25 Aralık soruşturması polislerinden ‘kabineyi toplayacağız burada, nefes aldırmayacağız’ yazışması

Güncelleme Tarihi:

25 Aralık soruşturması polislerinden  ‘kabineyi toplayacağız burada, nefes aldırmayacağız’ yazışması
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 03, 2016 12:48

25 Aralık soruşturması polislerinden ‘kabineyi toplayacağız burada, nefes aldırmayacağız’ yazışması

Haberin Devamı


Yüksel KOÇ/İSTANBUL,(DHA) 25 Aralık soruşturması kapsamında dinlenen siyasetçiler ve işadamlarının şikayeti üzerine, bu soruşturmanın savcısı Muammer Akkaş ve dinleme kararlarını imzalayan dönemin hakimleri Süleyman Karaçöl ve Menekşe Uyar hakkında düzenlenen iddianamede Fatih kod gizli tanığın ifadesine de yer verildi.
Fatih kod gizli tanığın, Fethullah Gülen’in 25 Aralık soruşturmasını çok önemsediği şeklinde ifade verdiği belirtilen iddianamede, Fatih kod gizli tanığın şu ifadesi yer aldı:
“25 Aralık soruşturmasını hazırlayanlar kendi aralarında yaptıkları konuşmalarda, ‘Bu soruşturma çok önemli, bu dosyada görev almak bir şereftir, hoca efendi de bu soruşturmayı yürütenlere dua ediyor’ diyorlardı.”
25 Aralık soruşturmasını yapan polislerin Spark isimli bir program üzerinden aralarında yazıştıkları bilgisine yer verilen iddianamede, “Bu program üzerinde yaptıkları konuşmalarda, ‘kabineyi toplayacağız burada, nefes aldırmayacağız’ şeklinde yazıştıkları” belirtildi.

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcısı Ömer Faruk Aydıner tarafından hazırlanan 848 sayfalık iddianamede, kamuoyunda 25 Aralık soruşturması olarak adlandırılan soruşturma hakkında takipsizlik kararı verildiği, Necmettin Bilal Erdoğan, Mustafa Varank, Usame Kutub, İbrahim Kalın, Abdullah Tivnikli, Sezai Bacaksız, Serhat Albayrak, Cemal Kalyoncu’nun da aralarında bulunduğu toplam 96 kişi hakkında verilen takipsizlik kararının kesinleştiği hatırlatılan iddianamede, bazı şüphelilerin telefonlarının 2011 yılından itibaren dinlenmeye başladığı, maillerinin takip edildiği, haklarında fiziki takip kararlarının alındığı belirtildi.
DİNLEME KARARLARI KARAÇÖL VE UYAR’DAN
1.5 yıl boyunca süren bu dinleme, mail takibi ve fiziki takiplerle ilgili uzatma kararlarının, nöbet çizelgesine uyulmadan sürekli şüpheli hakim Süleyman Karaçöl tarafından verildiği hatırlatılan iddianamede, “Yaklaşık 1.5 yıllık soruşturma sürecinde TMK 10 maddesi ile yetkili 3 hakim bulunmasına rağmen hakim Osman Burhanettin Toprak’ın ve Yakup Kaya’nın nöbetlerinde dahi kararların şüpheli Süleyman Karaçöl tarafından verildiği, Hakim Osman Burhanettin Toprak ve Yakup Kaya’nın tayin olmalarına müteakip göreve başlayan Bekir Altun’un nöbetine riayet edilmeyerek kararların sürekli olarak Süleyman Karaçöl ve Menekşe Uyar tarafından verildiği” hatırlatıldı.
HAKKINDA DİNLEME KARARI BULUNMAYANLAR DA DİNLENMİŞ
İddianamede, “Kamu imkanlarını kullanan soruşturma görevlilerinin kişilere pusu kurma hak ve görevinin olmadığı, suç işleme ihtimaline karşı tespit kararı alınarak 2-3 yıl gibi sürelerle dinleme yapılmaması gerektiği, 3. kişi sıfatıyla yasal olmayan bir şekilde iletişimleri tespit edilen Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, bakanlar Binali Yıldırım, Ömer Çelik ve Muammer Güler hakkında hiçbir dinleme kararı olmamasına rağmen mütemadiyen tape haline getirildiği, Bilal Erdoğan ve Berat Albayrak haklarında dinlemeye ilişkin hakim kararı bulunmadığı halde bu kişilerin diğer şüphelilerle yapmış oldukları iletişimleri uzunca bir süre tespit edildiği” ifade edildi.
Binali Yıldırım ve Necmettin Bilal Erdoğan hakkında da dinleme kararı bulunmadığı halde üçüncü şahıslar üzerinden uzun süre dinlendikleri hatırlatılan iddianamede, “Bu nedenle bu dinleme kayıtları yasal anlamda delil değeri taşımayacağı” denildi.

