24 saat önce, 24 saat sonra

ÖNCEKİ akşam saat 22.00 sıralarında Hürriyet Yazı İşleri'nin gece sorumlusu Nurettin Oktay aradı.

Washington Temsilcimiz Kasım Cindemir çok önemli bir haber geçmişti.

Cindemir'e göre, ABD Savunma Bakanı Rumsfeld, Başbakan Tayyip Erdoğan'a bir mektup yazmıştı.

SÜRPRİZ MEKTUP

Türkiye, Amerikan Dışişleri'nden bir açıklama beklerken, bundan 24 saat önce Ankara'ya böyle bir sürpriz mektup gelmişti.

Hemen Ankara Temsilcimiz Sedat Ergin'i aradım.

Sedat uzun yıllar Washington'da temsilcilik yapmış, Türk-Amerikan ilişkilerini çok iyi bilen uzman bir gazetecidir.

O da benim gibi bu haber konusunda tereddütlüydü.

Çünkü bir savunma bakanının başka bir ülkenin başbakanına mektup yazması diplomatik teamüllere aykırıydı.

Tam kapıdan girmek üzereyken Sedat aradı.

‘‘Kasım'ın haberi doğruymuş. Biraz önce Başbakanlık'tan teyidini aldık’’ dedi.

Haberi ikinci kaynaktan da teyit ettikten sonra manşet yaptık. Kasım çok güzel bir gazetecilik yapmıştı ve bu haber dün sadece Hürriyet'te vardı.

Mektup olayının bu mesleki ayrıntılarını şundan veriyorum.

Bu mektup Ankara'ya geçen pazartesi günü ulaştı.

Ankara'da o saatlerde Süleymaniye olayı ile ilgili ortak açıklama üzerinde çalışılıyordu. Bu ortak bildiri, ertesi gün Türk Genelkurmayı tarafından açıklandı.

Ama Amerikan tarafı 24 saat sessiz kalarak, bunun ‘‘ortak bir açıklama’’ haline gelmesine engel oldu.

Oysa aynı Amerika, ortak açıklamanın yayınlanmasından 24 saat önce bu mektubu göndermekte sakınca görmedi.

ABD BASINI SESSİZ

Önemli bir ayrıntı...

Bu mektupta ne bir özür ifadesi, ne de yapılan operasyondan üzüntü duyulduğuna dair bir ima vardı.

Süleymaniye baskınından beri Washington bu olay konusunda sessiz kalmayı tercih etti.

Beyaz Saray, Pentagon ve Dışişleri'nin bu tutumu, Amerikan basınına da yansıdı.

Dikkat ediyorum, Amerika'nın önde gelen üç büyük gazetesi New York Times, Wall Street Journal ve Washington Post, Süleymaniye olayı kousunda bir iki kuru haber vermekle yetindi.

MİLLİ REFLEKS Mİ

Bu tür olayların perde arkasına girmekte çok atik olan Washington Post bu konuda son haberi 8 Temmuz'da verdi. O günden beri de sessizliğini koruyor.

Acaba neden?

Oysa Reuters Ajansı önceki gün ilginç bir haber geçti. Haberde ABD tarafının, Süleymaniye'de Türk askerlerinin valiye suikast düzenleyeceği yolunda bir delil ortaya koyamadığı belirtiliyordu.

Süleymaniye olayı, bir gazete için eşi bulunmaz bir haber konusudur. İçinde askeri operasyon var, suikast iddiası var, casusluk var, sorgulama var.

Oysa, Başkan Bush'un Irak'la ilgili bütün istihbarat bilgilerini delik deşik eden Amerikan basını, böyle bir haberi, bırakın minimize etmeyi, görmezden gelmeyi tercih etti.

Acaba neden?

Cevabını bilmiyorum. Ama kendi kendime şu soruyu sormadan da edemiyorum. Acaba bunun altında bir ‘‘milli korunma refleksi’’ mi yatıyor?

Bu olaydan Türkiye'nin haklı çıkmasının, Irak'ta zorda olan Amerikan yönetimini daha da kötü duruma düşürmesinden mi endişe ediliyor?

Tahmin ediyorum ki, bu olay ileride epey konuşulacak.

Şimdilik görünen şu: Ankara ile Washington arasındaki soğukluk giderilmiş değil. Daha uzunca bir süre giderilmesi de kolay olmayacak gibi.

En azından Bush yönetimi iktidarda kaldığı sürece tezkere olayının ve Süleymaniye baskınının olumsuz izlerini silemeyeceğiz. Buna karşılık Demokrat Parti kanadında Türkiye'ye yönelik umut verici adımlar var.

Mesela üç demokrat kongre üyesi, Süleymaniye olayının Kongre tarafından araştırılması önerisini getirdi.

DEMOKRATLAR

Demokrat Parti'ye yakınlığı ile bilinen Brookings Institution, üç hafta önce Washington'da bir sempozyum düzenlemişti. Bu enstitünün Ortadoğu Merkezi Direktörü Martin Indyk dün İstanbul'da bir konferans verdi.

Bunlar ilerisi için umut veren gelişmelerdir.
Yazarın Tüm Yazıları