40’ıncı yaş korkusu

Kadınlar kırklı yaşları erkeklerden daha telaşlı, daha ürkek karşılıyor.

Ruhsal gelgitler, hamilelikler, çocuk büyütmeler ve ev sorunlarıyla bir hayli yorgun düşen kadınlar ömrünün geri kalan bölümü için huzuru bol, korkusu ve endişesi az, sakin bir liman arıyor. Bazı kadınların bu değişimi fazlaca abarttığı bile görülebiliyor. Orta yaş korkusu bazı sorunlara neden olabiliyor.

Kadınların bedenleri de ruhları da erkeklerden farklı çalışıyor. Araştırmalar kadın beyninin özellikle algılama ve yorumlamada erkeklerden müthiş farklılıklar taşıdığını gösteriyor. Görünüşte daha duygusal, dirençsiz, inişli-çıkışlı ve güvensiz gibi görünen kadın ruhunun erkeklerden çok daha güçlü olduğu belirtiliyor.

Değişen durumlara kadın ruhu kolaylıkla uyum sağlıyor. Kadınların iyimserlik ölçüleri ve olan bitene direnebilme yetenekleri de erkeklerden fazla. Ayrıca kadınlar duygusal yanıtlarında daha samimiler. Gerektiği zaman rahatlıkla ağlıyor, gülüyor. Bütün bunlar doğru ama depresyonun, duygu-durum bozukluklarının, psikosomatik hastalıkların kadınlarda daha çok görüldüğü de bir başka gerçek.

Bazı kadınlar özellikle orta yaş virajına girdiklerinde huzur arayışını abartabiliyor. Huzuru bir çeşit geri çekilme, sinme, vazgeçme ve hatta kepenk indirme sanıyor. Abartılmış bir huzur beklentisi bazen boşvermişlik duygusuna ya da yetersizlik endişesine yol açabiliyor. Böyle durumlarda fazla kilolar önemsenmeyip yok sayılıyor, cinsellik ertelenip savsaklanıyor. Hayatı güzelleştiren pek çok şey ertelenebiliyor.

Orta yaş kadınlarından bazılarıysa "menopoz-osteoporoz-artroz-nöroz" dörtgeninin içine sıkışıp kalıyor. Menopoza bağlı ateş basmaları, terlemeler, uyku sorunları, osteoporoza bağlı kemik ağrıları, artroz ile ilişkili eklem problemleri ve hareket sorunları, ruhsal kökenli sindirim ve dolaşım sistemi yakınmaları bu kadınların yaşam kalitesini azaltıyor hatta hayatlarını karartıyor.

40’LI YAŞLARDA BEDENSEL KAYGILAR BAŞLAR

Kırklı yaşlar kadınlarda bedensel kaygıların da oldukça arttığı yıllardır. Mamografiler, kemik yoğunluğu ölçümleri, PAP-Smear testleri, kan analizlerine dikkat kesilmeler en çok bu yaşlarda başlıyor. Yorgunluklar, kilo almalar, uykusuz kalmalar, kramplar veya ağrıların arkasında mutlaka bedensel bir sorun arayışı başlıyor.

Hemen belirtelim: Kadınlarda orta yaş değişimleri bize göre bedenden çok ruhsal alandadır. Bedensel değişimler çok daha sonra ellili, altmışlı yaşlarda başlayacaktır.

Kadınlarda orta yaş değerlendirmesinin bedensel ve ruhsal bir bütün olarak yapılması en doğru yaklaşımdır. Gerektiğinde bir psikiyatr ya da bir psikologdan yardım alınmalıdır. Ancak böyle bir yaklaşımla sorunlar doğru tanımlanabilmektedir. Bu tarz bir yaklaşım daha hızlı ve güvenli sonuç vermektedir.

ŞARLATANLAR ÇOĞALIYOR

Sağlıklı ve kaliteli yaşamanın değerini anlayanların sayısı arttıkça bundan yararlanmak isteyenler de çoğalıyor. Sağlık birçok alanda ürün pazarlayanların başlıca sloganlarından biri haline geldi. Besin üreticileri ne yapıp edip ürünlerinin sağlık yararlarını öne çıkarma telaşındalar. Bazı üreticiler yiyecek ve içeceklere vitamin, mineral veya besin katkıları ilave ederek satışlarını arttırmaya çalışıyor. Bunlar doğru ve yararlı gelişmeler ama konuyu suiistimal edenler de var.

Sağlık ürünleri ile ilgili şarlatanlıklarla en çok aldatılanlar kilo kaybını amaçlayanlardır. Zayıflamak isteyenlerin ortak yanlışları yiyecek-içeceklerini azaltmadan, aktivitelerini arttırmadan, kısacası mevcut durumlarında herhangi bir değişiklik yapmadan yağlarından kurtulmaktır.

Karşılanması mümkün olmayan bu talepleri abartırsanız size uygun bir çözümü şarlatanların bulacağından hiç kuşkunuz olmasın. Sağlık şarlatanları size mutlaka yardımcı(!) olurlar. Bunlara göre sizin uyurken bile kilo kaybetmeniz mümkündür.