‘HOCAEFENDİ BU SORUŞTURMAYI YÜRÜTENLERE DUA EDİYOR’

Dinlenen gizli tanık Fatih’in Fethullah Gülen’in 25 Aralık soruşturmasına çok önem verdiğini söylediği belirtilen iddianamede, gizli tanık Fatih’in şu ifadeyi verdiği belirtildi:

“25 Aralık soruşturmasını hazırlayanlar kendi aralarında yaptıkları konuşmalarda, ‘bu soruşturma çok önemli, bu dosyada görev almak bir şereftir, hoca efendi de bu soruşturmayı yürütenlere dua ediyor’ diyorlardı. Ayrıca soruşturmada adı şüpheliler arasında geçen Cengiz Aktürk’ün çocuklarının cemaate ait okullara gittiğinin tespit edildiği, amirlerin ‘zaman gazetesine’ de aboneyse bunu da dosyadan çıkartalım’ dedikleri, ancak yaptıkları araştırmada gazete aboneliğinin olmadığının tespit edilmesi üzerine dosyada şüpheli olarak kalmasına karar verildiği.”

‘KABİNEYİ TOPLAYACAĞIZ BURADA’

25 Aralık soruşturmasını yapan polislerin Spark isimli bir program üzerinden aralarında yazıştıkları bilgisine yer verilen iddianamede, “Bu program üzerinde yaptıkları konuşmalarda, ‘kabineyi toplayacağız burada, nefes aldırmayacağız’ şeklinde yazıştıkları, yazışmanın dosyanın içeriği ile uyumlu olduğu, yapılan incelemede bütün kabine üyelerini yasal olmayan yöntemlerle dinlemiş oldukları, kabine üyeleri hakkında dinleme kararı olmaksızın üçüncü kişiler üzerinden iletişimlerinin tespit edildiği, konuşmaların suç teşkil etmemesine rağmen tape haline getirildiği, soruşturma yapılması özel şartlara tabi olan kişiler hakkında bu kurallara uyulmaksızın doğrudan soruşturma yapıldığı” belirtildi.

AKKAŞ, KARAÇÖL VE UYAR ÖRGÜT ÜYESİ

Şüpheli savcı Muammer Akkaş’ın Fethullah Gülen’in liderliğini yaptığı Paralel Devlet Yapılanması (PDY) adlı örgüte üye olduğu, görevi gereği içeriğinde cebir ve şiddet bulunan soruşturmaları bakması gerekirken, konusunda cebir ve şiddet bulunmayan 25 Aralık soruşturmasını yetkisiz olarak yürüttüğü, haklarında yasama dokunulmazlığı bulunan kişileri üçüncü kişiler üzerinden dinleyerek suç işlediği belirtildi.

Şüpheli hakimler Menekşe Uyar ve Süleyman Karaçöl’ün de aynı örgütün üyesi olduğu belirtilen iddianamede, “Bu şüpheliler, iddianamemizdeki diğer şüpheli Cumhuriyet Savcısı Muammer AKKAŞ ile fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek, ayrıca bu yapının kontrolündeki basın ve yayın kuruluşlarının da desteğini alarak, yapının gayesi doğrultusunda Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırarak görevlerini yapmasını engellemeye teşebbüs ettiği” belirtildi.

