30 yaşındaki kayınbiraderime bakmak zorunda mıyız?

Güncelleme Tarihi:

30 yaşındaki kayınbiraderime bakmak zorunda mıyız
Oluşturulma Tarihi: Nisan 13, 2004 00:00

Merhaba Güzin abla, Benim de problemim kayınvalidem ve kayın biraderim ile ilgili. Dört yıldır evliyim ve evlenirken kayınvalidem beni ailesine layık görmediği için, bir türlü benimseyemedi. Oysa üniversiteyi bitirdim, master yaptım. Şu anda da iyi bir işte çalışıyorum. Kendisi eşinden yirmi yıl önce ayrılmış ve çocuklarına aşırı düşkün, benimle ilgili olarak sürekli problemler çıkartıyor, her şeye karışıyor. Bu da yetmiyormuş gibi kayınbiraderim yıllardır yanımızda kalıyordu. Kendisi 9 yılda üniversiteyi bitirdi ve 30 yaşına geldi. Yine de çalışmıyor. 3 ay önce, büyük uğraşlardan sonra, ayrı bir eve çıkartmayı başarabildim. Ama yine de onu biz geçindiriyoruz. Kısacası, kirasını da biz ödüyoruz, ağabeyinden hala harçlık bekliyor. Annesi sürekli eşimi arayıp, kardeşine bakmamız, üzerimize düşeni yapmamız gerektiğini, söyleyip duruyor. Zaten annesi eşime ve kardeşine çocukluğundan beri büyük bir psikolojik baskıda bulunmuş, Babalarından ayrılıp, tek başına onlara, bakıp büyüttüğünü, okuttuğunu, çok büyük fedakarlıklarda bulunduğunu beyinlerine kazımış. Bu sebeple eşim annesine karşı gelmeyi düşünmüyor, ve kardeşine bakmayı da bir görev addediyor. Bu nedenle ciddi olarak eşimden boşanmayı düşünüyorum. Ailem ise benim bu düşünceme karşı. Siz ne dersiniz? RUMUZ : KAYINBİRADERSevgili kızım, kayınbiraderin yüzünden eşinden ayrılmayı düşünmeni ben de hiç makul görmüyorum. Anladığım kadarıyla eşinle aranızda, bu sorunlar dışında ciddi bir problem de yok. Ama kayınvalidene kırgınlığın, kayınbiraderine ise maddi destek vermek zorunluluğu seni bu sınırlara getirmiş. Sanırım, artık bu yaşını başını almış kayınbirader de, kendi kendine yetmeyi, ekmeğini kazanmayı düşünecektir. Madem evden ayrılmış ve 9 yılda da olsa, üniversiteyi bitirmiş, artık iş aramaya başlasa iyi olur. Yüzmüş yüzmüş kuyruğuna gelmişsin. Biraz daha sabredemez misin? Eşine, tatlı dille, 30 yaşına gelmiş bir erkeğin, artık elinin ekmek tutması gerektiğini ve birlikte kazanarak yürütmeye çalıştığınız yuvanızın, daha uzun süre böyle bir yükü kaldıramayacağını anlatabilirsin. Eğer konu, kayınvaliden olsaydı, eşin elbette fedakarlık yapıp, zor durumdaki annesine bakmakla yükümlüydü. Umarım, sonunda eşin de sana hak verecektir. Ama kızım, bunu kızgınlıkla, öfkeyle değil de, tatlı dille yapsan, mutlaka kazançlı çıkarsın. Kayınvalidenin sana karşı tavrı, tipik bir erkek evlatlarını yetiştirmek zorunda kalan, dul bir anne durumu. Ona karşı en iyi silahın, saygılı ve nötr davranmak olacaktır. Oscar Wilde’ ın şu sözünü unutmamalısın: ‘Düşmanlarınızı daima affediniz... Onları hiçbir şey daha fazla rahatsız edemez’ Yazık benim Türkiyem’eÜlkemi Avrupa