46 yıl önce bir 16 Mart sabahı

İlk kurşun ıskaladı...

Haberin Devamı

Hep birlikte güldüler...
Müfreze komutanı William Calley tetiğe ikinci defa bastığında bebeğin beyni parçalandı. ‘Hedef’ tam 12’den vurulmuştu. Askerler coşkuyla bağırıştılar.
Bundan 46 yıl önce, 16 Mart 1968 sabahı saat sekizde Charlie Bölüğü’nün 2. Müfrezesi, Vietnam’ın My Lai köyündeki katliama işte böyle başladı.
Makineli tüfekleri ve lav silahlarıyla köyü basan Amerikalı askerler, kadın, çoluk çocuk demeden tam 504 sivili kurşuna dizmişti.
İşin acı yanı, köyde Amerikalılara kök söktüren tek bir Vietkong gerillasının bile bulunmamasıydı.
Hatta savaşacak yaşta bir erkek bile yoktu ortalıkta. Bu yüzden namlular sadece kadınlara ve çocuklara ölüm kustu.
O yıl ABD ordusunun 500 bin askeri Vietnam’ın tuzaklarla dolu tropikal ormanlarına gömülüp kaldı.
Bu başarısızlık onları ‘ceset sayma’ denilen yönteme sürükledi.
Her ölü Vietnamlı bir puan sayılıyor ve savaşın başarı oranı buna göre belirleniyordu. Bu durum ‘Er Ryan’lara daha büyük bir öldürme arzusu ve serbestliği veriyordu.
Tarihe My Lai katliamı diye geçen olay işte bu yöntemin sonucuydu.
Her savaş bünyesinde gözü dönmüş katiller kadar insanlığını yitirmemiş kahramanlar da barındırır.
Helikopter pilotu Hugh Thompson da işte bunlardan biriydi.
24 yaşındaki Thompson, My Lai’daki kara operasyonuna havadan destek verirken aşağıda yaşanan vahşeti görmüş, helikopterini yere indirmiş; kendi arkadaşlarına ateş etme pahasına bu katliama engel olmak istemişti. Ama ne yazık ki elinden fazla bir şey gelmedi.
Amerika katliamı dünya kamuoyundan gizlemek için çok çaba sarfetti.
Soruşturma dosyası önce genç bir teğmen olan Colin Powell’ın önüne geldi.
Powell, iddiaların asılsız olduğuna dair bir rapor vererek politikadaki istikbalinin parlak olduğunu daha o zamanlardan göstermişti.
Sonra da ‘hakettiği‘ yerlere yükseldi. İsmi hiç yabancı gelmemiştir size...
Körfez savaşının Genelkurmay Başkanı, George W. Bush’un Dışişleri bakanı Colin Powell’dan söz ediyorum.
Tabii ki bu kadar kanlı bir mızrak, çuvala sığmayacaktı.
Bir yıl sonra gazeteci Seymour Hersh’ün ısrarlı çabaları sayesinde takke düştü, kel göründü.
Bütün dünya savaş fotoğrafçısı Ron Haeberle’ın çektiği inanılmaz görüntülerle bu vahşete tanık oldu.
My Lai’in baş mimarı Teğmen William Calley’e gelince... Mecburen yargılandı ve ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.
Ama dönemin Başkanı Nixon, “Bu vatan için kurşun atan da, kurşun yiyen de şereflidir” vecizesini Tansu Çiller’den önce keşfetmiş olacak ki, Calley’in cezasını üç yıllık ev hapsine çevirdi.
Calley, bugün Atlanta’da kuyumculuk yapıyor ve sokağa çıktığı zaman yüzünü kapatmak için şemsiyesini yanından ayırmıyor.
Fotoğrafı çekilmesin diye mi, yoksa utancıdan mı taşıyor şemsiyeyi buna da siz karar verin artık.

