50 yılın altın futbolcuları

Güncelleme Tarihi:

50 yılın altın futbolcuları
Oluşturulma Tarihi: Aralık 27, 2003 22:38

Avrupa Futbol Federasyonları Birliği (UEFA) Haziran 2004'te 50. yılını kutlayacak. Üye sayısı başlangıçta 25'ti. En son Kazakistan'ın da katılmasıyla 52'ye ulaştı. UEFA bu yıldönümünde futbolda 50 yılın en büyüklerini ortaya çıkarmak istiyor.

Üyesi olan federasyonlardan ülkelerinin en büyük futbolcusunun ismini istedi. Her federasyon, ülkenin futboluna damga vurmuş birer ismi UEFA'ya bildirdi. Türkiye Futbol Federasyonu da futbol hayatını devam ettiren Hakan Şükür'ün ismini verdi. Bu 52 büyük futbolcunun isimleri Lyon'daki Futbolevi'nde sergilenecek.

HAKAN ŞÜKÜR (1971, Türkiye)

Dünya Kupası tarihinin en erken golünü attı

Mutsuz bir Dünya Kupası geçiriyordu. Altı maçta tek bir gol atamamıştı. Bu üçüncülük maçında kendini göstermeliydi. Güney Koreliler başlama vuruşunu yapar yapmaz Türkiye sıkı bir presle karşılık verdi. Savunmanın hatası sayesinde topu kapan Hakan Şükür 11. saniyede Kore filelerini havalandırdı. Bu dünya kupaları tarihinde atılmış en çabuk goldü. Hakan Şükür, Türkiye formasıyla 41 gol atmayı başararak bir rekora imza attı. Avrupa Şampiyonası çeyrek finali oynadı. Galatasaray'la birlikte Şampiyonlar Ligi'nin gediklilerindendi. 2000'deki UEFA şampiyonluğu sonrası İtalya'da ve İngiltere'de oynadı ama arzuladığı başarının çok uzağında kaldı.

FERENC PUSKAS (1927, Macaristan)

Sovyet müdahalesinden sonra ülkesine dönemedi

O muhteşem sol ayağındaki sakatlık, 1954'te Macaristan'a dünya kupasını kaybettirdi. Oysa, Almanya ile yapacakları final maçından önce sakatlığını soran gazetecilere cevap verirken kendinden emindi. Almanları 8-3 yendikleri ilk tur maçını hatırlatarak ‘‘O zaman şimdi de 7-3 kazanırız’’ demişti. Ama Almanlara 3-2 yenildiler. Macar halkı da üç yıl boyunca yenilmeyen milli takımın o finali nasıl kaybettiğine akıl sır erdiremedi. Sol iç pozisyonunda eşsiz top hakimiyetiyle nam salan Puskas, Macaristan'ın İngiltere'yi Londra'da 6-3 yendiği maçın kahramanlarındandı. 1956'da Sovyet müdahalesi sonrası Macaristan'a dönemedi. Ama Real Madrid'de üç kez Avrupa şampiyonluğu kazandı. Budapeşte'deki milli stadyum şimdi onun adını taşıyor.

GEORGHE HAGI (1965, Romanya)

45 metreden gol atınca Romanya kahramanı oldu

Rumen Milli Takımı'nın oyun kurucusu Hagi taç çizgisi kenarından, kaleye yaklaşık 45 metre uzaklıktan şandel bir vuruş yaptı. Kolombiya kalecisi havadan süzülen topu ancak ağlarda görebildi. Georghe Hagi, 1994 Dünya Kupası'nda Romanya'nın ilk golünü atmıştı. 1982-2000 arasında 125 maçta oyun kuruculuğunun tüm inceliklerini sergiledi. Steaua Bükreş forması giyerken Rumen devlet başkanının oğlu Nikolay Çavuşesku'nun gözbebeğiydi. Onu Steaua'ya transfer etmek için devletin tüm kurumları seferber edilmişti. 1990'da Real Madrid'in yolunu tuttu ama İspanya'da dikiş tutturamadı. 1996'da Galatasaray'a transferiyle yeniden doğdu. Takımı UEFA Kupası şampiyonluğuna taşıyan kilit isimdi. Şimdi dinleniyor.

FRITZ WALTER (1923-2002, Almanya)

Esir kampından kurtuldu, Dünya Kupası'nı kazandı

İkinci Dünya Savaşı'nın en kanlı dönemi. Ukrayna yakınlarında bir esir kampında savaş esirleri maç yapıyor. 23 yaşındaki Fritz Walter maharetini esir kampında da gösterip golleri peşi sıra fileye takıyor. Bir gün sonra Sibirya'nın yolunu tutacak trene tıkılmaktan bu sayede kurtuluyor. Almanya'daki futbolculuk günlerini hatırlayan bir Macar esir genç Fritz'i sürgünden kurtarıyor. 11 yıl sonra Bern'de Dünya Kupası finalinde sahaya Federal Almanya Milli Takımı'nın kaptanı olarak çıkıyor. 34 yaşında ülkesinin dünya sahnesine dönüşünü müjdeliyor. Walter kariyeri boyunca Kaiserslautern kulübüne sadık kaldı. Kulüp de stadyuma onun ismini verdi.

