78 yaşında, 20 günde dört denizi aştılar

Güncelleme Tarihi:

78 yaşında, 20 günde dört denizi aştılar
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 23, 2007 00:00

Uzunyol kaptanı Ferit Biren ve okul arkadaşı Coşkun Denizkurt, 12 metrelik yelkenliyle İspanya’dan yola çıkıp Akdeniz’i batıdan doğuya geçti. 1358 deniz mili yaparak Bodrum’a vardı. "İnsan yaşamadıkça yaşlanır" diyen üç çocuk ve üç torun sahibi Biren, şimdi yeni uzun yolculuklar planlıyor.

Ferit Biren’in macerası, Fransa’dan Beneteau Oceanis 40 model yelkenli almasıyla başladı. Yelkenliyi Türkiye’ye kendi getirmeye karar verdi. Geçen yıl by-pass geçirmiş, üç damarı değiştirilmiş, gençleşmişti. 78 yaşındaki denizcinin güveneceği bir ekibe ihtiyacı vardı. Tekneyi iki kişi de getirebilirdi. Birinin hastalanması halinde, tek kişinin komutasına kalması tehlikeliydi. Bu nedenle Kabataş Lisesi ve Yüksek Denizcilik Okulu’ndan arkadaşı Coşkun Denizkurt (78) ve İTÜ Denizcilik Fakültesi Mezunu Yusuf Mardin’i (60) aradı. Üçlü, 10 Mayıs 2007’de teknenin beklediği Barselona yakınlarındaki Guruissan Marina’sında buluştu.

Önce yolculuk erzakını, güvenlik ve mutfak gereçlerini aldılar. İki gün boyunca teknenin kullanım kılavuzunu okuyup, tüm teknik detayları öğrendiler. Yusuf Mardin, dışarıdan 220 volt akım alacakları donanımı kurdu. 12 Mayıs, saat 16.30’da yola çıktılar. Bir mil bile gitmeden yolları gümrük botu tarafından kesildi. Evrakları incelendi. Sorun çıkmadı, yollarına devam ettiler.

FIRTINA PATLADI, YOL UZADI

Meteoroloji 4 kuvvetinde keşişleme, 5 kuvvetinde karayel eseceğini bildiriyordu. Kestirme rota Sardunya ile Korsika adaları arasındaki Bonifacio Boğazı’ndan geçiyordu. Sert rüzgar izin vermeyince Korsika Adası’nın kuzey burnundan dolaşmaya karar verdiler. Gece gündüz, üç vardiya yola devam edeceklerdi. İlk gecelerinde rüzgar şiddetini artırdı. Sabah, yelken tarafına yatan tekne ayakta durulmaz hale gelmişti. Yakındaki Port Rouge limanına sığınmaya karar verdiler. Ancak fırtınadan kaçan tekneler, limanı doldurmuştu. Marsilya’nın Vieux Port Marinası’na yönlendirildiler. Burada karaya çıkan üçlü, denizcilerin ilgi odağı oldu. Ferit Biren’in bir akşam kalıp Bodrum’a devam edeceğini söylemesine tebessümle karşılık verdiler. Fırtınanın en az bir hafta sürmesi bekleniyordu. Gerçekten de hava raporları, Lion Körfezi’nin tamamen Mistral’in etkisi altında olduğunu gösteriyordu. Sağanakla birlikte 30-35 knot esen rüzgar, marinada bile kendini hissettiriyor, yolda yürümeyi engelliyordu.

Üç denizci eksiklerini tamamladı. Vieux Port’un ünlü "Bouillabes" balık çorbasını tattı. Yusuf Mardin’in 22 Mayıs’ta İstanbul’da olması gerekiyordu. 17 Mayıs sabahı limandan ayrıldılar. Şiddetli rüzgara rağmen hızlı hareket etmeleri gerekiyordu. Ferit Biren, Toulon önlerinde karadan uzaklaşıp 200 deniz milini aşacak açık denize yelken açtı. Yusuf Mardin’in lezzetli spagetti ve sandviçleri eşliğinde, ertesi gün öğle saatlerinde Korsika’nın kuzeyindeki Corse Burnu’na vardılar. Güneye yöneldiler. Lion Körfezi’nin etkisinden çıkıp, farklı bir meteolojik bölge olan orta Tiren Denizi’ne girdiler. 3 kuvvetinde poyrazın eşliğinde Elbe Adası’nı geçtiler. 19 Mayıs’ta Monte Cristo Adası’nı geride bırakıp, yakıt almak için Roma yakınlarındaki Fuimicina Limanı’na girdiler.

