29. Sokak nedir bilir misiniz

ANKARA Bahçeli Evler’de ikamet etmekte olan bir vatandaş olarak elimdeki verilere dayanarak:

1935 yılında Reisicumhur Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, Başvekil İsmet İnönü ve bakanlar kurulunun kararına göre:

"Satın alacağı arsalar üzerine evler yaptırmak bunların tutarını en çok on iki yılda aylık kesimlerle toplandıktan sonra ortaklarına mal etmek ve bu işlere ait diğer hususlarla uğraşmak maksadile merkezi (Ankara) olmak üzere yirmi yıl müddet ve en az beş bin Türk lirası sermaye ile teşkiline başlanan (Ankara Bahçeli Evler Yapı Kooperatifi)nin İktısat Vekaletinden gönderilen esas mukavelenamesi İcra Vekilleri Heyetince 26/1/1935 de tetkik edilerek ilişik mukavelenin tasdikı onanmıştır. 26.1.1935.

Reisicumhur K. ATATÜRK"

Adlı belgeden de görüleceği üzere Ankara Bahçeli Evler Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk konut kooperatifi olarak 1935 yılında şu anki 3 ve 5. cadde 35, 37, 39, 41-50. sokak ve çevrelerinin bulunduğu bölgeleri kapsayacak şekilde 2 katlı villalar şeklinde kurulmuştu. Daha sonraları çeşitli kooperatiflerin, Küçükevler (1937), Tasarruf Kooperatifi (1941), Ankara İş Bankası memurları (1942), Yurt Yapı Koop. (1942), Eser Yapı Koop (1958) bölgeye ilavesi ile Bahçeli Evler ve Şenyuva Koop. (1941), Ucuzevler Yapı Koop. (1942), Emekli Sandığı Yapı Koop. (1942), Zümrütevler Yapı Koop.(1944), Dikmen Yapı Koop. (1954) ve Yeşil Yurt Yapı Koop. ilavesi ile de Emek Mahallesi kurulmuştur.

Bu şekilde kurulan Ankara Bahçeli Evler Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk konut kooperatifi olduğundan ülkemizde şehir planlamasının gelişimi açısından önem taşımaktadır. Kooperatifin yerleşim planı ve evlerin tipleri de 1928 de Ankara İmar Müdürlüğünün kentin planının yapılması için açtığı uluslararası bir yarışmayı kazanmış olan Jansen tarafından yapılmıştır. Ancak geçen zaman zarfında kabul edilen kat artışı-nüfus artışı semtte çok katlı binaların çoğalmasına sebep olmuştur. Bahçeli Evler’in yine de ara sokaklarında hala o güzelim eski villaların izlerine rastlanılır. Ben de o evlerden birinde, Kooperatif üyelerinden birinin kızı olarak doğdum, yaşamımı, eğitimimi hep aynı semtte sürdürdüm, iş hayatına atıldım ve hala aynı evde oturuyorum. O semtte yaşayan hepimizin her sokakta bir anısı vardır. Biz anılarımızdan bahsederken hep 39. Sokak diye bahsederiz. Hiçbir surette yeni sokak adını kullanamayız ve kullanmayacağız.

Sayın yetkililer, şayet 1935’den önce Ankara’da kurulmuş başka bir semtte 39. Sokak varsa sokak numaramızı değiştirin yoksa bırakın. Dünyanın hiçbir yerinde isimler yıllar geçse de değiştirilmez. Bu bir etik anlayışdır. Bahçeli Evler’in sokak numaralarını değiştirerek semti güzelleştirmek, ileriye götürmek yerine sokaklarımızın, caddelerimizin çarpık kaldırımlarını düzeltin.

Prof. Dr. Dilek DALAT

e-mail: dalat@dentistry.ankara.edu.tr

GÜNÜN SÖZÜ

"Dünyada her millet, icraatına tahammül ettiği hükümetin mesuliyetine ortak sayılır."

(Mustafa Kemal Atatürk)

’Siyaseti bırakma’ tehdidine görüşler

İNŞALLAH diyorum, diyoruz. Benim kadar diyenleri de tahmin edebiliyorum.

Bugün (17.7.2007) tarihimize, altın harflerle yazılacak bir gün!..

Bu millet kendisini hiç unutmayacak; inanın.

Ama dileğim bu kadar değil. Aynı müjdeyi Deniz Baykal’dan da duymak istiyoruz.

Nuran BÖKE

TEK başına iktidara gelemezse siyaseti bırakırmış.

Bırakırsan bırak kardeşim.

Bulunmaz Hint kumaşı mısın?

Hizmetlerin için teşekkür eder, Anayasa Mahkemesi’ndeki davalarda görüşürüz.

Güle güle sana... Rüzgar gibi geçti.

Turan GÜMÜŞTAŞ

29 Kasım 1987 seçimlerinden bir süre önce, dönemin Başbakanı rahmetli Turgut Özal, TRT’deki liderlere ait seçim konuşmasının son gününde, tıpkı Başbakan Erdoğan’ın Isparta’da yaptığı gibi, "Seçilemezsem giderim" demişti. Bu söz üzerine ertesi gün ülke gündemi sarsılmış ve seçimlerden Özal galip çıkmıştı.

Selim BİLGİNKAYA

KISA...KISA...KISA...

- SOKULLU’da oturuyorum. Çarşamba günleri mahallemizde pazar kuruluyor. Ne yazık ki pazarcıların yüzünden evlerimizin önüne arabalarımızla gidemez olduk. Çünkü pazar yerinin dışında da sokağa tezgah açılıyor. Zabıta ekipleri sürekli dolaşıyor ama pazarcıların ama artık birbirlerini o kadar iyi tanıyorlar ki varlıkları etkilemiyor. Bu bizim, pazarcı esnafıyla münakaşa etmemize neden oluyor ve biz arabalarımızı evimizin önüne park edemediğimiz gibi pazarcı beyfendilerden küfür yiyoruz. G.TORUN
Yazarın Tüm Yazıları