BOBBY MOORE (1941-1993 İngiltere)

Kraliçeden kupa aldı ama hırsızlıkla suçlandı

Kızıl saçlı kaptan Wembley Stadyumu'nda şeref tribününün merdivenlerinden çıktı. Kraliçe II. Elizabeth'in elinden kupayı alıp havaya kaldırdı. İngiltere dünya şampiyonuydu. Bobby Moore, İngiliz futbol tarihinin en görkemli başarısında liderliğiyle büyük rol oynamıştı. Savunmanın göbeğinde sezgisi ve pozisyon bilgisiyle rakip forvetlere göz açtırmıyordu. 1965'te Kupa Galipleri Kupası'nı kazanan ilk İngiliz takımının kaptanıydı. 1970 Dünya Kupası öncesi Kolombiya'da mücevher soygunu iddiasıyla gözaltına alındı. Bu İngilizlerin moralini bozmak için hazırlanan bir komploydu. Ama Meksika sıcağında eriyen Moore ve arkadaşları F. Almanya'ya elendi. Moore yöneticilik yaptı, 1993'te kanserden öldü.

ALFREDO DI STEFANO (1926, İspanya)

Franco sayesinde Real Madrid onu Barcelona'dan kaptı

1953'ün güz ayları. İspanya'da transfer döneminin en civcivli dönemi. Barcelona kulübü yeni keşfettiği Arjantinli bir golcüyü transfer bombası diye duyurmak üzere. O da ne! Barcelonalıların şaşkın bakışları altında Alfredo Di Stefano Real Madrid için imzayı basıyor. Beyaz şimşeklerin uyanık başkanı Kont Bernabeu, General Franco'yla dostluğunu kullanarak Di Stefano'ya bir günde Real formasını giydiriyor. Bu dönüm noktasından sonra yıldız oyuncu Avrupa'ya damgasını vuruyor. Üst üste beş kez Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası'nı kazanan Di Stefano attığı 49 golle rakip kalecilerin belalısı oluyor. Halen Real Madrid kulübünün onursal başkanı, tüm yeni transferlerin tanıtımında baş köşeye oturuyor.

JOHANN CRUYFF (1949, Hollanda)

Karısının kaprisi yüzünden milli takımı bıraktı

Ajax takımındaki kaptanlık kavgasına kızan Johann Cruyff 1973'te Hollanda'dan ayrılmaya karar verdi. Birkaç gün içinde Barcelona'yla anlaştı. O sırada İspanya'da Franco rejiminin son günleri yaşanıyordu. Mart 1974'te Real Madrid-Barcelona derbisini Katalan takımının 5-0 kazanması birçokları için rejimin sembolik sonuydu. Bu zaferin moraliyle Cruyff bu kez Hollanda'yı zirveye taşımak için kramponlarını giydi. Brezilya ve Arjantin dahil tüm rakiplerini eze eze yenen Hollanda'nın yaratıcı ruhuydu. Ancak, 1-0 öne geçtikleri finalde Federal Almanlar'ın disiplinine takıldılar. Söylentiye göre eşinin kaprisleri yüzünden bir daha milli takım forması giymedi. Şimdi yorumculuk yapıyor.

JUST FONTAINE (1933, Fransa)

Dünya Kupası'nda 13 gol attı, rekoru 50 yıldır kırılamadı

Goller yağmur gibi yağıyordu. Bir Fransa, bir Federal Almanya rakip filenin yolunu bulurken 25 yaşındaki santrfor Just Fontaine dört golü yazıvermişti. 1958 Dünya Kupası'nda altı maçta tam 13 gol atarak gol kralı oldu. Üstelik tek bir penaltı bile kullanmadan. İşte bu, yarım yüzyıllık bir rekor haline gelecekti. Fransa'da bir halk kahramanı gibi karşılandı. Ama 1960'ta geçirdiği ağır sakatlık başarılı kariyerini bitirdi. Stade de Reims ile çıktığı bir lig maçında bacağı kırıldı. Ertesi yıl bir milli maçta sakatlık tekrarlayınca 29 yaşında futbola veda etti. Paris St. Germain'deki kısa süre antrenörlük yaptı, daha sonra ticaretle uğraştı.

