Erdal Fernergiz
Salim Uzun
Sayım Çınar
Kasım CİNDEMİR WASHINGTON
Son Güncelleme:
6 Türk restoranı dünyanın en iyileri arasına girdi
Amerikan "Food & Wine" dergisi, dünyanın 40 ayrı kentindeki "en iyi restoranlar" listesinde 6 Türk restoranına yer verdi. Derginin "2007’de gidiniz" tavsiyesiyle hazırladığı listesine girmeyi başaran Türk lokanlarının tümü İstanbul’da.
Listeye tüm dünyadan sadece 335 lokanta girebildi. İstanbul, listedeki lokanta sayısıyla çok sayıda ABD ve Avrupa kentini geride bıraktı. Food & Wine dergisi, en iyiler arasına aldığı 6 türk restoranı için şunları yazdı:
ÇİYA: Feribota binip İstanbul’un Asya yaksındaki Kadıköy’e geçmeye değiyor. Musa Dağdeviren’in lokantası gerçekten farklı. Kuru patlıcan dolmasını, meyveli kebapları çok sevdik.
HÜNKAR: Güzel kalabalıkların doldurduğu Nişantaşı’ndaki bu lokantada, aşçıbaşı Feridun Ügümü yaşamdan daha büyük duruyor. Hamsili pilav ve hünkarbeğendiye aşık olduk.
KANAAT: Asya tarafındaki bu büyük eski lokanta, Türk spesiyalitelerinin ansiklopedik verilerini sunuyor. Kuzulu Özbek pilavı ve vişneli ekmek tatlısını çok beğendik.
PANDELİ: Kurumlaşmış bu lokanta, ünlü Mısır Çarşısı’nda. 1950’lerden beri her turist kılavuzunda yer alır. Yemekler eskisi gibi değil. Öyleyse niye gideceksiniz? Çünkü seramiklerle süslü bu mekan nefesleri kesiyor. En iyi strateji ise en basit yemekleri seçmek. Köfte ve zeytinyağlı taze fasulye ise gerçekten harika.
SAFA: Tarihi bir yüzyıldan daha eskiye uzanan atmosferik bir meyhane. Duvarlar Atatürk’ün ilginç ve güzel fotoğraflarıyla süslü. Pastırmalı-peynirli börek ve çılbır çok lezzetli, çok beğendik.
TUĞRA: Çırağan’ın lokantalarından biri. Osmanlı tecrübesi yaşamak için gidilecek bir yer. Yemekler eski tarihi tariflerden uyarlanmış. İstanbul’daki şarap kültürünü araştırmak için de gidilecek bir yer. Balıklı-cevizli yaprak sarması ile baharatlı et ve kuzu kebaplarına aşık olduk.
ÇİYA: Feribota binip İstanbul’un Asya yaksındaki Kadıköy’e geçmeye değiyor. Musa Dağdeviren’in lokantası gerçekten farklı. Kuru patlıcan dolmasını, meyveli kebapları çok sevdik.
HÜNKAR: Güzel kalabalıkların doldurduğu Nişantaşı’ndaki bu lokantada, aşçıbaşı Feridun Ügümü yaşamdan daha büyük duruyor. Hamsili pilav ve hünkarbeğendiye aşık olduk.
KANAAT: Asya tarafındaki bu büyük eski lokanta, Türk spesiyalitelerinin ansiklopedik verilerini sunuyor. Kuzulu Özbek pilavı ve vişneli ekmek tatlısını çok beğendik.
PANDELİ: Kurumlaşmış bu lokanta, ünlü Mısır Çarşısı’nda. 1950’lerden beri her turist kılavuzunda yer alır. Yemekler eskisi gibi değil. Öyleyse niye gideceksiniz? Çünkü seramiklerle süslü bu mekan nefesleri kesiyor. En iyi strateji ise en basit yemekleri seçmek. Köfte ve zeytinyağlı taze fasulye ise gerçekten harika.
SAFA: Tarihi bir yüzyıldan daha eskiye uzanan atmosferik bir meyhane. Duvarlar Atatürk’ün ilginç ve güzel fotoğraflarıyla süslü. Pastırmalı-peynirli börek ve çılbır çok lezzetli, çok beğendik.
TUĞRA: Çırağan’ın lokantalarından biri. Osmanlı tecrübesi yaşamak için gidilecek bir yer. Yemekler eski tarihi tariflerden uyarlanmış. İstanbul’daki şarap kültürünü araştırmak için de gidilecek bir yer. Balıklı-cevizli yaprak sarması ile baharatlı et ve kuzu kebaplarına aşık olduk.