ROMA’DA TAZE KAN GELDİ

Yusuf Mardin, yerini ortak dostları Haldun Örgüt’e bırakıp Türkiye’ye döndü. Teknenin bakımını tamamlayıp, 23 Mayıs saat 16.30’da, keşişlemeden esen 3 kuvvetinde rüzgarla Messina’ya doğru yola çıktılar. 25 Mayıs sabahı Stromboli Adası’nı geçtiler. Hiç rüzgar esmediği için motorla yol alıyorlardı. Aynı gün Messina’ya girip, İtalya çizmesinin Sicilya’ya bakan ucundaki ünlü Spartivento Feneri’nden, Korent Kanalı’na yöneldi. Büyük gemilerin tercih ettiği açıkdenizdeki Spartivento-Matapan Burnu rotasına girdi. İki gecelerini Ion Denizi’nde geçirecekleri için yakıt aldılar. 5-6 kuvvetinde lodos eşliğinde rüzgarlarını şişirip yollarına devam ettiler.

26 Mayıs’ta Kuzey Ion Denizi’ne girmeleriyle birlikte meteorolojinin fırtına uyarısını geldi. 7 metreyi bulan dalgalarla Sicilya’yı vuran rüzgar, kuzey doğuya yönlenince, ekip açık denizde fırtınaya yakalanmaktan kurtuldu. Alarm verilen ikinci fırtına da Adriyatik’e doğru yol alınca, şansları ikinci kez güldü. 27 Mayıs akşamı Patras Boğazı’na, ertesi sabah Korent Kanalı girişindeki Melunkavi Feneri’ne ulaştılar. Hafif bir fırtına eşliğinde 20 metre genişliğinde, 5 kilometre uzunluğundaki kanaldan geçtiler. Ferit Biren, burada Bulgar yelkenci dostlarıyla karşılaştı. Tavsiyeleri üzerine bata çıka Pire’ye yöneldiler. Zea Limanı’na yanaştılar.

MEHTAPTA BALIK AĞINA YAKALANIYORLARDI

Yunan liman görevlilerince, kıyıdaki restoran personelince sıcak bir ilgiyle karşılanan üç denizci uzo eşliğinde ızgara ahtapot, kalamarla midelerini şenlendirdi. Ertesi sabah yelkenlinin motoru arıza yaptı. Ancak ikindi vakti limandan ayrılabildiler. Keşişlemeden 3 kuvvetinde rüzgarla, Yunanistan anakarası boyunca güneye ilerlediler. Mehtapta keyifle ilerlerken, ilerdeki büyük şamandra ve ağları son anda fark ettiler. Hemen yelkenler toplandı. Makine ve dümen manevralarıyla ağlara yakalanmaktan kurtuldular. Ağlar salmaya takılsa, yelkene bastıran rüzgar tekneyi devirebilir, pervane ve dümen hasara uğrayabilirdi.

30 Mayıs sabahı Siros Adası’nın kuzey burnunu bordalayan ekip, Mikanos Adası’nı geride bıraktı. 4 kuvvetindeki lodos eşliğinde Leros ve Kalimnos Adaları’nın arasından geçti. Rotasını Turgutreis’e çevirdi. Yelkenle süzülen tekne iskeleye Kardak Kayalığı, sancağa Çatal Adası’nı alıp ilerledi. Gece saat 03.30 da, Turgutreis D-Marin’e vardılar. İhtiyar delikanlılar 20 günde dört deniz aşmıştı.

FERİT BİREN

Cesaretin kadar genç korkun kadar yaşlısın

Navigasyon, gemicilik ve yatçılık bilgisi, deneyimi olan herkes, bu yolculuğu yapabilir. Bizim özelliğimiz, ikisi seksene merdiven dayamış, biri de altmış yaşında üç genç olmamız. İnsan kendine güveni kadar genç, şüphesince yaşlıdır. Cesareti derecesinde genç, korkuları derecesinde yaşlıdır. İnsan yaşamadıkça yaşlanır. Seneler cildi buruşturabilir fakat heyecanların teslim edilmesi ruhu buruşturur. Dört defa İngiltere Başbakanı seçilen William Gladstone, son kez göreve geldiğinde yaşı 83’tü. Şöyle diyordu: "Beynimiz yeni tecrübeler keşfettiği sürece insan genç sayılır." Ünlü bir sözdeki gibi "Yaşlanmak bir dağa tırmanmak gibidir. Çıktıkça yorgunluğunuz artar, nefesiniz daralır ama görüş alanınız genişler. Ruhumuzun meydan okuduğu yeni serüvenlere ve düşlere koşacak enerjiyi bulduğumuz sürece genç sayılırız."
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!