ile kıyaslayıp üzülüyorum Sevgili Güzin abla senin yazılarını okumak için bir gün sonraki çıkacak gazeteyi beklemiyor İnternet’ten Hürriyetim.com’dan sana ulaşmaya çalışıyorum. Ben Fransa’da çalışan, kendi halinde biriyim. Allah’a şükür halim vaktim yerinde. Ama benim sorunum Türkiye. Bazen aklım karışıyor anlayamıyorum. İzliyorum ve Türkiye ile Avrupa’yı karşılaştırıyorum. O kadar farkımız var ki. Eğitim sistemimizden tutun da ekonomiye kadar her şey farklı. Yine de belki acınacak durumda olan biz, gurbettekileriz, ama yine de yazık benim o güzel Türkiye’me, milletime. Ve de yüce önder Atatürk’ün bize bıraktığı ülkeme.RUMUZ : Fransa’dan Ahmet Sevgili okurum, ülkemizi Avrupa ülkeleri ile kıyaslamak mümkün değil... Ne yazık ki istikrar bulamayan bir eğitim ve ekonomi politikamız var. Tabii ki, her şeyin düzelmesi ve Avrupa düzeyine ulaşabilmemiz için, şart olan en önemli noktayı yani eğitimi kaçırıyoruz. Burada iyi eğitim imkanı bulamayan gençler dışarı gidiyor. Avrupa’da ABD de yaşamayı seçiyor. Belki zaman zaman haklılar da. Yine de bir gün vatana döneceklerine inanıyorum. Ama, ülkemize de bu kadar kötümser bakmayalım. Bu kadar umutsuz olmayalım. Pırıl pırıl gençler de yetişiyor bu ülkede. Ve benim bütün umudum onlarda. Gurbette elimden tutup beni evlendirecek kimsem yokBen 32 yasında Almanya’da yaşayan bir erkeğim. Bugüne kadar hiç evlenmedim ve ciddi bir ilişkim de olmadı. İçine kapanık birisi olduğum için hanımlarla tanışma imkanım çok az. Son 2 senedir iyice bunalıma girdim çünkü bana çevremdeki herkes yaşımın geçtiğini söylüyor. Doğrusu bugüne kadar karşıma evlenebileceğim hiç kimse çıkmadı. Acaba problem bende mi, çok mu seçici davranıyorum? Ablacığım benim burada yalnız yaşıyor olmam ve hiçbir akrabamın olmaması da işimi iyice zorlaştırıyor. Akıl alabileceğim ve aracı olabilecek kimsem yok. Bu yüzden sana yazmaya karar verdim, belki senin yardımınla bir bayanla tanışma imkanım olabilir, diye düşündüm. Lütfen bana bir yol göster, çünkü son zamanlarda yalnızlıktan bunaldım. Bu, Murathan10@aol.com e-mail adresimi gazetede yayınlarsanız sevinirim RUMUZ : YALNIZLIKSevgili oğlum, ben gazete ya da dergi sütunlarından, düzgün bir evlilik yapılabileceğine inanmıyorum. Ancak gurbette, aile ortamından uzakta, yalnız kalmış bir genç olarak bu kadar bunalıma düşmen beni etkiledi. Bizde genç kız ya da genç erkekler 30 yaşını geçtiğinde, hemen çevreden bu tür ‘yaşın geçiyor, evde mi kaldın’ tipinde şakalar baş gösterir. Oysa bugün gençler artık akıllandılar. Hemen evlenmeye sıcak bakmıyorlar. Çok da iyi yapıyorlar. Kişilikleri oturmadan, elleri ekmek tutmadan, evliliğe kendilerini hazır hissetmeden yuva kurmuyorlar. Yine de umarım, seni bu yalnızlığından kurtaracak sevgi dolu bir yürek bu çağrına cevap verir.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!