Deniz kenarında güneşlenirken yağlarınızı yakan, arzunuza göre kalçanızı, karnınızı veya bacaklarınızı zayıflatan ve bu arada selülit sorununuza da çözüm bulan ürünler onlarda hep vardır. Zayıflatan çorbalar bunların icadıdır. Vücudunuza yapıştırınca kilo kaybı sağlayan mucize yapıştırıcılar, içtikçe sizi incelten gazozlar, detoks yapıcılar ve daha pek çok şey onlardadır. Sağlık şarlatanlarına dikkat edin! Özellikle kilo sorununuz varsa bu daha önemlidir.

NASIL YAŞIYORLAR?

İZZET ÇAPA

40 yaşında. Boyu 1.69 m. Kilosu, 81 kg. Kırmızı et çok yiyor, un çok tüketiyor, tuz ise orta, şeker çok kullanıyor. Alkol sık sık alıyor, ama kafeinden kaçınıyor. Sigara, tütün kullanmıyor. Günde sadece 4-5 saat uyku uyuyor. İşi çok stresli ve yıpratıcı. Spor yapmıyor. Genetik bir hastalığı yok. Düzenli kullandığı bir ilaç yok.

PROF. MÜFTÜOĞLU’NUN YORUMU

"İzzet Çapa fazla kilolarından her zaman şikayetçidir. Müthiş bir başarıyla yürüttüğü işinin gereği uykusu düzensiz, uyku ritmi bozuk, uyku kalitesi oldukça düşük biridir. Beslenme alışkanlıkları iyi, besin seçimleri (genelde) akıllıdır ama küçük bazı hataları var. İzzet Çapa öğün atlama, bazen gereksiz kalorileri abartma gibi yanlışları çok sık yapar. Alkolü sık ve biraz fazla tüketir. Doğrudur! İşi çok stresli ve yıpratıcıdır ama ne var ki sevgili İzzet’in kendisi de ciddi ve amansız bir stres üreticisidir. İşine gösterdiği dikkat, titizlik biraz fazladır. Tutku ve hatta obsesyon düzeyindedir. Bu da onu ruhsal olarak üzer, gerer, yıpratır. İşinden sabaha karşı ayrılır. Bu saatlerde 300-500 kalorilik karbonhidrattan zengin bir şeyler yemek sevgili İzzet’in kötü alışkanlıklarındandır. Spor yapmıyor demek haksızlık olur. Sevgili İzzet yerinden kımıldamayı bile istemez. Bedenine kalori yüklemekten çok hoşlanır. Kazandığı kalorileri kaybetmeyi ise hiç sevmez. Zararlı ve muzır olan her şey gibi tuza, şekere, una ve kırmızı ete de müthiş bir ilgi duyar. Bağımlılık derecesinde sevdiği bu dört zararlıya yakınlaşmasında birlikte çalıştığı olağanüstü yetenekli mutfak ustaları Gazi Bey ve kardeşinin de katkısı var. İzzet Çapa duygusal inişleri çok fazla, mesleğine tutkunun ötesinde bağlılığı olan, iş odaklı, çok çalışkan, iddialı biridir. Ama bu güzel yanlışlarını örtecek ölçüde güçlü bir iyimserlik donanımına sahiptir. Her şeye olumlu tarafından bakmak, yarım hatta boş bardakları bile dolu gibi yudumlamak sevgili İzzet’in en önemli özellikleridir."

Yukarıdaki yorumlar İzzet Çapa’nın çok sevgili bir dostundan alınmıştır. Ve de oldukça doğru gözlemlerdir. Orta yaş virajını dönmeye hazırlanan biri olarak fazla kilolarından kurtulma isteğini kararlılık ve aktiviteye dönüştürmek İzzet Çapa’nın ilk işi olmalıdır. İşini değiştiremeyeceği, uyku düzenini farklılaştıramayacağına göre yetenekli ve tecrübeli bir diyetisyen ile daha düşük kalorili beslenmenin çarelerini aramalıdır. Alkolü çok sınırlamak, yatmadan önce sabaha karşı bir şeyler yemeyi kesinlikle bırakmak ve birazcık kımıldamak bir yana mutlaka ciddi bir egzersiz desteği almak zorundadır. Haftada 3-4 gün 400 kalori tüketeceği bir egzersiz veya her gün yapacağı 35 dakikalık tempolu bir yürüyüşün sevgili İzzet’in sağlığında çok ciddi değişmeler yapacağı kanaatindeyim. İzzet Bey’in vitamin-mineral takviyesine ihtiyacı olduğunu sanmıyorum. Belki birkaç doğal antioksidandan yararlanabileceğini düşünüyorum (Resveratrol, Alfalipoik Asid gibi). Sevgili İzzet Çapa’ya sağlıklı, mutlu, huzurlu ve eğlencesi bol bir hayat diliyorum.
Yazarın Tüm Yazıları