‘BİR HAKİM YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA DEĞİL DE PENNSYLVANİA’DAKİ ÖRGÜT LİDERİ ADINA KARAR VERİYORSA SÖZÜN BİTTİĞİ YERDEYİZ DEMEKTİR’

İddianamenin konusunun FETÖ örgütünün İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Şube Müdürlüğü bünyesindeki yapılanma ile ilgili olduğu belirtilerek, “Somut olayımızda örgüt yönetiminde şüpheli Muammer Akkaş ile haklarında dava açılan Hamza Tosun ve Yakup Saygılı vardır. Hakim kanadında Süleyman Karaçöl ve Menekşe Uyar vardır. Devletten maaş alan bu yapının polisleri, devlet içerisinde ajan gibi davranmış, devletin tüm mahrem bilgilerini çalmış, kaydetmiş, servis etmiş, Pennsylvania’ya hizmet etmiştir. Bu polisler silahlıdır. Bu nedenle işledikleri darbe suçu da terörle mücadele kanununa göre suçtur. Dolayısı ile bu örgüt silahlı terör örgütüdür. FETÖ, kendi yetiştirdiği devşirme hakim ve savcılarla polisin işbirliğini sağlayarak birlikte darbe girişiminde bulunmuşlardır. Askerin darbesinde yargı sonradan devreye girerken bu defa yargı işin kurgusunda görev almıştır. Bir devletin savcısı gücünü Cumhuriyet’in temel ilkelerinden almayıp, imamdan alıyorsa, bir hakim kararları Yüce Türk Milleti adına değil, Pennsylvania’daki örgüt lideri adına yazıyorsa sözün bittiği yerdeyiz demektir” denildi.

YARGI İMAMI İLE ÇOK SAYIDA GÖRÜŞME YAPMIŞLAR

Şüpheliler Akkaş, Karaçöl ve Uyar’ın örgüt bağlantılarının araştırılması amacıyla Emniyet Genel Müdürlüğü’nden HTS kayıtların istendiği belirtilen iddianamede, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün 1 Aralık 2015 tarihinde yolladığı raporda şüpheliler Muammer Akkaş, Süleyman Karaçöl’ün, yargı imamı olarak bilinen Avukat Y.D.K. başta olmak üzere bir çok örgüt üyesi ile çok sayıda görüşmeler yaptıkları ve örgüt üyesi oldukları belirtiliyor.

Aynı raporda Muammer Akkaş, Menekşe Uyar ve Süleyman Karaçöl’ün, ABD ve İspanya’da bulunan, ancak kime ait olduğu tespit edilemeyen aynı numaraları aradıkları belirtilen iddianamede, “Yukarıda yer alan deliller kapsamında adı geçen Cumhuriyet savcısı ve hâkimlerin uygulama ve davranışlarıyla gaye edindikleri hedefe ulaşmak için kanun koyucunun suç ve suçlularla mücadele için belirlediği ilke ve kaidelere aykırı davrandıkları sonucuna varılmıştır” denildi.

15 Temmuz 2016 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde yapılanan Fethullahçı silahlı terör örgütüne mensup görevlilerin yüzlerce insanı öldürdüğü, binlerce insanı yaraladığı, Türkiye Cumhuriyeti hükümetini yıkma teşebbüsünde bulunduğu belirtilen iddianamede, şüpheli savcı Muammer Akkaş’ın, soruşturma konusunun cebir ve şiddet içermediği için yetkisinin bulunmadığı 25 Aralık soruşturmasını yaptığı, şüpheli hakimler Süleyman Karaçöl ve Menekşe Uyar’ın da savcı Akkaş’tan gelen dinleme ve izleme taleplerine yasal olmayan izinleri verdiği belirtildi.





 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!