22 nedir?

Yıllar önce lisede okurken bir tartışma yaşanmıştı sınıfta. Kadın-erkek eşitliği hakkında. Olaya herkes farklı bir bakış açısı getirmişti.

Söz sırası bana geldiğinde, "Şimdi Kadın Hakları’nı Koruma Dernekleri var. Yıllar sonra Erkek Hakları’nı Koruma Dernekleri kurulursa hiç şaşırmayın" demiştim.

Lise yıllarımda futbol daha akıcı bir oyundu. Daha kıvrak çalımlar, daha güzel paslar vardı. Çünkü pres azdı, koşu azdı, taktik disiplin azdı. Gollerin çoğu güzel organizasyonlar sonrası geliyordu.

Oysa şimdi futbol kasları güçlü, taktik disipline sonuna kadar uyan, mücadele gücü yüksek oyuncularla oynanır hale geldi. Ve zorluk derecesi yüksek maçları kazanmak için takımların en büyük silahı da doğal olarak frikikler, kornerler, kısacası duran toplar oldu.

Akıllı oynadı

Fenerbahçe, ligin ikinci yarısının en iyi çıkış yapan takımlarından biri olan Gençlerbirliği karşısında çok iyi oynamadı. Ama çok akıllı oynadı. Maçı Gençlerbirliği kaybetmedi, Daum kazandı.

Fenerbahçe, "Ben liderim, bu maçı almalıyım" havasıyla çıkıp baskılı oynamaya kalksaydı, genç, diri ve çabuk adamlara sahip Ankara takımının tuzağına düşer ve maçı kaybedebilirdi.

Lider, son derece temkinli başladı maça. Ama bir o kadar da şanslıydı. Çünkü rakibin ilk akını Fenerbahçe direğinden döndü. Fenerbahçe’nin ilk iki akını ise ölü toplardan ağlara gitti.

Önder damgasını vurdu

Bir genç kazandı Fenerbahçe bu sezon. Maalesef, Milli Takım’da oynayamıyor. Güçlü, çabuk, diri, hava toplarında zamanlaması mükemmel. Artık gol de atıyor. Evet, Önder her haliyle bu sezona damgasını vuruyor. Tek eksiği oyun kurmada biraz ürkek oluşu. Bu yönünü de geliştirirse vazgeçilmez bir oyuncu olur.

Aurelio’nun yokluğunda Ümit orta sahada oynadı. Alex, Serkan ve Nobre’yle birlikte sahanın en iyisiydi. Hele 40 metreden Tuncay’a attığı harika bir pas vardı ki Zidane atsa, bu kadar atardı.

Volkan, ilk yarıda hem milli maçlarda hem de Şampiyonlar Ligi’nde kendisine verilen şansı iyi değerlendiremedi. Ve formayı Rüştü’ye kaptırdı. Rüştü’nün kaleciliğini iyi izleyip, özellikle defansla diyalog kurmayı öğrenmesi gerek. Yoksa daha uzun süre o kulübede kalır.

Yazı bitti, başlıktan eser yok.

Çünkü başlıktaki adam ortalarda yok.

22 nedir? 22 Anelka’nın 90 dakika içinde yaptığı top kaybı sayısıdır.

Anelka, son dakikadaki yaptığı asiste karşın Fenerbahçe’ye zarar veriyor. Belki bazı maçları kazandıracak, belki bazı maçlarda harika goller atacak.. Ama sezonun en az 12-13 maçında 20’den fazla top kaybı yapıp takım oyununu bozacak.

Zaman geçecek, kararım hiç değişmeyecek. Anelka gitmeden Fenerbahçe asla Avrupa’da büyük başarılara imza atamaz.
Yazarın Tüm Yazıları