33 Sayılı Karar geliyor

Kambiyo rejimini düzenleyen 32 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı yürürlükten kaldırılarak aynı konuda 33 Sayılı Karar'ın yürürlüğe konması planlanıyor.

Yürürlükteki uygulamalara getirilmesi önerilen değişiklikler Bakanlar Kurulu Kararı'na yeni bir isim verecek kadar radikal değiller. Dolayısıyla, yürürlükteki Karar'da değişiklikler yapılarak da aynı amaçlar gerçekleştirilebilir. Mevzuatta da istikrar önemlidir.

Karar'da diğer kanunlarda yapılan değişikliklere paralel bazı uyarlamalar yapılıyor. Bir anlamda, 32 Sayılı Karar güncelleştiriliyor.

DEĞİŞİKLİKLER

Sonuçları önemli olabilecek değişiklikler ise şöyle:

1. Özel finans kurumlarının uygulamaları, gözetimleri ve denetimleri Bankalar Kanunu içinde ele alınması nedeniyle, bankaların yapabildikleri tüm kambiyo işlemlerinin bu kurumlarca da yapması gündeme getiriliyor.

2. İhracatçıların kazandıkları dövizlerin belli bir süre içinde yüzde 70'ini Türkiye'deki bankalara bozdurma zorunluluğu yüzde 50'ye düşürülüyor. Süre dolduktan sonra yurda getirilen dövizler üzerinden alınan ceza uygulaması kaldırılıyor. İhracatçıların rahatlatılması amaçlanıyor.

3. Yurt içinde dövizin ödeme aracı olarak kullanılması yasaklanıyor. Yani, yurt içi adresli iki ekonomik bireyin birbirlerine olan borçlarını dövizle ödemeleri yasal olmaktan çıkarılıyor. Döviz üzerinden çek yazmak tarihe karışıyor. Döviz üzerinden fatura kesmenin yasal olup olmadığı ise yeni Karar'ın bu haliyle henüz belirsiz.

4. Döviz tevdiat hesapları üzerinden sahiplerinin serbestçe tasarruf etmesi ilkesi yerine bu Karar'ın ilgili maddeleri çerçevesinde tasarrufta bulunabilmeleri ilkesine geçiliyor. Yani, bir döviz hesabından bir başka döviz hesabına virman yapmanın nedeni dövizin ödeme aracı olarak kullanılmasıysa, ki başka bir neden düşünülemez, bu işlem yapılamayacak.

YASAKÇI YAKLAŞIM

Önerideki özel finans kurumlarının devreye alınması dışındaki değişikliklerin arkasında dalgalı kurla yaşamanın zorluklarını hafifletmeye yönelik bir arzunun olduğu izlenimi veriliyor. Türkiye ekonomisinin geldiği noktada, döviz işlemlerini kısıtlayıcı değil, serbestleşmede daha radikal olunabilirdi.

İhracatçıların kazandıkları dövizleri, aynı görünmeyen işlemlerden döviz kazananlar gibi, yurda getirip bozdurma mecburiyetini kaldırmak daha uygun bir çözümdür. Kaldı ki, döviz yurda getirilmediği zaman söz konusu olan cezanın kaldırılması konuyu zaten sulandırmaktadır. Bu şekilde, uluslararası kuruluşlar gözünde mevzuatımız daha uygun hale gelecektir. Mevzuat değil, iktisadi kurallar döviz kazanan birimlerin kazandıkları dövizleri bozdurmaya mecbur etmelidir. Bu olamıyorsa, zaten yapılacak bir şey yoktur.

Dövizin bir ödeme aracı olarak kullanılmasının yasaklanması ise yanlış bir karardır. Bu çeşit işler, yasaklamalarla değil, uygulamanın iktisadi cazibesinin yok edilmesiyle istenildiği şekle sokulabilir. Böyle bir uygulamayı durdurabilme olanağı da zaten yoktur. Yanlış anlaşılabilecek bir konuyu gündeme getirmekten başka bir katkısı da olmaz.

Kambiyo mevzuatına 'yasakçı' bir yaklaşım hiç yakışmamış.
Yazarın Tüm Yazıları