EUSEBIO DA SILVA FERREIRA (1942, Portekiz)

Avrupa filelerini sarsan kara panter

Dünya Kupası'nın sürpriz takımı Kuzey Kore 3-0 öne geçer. Brezilya'yı eleyen Portekizli futbolcular şoktadır. İşte o anda zıpkın gibi ortaya çıkar Eusebio, attığı dört golle Korelileri yıkar. Eusebio kupada 9 kez rakip fileleri sarsıp gol krallığına ulaşır. Doğduğu Mozambik'ten 19 yaşında ayrılmış, Benfica'da kupaları toplamıştır. 1961 ve 1962'de Real Madrid efsanesini yıkarak Avrupa futbolunun zirvesine oturan Portekiz kulübünün gol makinesidir. 1975'e kadar süren kariyeri boyunca defalarca gol kralı olur. 2004 Avrupa Futbol Şampiyonası'nın Portekiz'de yapılmasında Eusebio büyük rol oynar.

LEV YAŞİN (1929-1989, Rusya)

Kalecilik anlayışında devrim yapan dev

Siyah kazağı ve şortuyla kalesini kaplayan bir devdir Lev Yaşin. 1950'lerde dünyadaki kaleci anlayışını değiştirir. O güne kadar kale çizgisini terk etmeyen, ceza alanı dışına pek çıkmayan bir kaleci tipi yaygındı. Ama 1.85 boyundaki Yaşin cesaretiyle bu anlayışı değiştirdi. Ceza alanına atılan topları tutmak için kalesini terk etmekten çekinmiyordu. Ayrıca çok iyi yer tutuyordu. İstanbul'daki bir özel maçta ona bir plonjon yaptırabilmek için Türk futbolcuların 90 dakika uğraştığı anlatılır. Sovyet Milli Takımı'yla Avrupa şampiyonu ve dünya dördüncüsü unvanlarını kazandı. 1949'da girdiği SSCB İçişleri Bakanlığı'nın takımı Dinamo Moskova'daki ilk yıllarında bakanlıkla sorunlar yaşadı, ama takımdan hiç ayrılmadı. 1989'da kanser olarak öldü.

DINO ZOFF (1942, İtalya)

Dünya Kupası'nı 40 yaşında İspanya Kralı'nın elinden aldı

İtalya Cumhurbaşkanı Sandro Pertini tribünde sevinçten ayağa fırlar. İtalyan Milli Takımı 1982 Dünya Kupası finalini kazanmak üzeredir. Az sonra İspanya Kralı Juan Carlos kupayı gök mavililerin 40 yaşındaki kaptanına verir. Dino Zoff, akranlarının ununu eleyip eleğini astığı bir yaşta futbolun en büyük ödülünü elinde tutar. Öyle ya turnuvanın ilk maçlarında gol atmakta zorlanan İtalya'nın hali ne olurdu kalede Zoff durmasa? 1970'lerde o kadar başarılıdır ki milli maçlarda tam 1193 dakika gol yemez. Bu rekor hálá kırılmış değildir. 1983'te futbolu bırakır. Juventus teknik direktörlüğü, Lazio başkanlığı ve Berlusconi'yle kavga edene dek milli takım teknik direktörlüğü yapar.

DİĞER ÜLKELERİN FUTBOL YILDIZLARI

Arnavutluk: Pano Panayot, Andorra: Koldo, Ermenistan: Khoren Hovhannisyan, Avusturya: Herbert Prohaska, Azerbaycan: Anatoli Banishevski, Belarus: Sergey Aleinikov, Belçika: Paul Von Himst, Bosna Hersek: Safet Susic, Bulgaristan: Hristo Stoichkov, Hırvatistan: Davor Suker, Güney Kıbrıs: Sotiris Kalafas, Çek Cum: Joseph Masopust, Danimarka: Michael Laudrup, Estonya: Mart Poom, Faroes: Abraham Lokin, Finlandiya: Jari Litmanen, Gürcistan: Murtaz Khurtsilava, Yunanistan: Vassilis Hatzipanagis, İzlanda: Asgeir Sigorvinsson, K. İrlanda: Pat Jennings, İrlanda Cum: Johnny Giles, İsrail: Mordechai Shpigler, Kazakistan: Sergey Kvochkin, Latvia: Aleksandrs Starkovs, Liechtenstein: Rainer Hasler, Litvanya: Arminas Narbekovas, Lüksemburg: Louis Pilot, Makedonya: Darko Panchev, Malta: Carmel Busuttil, Moldova: Pavel Cebanu, Norveç: Rune Bratseth, Polonya: Wlodzimierz Lubanski, San Marino: Massimo Bonini, İskoçya: Denis Law, Sırbistan: Dragan Dzajic, Slovakya: Jan Popluhar, Slovenya: Brane Oblak, İsveç: Henrik Larsson, İsviçre: Stephane Chapuisat, Ukrayna: Oleg Blokhin, Galler: John Charles.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!