24 saat Beyoğlu halkı

KENDİNİ “Beyoğlu Çocuğu” olarak tanımlayabilecek, beni besleyen ve büyüten mahalleme sevgimi her fırsatta belirten bir tipim.

Bugün sahaflara ev sahipliği yapan Balıkpazarı, Aslı Han’ın Krepen Pasajı olarak son demlerini yaşadığı dönemde babamın elini tutarak adım atmıştım Beyoğlu’na.
Rahmetli, Krepen’deki Neşe’ye takılırdı; şimdi Çiçek Pasajı’nda Sev-İç olarak dükkan açan Bayram Amca’nın yeri.
1970’lerin sonları, cadde trafiğe açık. Galatasaray Lisesi’nin karşı sokağındaki duraktan bindiğimiz troleybüs İstiklal Caddesi’nde ilerlerken, dev sinema afişlerini, pavyon ve gazinoların ışıltılı/hareketli tabelalarını hayranlıkla izlerdim.
“Hayat bitmiyor burada, biz niye eve dönüyoruz” tarzı çocukça bir sıkıntı duyduğumu hatırlıyorum.
Tabii evde hanıma hesap verme sorumluluğu bana ait değil, o yanar/döner değirmen tabelasını takip edersen hesap palamudunu kılçığıyla yutacağını kestirmem mümkün değil o yıllarda!
Beyoğlu’nun her türlü dümenini çözmeme, her sokağını/çıkmazını/yokuşunu/inişini zihnime nakşetmeme daha yıllar var...
Zamanla hepsi oldu, feleğin çemberine “N’aber lan kahpe çember” diye enseden tokatı patlatıp geçecek hale geldik.
Erkin Baba “Ankara” için söylemiştir ama bütün kaldırımlar için geçerlidir, Beyoğlu dahil:
“Kaldırımların dili yok, onlar söylemez/ Biz söyleriz onları nasıl çiğnediğimizi/ Sabaha karşı fırından ekmek alıp yediğimizi/ İçtiğimizi, sevdiğimizi, sevildiğimizi/ Aslında bi hikayemizi anlatmaya kalksak/ Zamanın beyni ağrır, denizler kurur/ Peh, peh, peh...”
* * *
Beyoğlu ile ilgili yeni ve faydalı bir tartışma var: Mağazalar 24 saat açık kalsın mı kalmasın mı?
Haberlerini her zaman ilgiyle ve beğenerek takip ettiğim Ekonomi Servisi’nin iyi nabız tutan isimlerinden Demet Cengiz Bilgin güzel bir haber hazırlamış bu konuda.
Bir elektronik mağazası yetkilisi metrekare başına en fazla gelir sağlayan 5 mağazalarından birinin Beyoğlu’nda bulunduğunu belirtiyor.
İnsan trafiğe kapalı (Yerseniz afiyet olsun, vızır vızır maşallah) bir caddeden ne alır ki o mağaza en fazla gelir getiren elektronik mağazaları arasına girer diye düşünmeden edemiyor değil mi?
Mağaza yetkilisi “LCD almazlar ama cep telefonu, şarj vesaire bile yetiyor” havasında. Oysa bilse ki ben buzdolabını Yakup 2 çıkışı çakırkeyifken sipariş etmiştim...
“Şaka bir yana” demeyeceğim, şaka değil çünkü!
* * *
Popüler alışveriş caddelerinin Londra ve Milano gibi kentlerde 24 saat açık kalabildiği belirtiliyor haberde.
Belediye Başkanı Kadir Topbaş da fikre sıcak bakıyormuş, tebrik ederim.
Ancak Beyoğlu’nun tek probleminin bu olmadığını da herhalde biliyordur.
Birkaç yıl önce, Mısır’ın piramitleri inşa ettiği süreye yakın bir sürede kaldırımlar değiştirildi.
Benim hatırladığım kimbilir kaçıncı değişiklikti bu. Esnafı da, müdavimi de, gezer/geçer turisti de illallah dedi, “Beyoğlu bir Sin City’dir, Günah Şehri’dir bazı zihinlerde, cezalandırmak için bu kadar uzatılıyor bu işler” yorumları bile yapıldı.
Paçalar ilk kez çamurlanmıyor, çamuruna da kurban diyerek yürümeyi sürdürdük, o ayrı.
Şimdi vaziyet ne?
Daha bu yaz, kıçıkırık bir yaz yağmurunda bile ne hale geldiğini gözlerimle gördüm, İmam Adnan’dan Büyükparmakkapı Sokak’a gidene kadar minik bir sel ambiansı yaşadım.
Yapana da, yaptırana da hayır duası yolladım!
* * *
Neyse, yine yaparlar, yine birileri kaldırım zengini olur, yine paçaları sıvar öyle yürürüz, dert bu değil.
24 saat açık olur mu Beyoğlu mağazaları?
Olsun. Zaten bir kısmı elektronik mağazası, bir kısmı hızlı-yemek’çi, yarısı kahve dükkanı, kalanı da giyim kuşam mağazası olmuş.
Çocukluğumdan bu yana varlığını korumuş mağaza sayısı 1, bilemedin 2, haydi abartının gözüne çaktın yumruğu 3.
Yeni açılan ve umut veren Arter, Pera tarzı müzeler, kiralara inat yaşamaya çalışan sanat galerileri, giderek azalan kitapçılar da açık kalacaksa mutlaka 24 saat yansın ışıklar.
Yaşamayı bilen zaten 24 saat yaşar Beyoğlu’nda ama ruhsat gerekiyorsa mağazalara; o da çıksın.
Beyoğlu nasıl olsa adımını basan herkesi Beyoğlu yapar bir şekilde.
Tecrübeyle sabittir.
İyi bayramlar.
Küçüklerin yanaklarından, büyüklerin ellerinden öperim...
Yazarın Tüm Yazıları