Son havadisler

Haberin Devamı

Bir
Moet Hennessy grubu geleneklerine ‘ihanet ederek’ Ekim 2013’ten beri Hindistan’ın Nashik bölgesinde ürettiği köpüklü şaraplardan, tüm eleştirilere rağmen vazgeçmiyor. Fransa dışında üretildiği için daha ekonomik fiyatlarla satılan bu ‘şaraplara’ şampanya denilmesi uygun görülmese de satışlar şirketin yüzünü güldürüyor. Anlayacağınız lüks tanım değiştirip daha ‘ulaşılabilir’ hale geldi.

İki
3 Boyutlu printerdan çıkan en ufak ‘ürüne’ bile ‘mucize’ gözüyle baktığımız şu günlerde Hollanda’daki KamerMaker adlı mimarlık bürosu bu makinelerle gerçek bir bina ‘print etmek’ için kolları sıvadı. Bir bölümü yapılıp ziyarete açılan ve üç yıl içinde 12 odalı bir ev haline getirilecek projenin başarılı olup olmayacağı kesin değil ama ‘deneme yanılma’ yöntemiyle 3D printerların inşaat sektörüne de girip girmeyeceği de anlaşılacak.

Üç
Avustralyalı Toilet Paper Man firmasının 22 ayar altından ürettiği 1 milyon dolarlık ‘tuvalet kağıdı’ hala satılmamış. Anlaşılan onu kullanacak popo henüz anasından doğmadı.

Dört
Body Mint Sport markasının piyasaya sürdüğü haplardan günde iki tane aldığınız zaman ter, ayak ve ağız kokuları kökten tarihe karışıyormuş. Yaz aylarında İstanbul’da bu hapları bedava dağıtsalar ne hoş olur...

Beş
Koşun sümüklü böcek geliyor... Son günlerde hanımlar sadece havuç, ıspanak ve İsviçre lahanası ile beslenen salyangozların yüzlerinde ‘yürütüldüğü’ güzellik salonlarının kapılarını aşındırıyormuş. İşin kerameti salyangozun sümüğündeki cildi sıkılaştırıp gençleştiren asitlerdeymiş. Ay ne çekti bu kadınlar güzelleşeceğim diye be...

Altı
Michael Jackson’ın bir zamanlar yanından ayırmadığı şempanzesi Bubbles’a sürekli şiddet uyguladığı iddiaları ABD magazin basınına bomba gibi düştü. İddiaya göre Michael, hayvancağızı sürekli tekmeleyip yumrukluyormuş. Jackson ailesi haberleri yalanlasa da ‘popun kralı’nın yanında sürekli şık kostümlerle dolanmak zorunda kalan Bubbles, bana sorarsanız sırf bu yüzden bile bir ‘şiddet kurbanı’ sayılabilir.

Yedi
Lady Gaga geçtiğimiz hafta katıldığı Jimmy Kimmel’ın talk showunda ‘kahve filtrelerinden’ yapılan elbisesiyle yine dikkatleri üzerine topladı. Hanım kıza instagram filtresi yetmemiş olsa gerek.

Sekiz
80’li yıllara damgasını vuran Hanedan dizisinin 2015’te Amerikan ABC tarafından yeniden çekileceği dedikoduları sanal alemde dolanmaya başladı. Ancak eski oyunculardan hiçbiri dizinin yeni ‘sürümünde’ oynamaya sıcak bakmıyormuş. Bana sorarsanız Joan Collins ve o meşhur karakteri Alexis olmadan Hanedan’ın tutması çok zor...

Dokuz
Oscar’ı aldıktan sonra yaptığı konuşma sırasında da Ukrayna’da yaşananlara değinen Jared Leto, geçtiğimiz günlerde üyesi olduğu müzik grubu ’30 Seconds to Mars’ ile Kiev’de bir konser verdi. Leto, protestocuların vurulup öldüğü yerleri de tek tek ziyaret etmeyi ihmal etmedi. İşte gerçek sanatçı duyarlılığı...

On
İkinci kuşak Angelina geliyor! Jolie’nin minik kızı Vivienne annesinin Uyuyan Güzel’deki cadıyı canlandırdığı Maleficent filminde prenses Aurora’nın çocukluğunu oynamış. İnsan merak ediyor, acaba anasının cadı hali Vivienne’ı korkuttu mu yoksa bu duruma evden alışık mı?

Yazarın Tüm Yazıları