan’a üzüntülerini belirten mektup yazıyor.

ÖZÜNE DENK

Aslında, tam bir ironi.

AKP’nin AB binasını devir tavrı, AKP ruhuyla bütünleşiyor.

Hele de, İslam Yatırım Bankası’na devir niyeti, AKP ruhuyla tam örtüşüyor.

AB’yi, Türkiye’nin gerçekten demokratikleşmesi, modernleşmesi için değil, kendi amaçlarının bir aracı olarak görme eğilimi, artık iyice sırıtıyor. AB binasının devri, sanki AB’nin bir başka bahara devri gibi.

Hele de, İslam Yatırım Bankası’na devri, AB yerine ufukta hangi niyetlerin uçuştuğunun simgesi gibi.

Her şey bitiyor, sıra AB binasını devretmeye geliyor. İroni, gerçekle hiç bu ölçüde bütünleşmiyor.

Ayı cinayetine kılıf

TOPYEKÜN bir kurtarma faaliyeti var. Ayıyı öldüren Uluköy Belediyle Başkanı Salih Kara’yı kurtarma harekatı.

Erzincan’a bağlı Uluköy Belediye Başkanı ve korucu Salih Kara geçenlerde koruma altındaki bir ayıyı Kalaşnikof’la öldürüyor. Tam on altı ayrı suç işlemiş oluyor.

Ya şimdi? Bazı soruların yanıtları askıda.

1-İçişleri Bakanlığı olay yerine müfettiş gönderdiğini açıklıyor. Gerçekten gönderiyor mu?

2-Çevre ve Orman Bakanlığı tazminat davası açacağını söylüyor. Gerçekten açıyor mu?

3-Savcının aslında kamu davası açması gerek. Gerçekten açıyor mu?

4-Salih Kara’nın, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda dayıları mı var? Ona arka çıkan, onu tanıyan birileri.

Son soru. Bu cinayet şimdi cezasız mı kalıyor?
Yazarın Tüm Yazıları