207 saymanlıkta 656 trilyonluk usulsüz işlem tespit edildi

SAYIŞTAY'ın 2001 yılı yerinde inceleme programı uygulaması kapsamında görevlendirilen 211 denetçi ve 31 denetçi yardımcısı, 14 bin 734 işgünü harcayarak, 205 nakit ve 2 ayniyat saymanlığı hesabının incelemesini tamamladı.

Bürokraside 'şok' olarak nitelendirilen ‘‘2001 Yılı Yerinde İnceleme Programı Kesin İzleme Raporu’’na göre, 59 katma ve 56 genel bütçeli, 37 belediye ve 30 özel idare, 21 döner sermayeli kuruluş ve 2 fon saymanlığı hesabı ile 2 ayniyat saymanlığının hesapları incelendi. 207 saymanlık hesabının bütçe giderleri toplamının 5 katrilyon 590.1 trilyon lira olduğu bildiriliyor.

Rapora göre, incelemesi tamamlanan 207 saymanlık hesabından yalnızca 6'sının işlem ve harcamaları mevzuata uygun bulunurken, 201 hesap için mevzuata aykırı işlemlerinden dolayı 4 bin 440 madde sorgu düzenlendi. Sorgu konusu işlemlerin toplam tutarının, 656.2 trilyon lira olduğu belirtiliyor. Sayıştay raporunda, ‘‘Toplam 656 trilyon 235 milyar 685.9 milyon liralık işlemde usulsüzlük tespit edilmiştir. Saymanlıkların toplam harcamalarının yüzde 11.76'sı ilişkili bulunmuştur’’ deniliyor.

Sorgu konusu edilen işlemlerin 559.2 trilyon lira ile büyük bölümünün, yerinde incelenen 37 belediye saymanlığı hesabına ait olduğu kaydediliyor.

Raporda bu konuda şu bilgilerin yer aldığı dikkat çekiyor:

‘‘Yerinde incelemeye alınan saymanlıklardan genel bütçeli idarelerin toplam harcamalarından yüzde 2.6'sı ilişikli bulunarak bu işlemler için sorgu düzenlenmesine karşılık, fon saymanlıklarının harcamalarında bu oran yüzde 25.22 olmuştur. Belediyelerde ise bu oranın yüzde 46.31 olduğu görülmektedir. Belediye saymanlıklarında oranın bu denli yüksek çıkmasının nedeni İstanbul Belediyesi'nin yılı ve yıllara sari harcama ve işlemlerinde yüksek oranda usulsüzlüklere rastlanmasıdır.’’

Devletin soyulduğu resmi kayıtlara geçiyor; kimsenin tınladığı yok.

Bize düşen görev


SİYASİ sorumluluk yok sayılarak yolsuzluklarla mücadele yapılamaz. Siyasetçi, siyaset kurumu ve iktidar, ülkemiz ekonomisinin ihtiyacı olan temiz kaynağı bulmak zorundadır. 1980'den bu yana hayali ihracat, naylon fatura yolsuzluğu, kayıtdışı ekonomi, özel ve kamu bankalarının hortumlanması, görev zararı, ihale yolsuzluğu, vergi kaçakçılığı, mafya ve verimsizlik gibi konularda ülkemiz soyularak 300 milyar dolar yolsuzluk ekonomisine kaptırılmıştır.

Bu para ile üç GAP daha yapılırdı.

Bu rakama terörle mücadelede kaybettiğimiz 100 milyar dolar ile Kuzey Irak sorunu nedeniyle Körfez bunalımında kaybettiğimiz 30 milyar doları koyarsanız bugün içinde yaşadığımız krizi daha iyi anlarız.

Bize düşen görevler vardır:

Bireye; soyulma ve soydurtmama...

Topluma; haklının hakkını alabildiği bir düzen için değişimi ve yeniden yapılanmayı desteklemesi...

Yok olanlar ortak kaynaklarımızdır.

Çare tam demokrasidir.

Tevfik DİKER-ANKARA


Böyle gelmiş...


‘‘Salkım salkım hediye sepetleri yakışır bizim bakana, / Kim ne der ki, vatandaş kesesinden hovardalık yapana. / Kimi içmemiş de dökmüş kenefe, ayık olsanız ne yazar, / Kim seyirci kaldı, vatandaş biliyor, girerken, bu kapana...’’

Vasfi AYAZ-İSTANBUL

ÖNERİ


SAĞA sola el açıp kredi aramamız onurumuza dokunuyor. Çözümü kendimiz bulmamız gerekiyor. Ne IMF'nin dayatmacı acı reteçeleri, ne Avrupa'nın küstahlığa varan akıl vermelerine ihtiyacımız var.

Kurtuluş dışardan gelecek sıcak parada değil, iç kaynakların ve üretimin harekete geçirilmesinde. Ülkemizin düzlüğe çıkması için bir günlük kazancımızı seve seve bağışlamaya ne dersiniz?

H. TAŞÇI

ANKARA


Haksız kazanç


ANKARA'da yaşayan bir vatandaş olarak bazı kişilerin nasıl kazanç elde ettiklerine birkaç örnek vermek istiyorum.

Şehirlerarası Otobüs İşletmesi AŞTİ'de taksi şoförleri beğendikleri yere giderler, kısa mesafe olursa fahiş para isterler. AŞTİ yönetimi buna müdahale etmez.

BEL-ÇAR adı altında sebze-meyve satan otobüslerde fiyatlar yazılmaz, varsa da gösterilmez. Müşteriye göre fiyat söylenir; fatura-fiş verilmez, istenirse müşteri azarlanır. (Özellikle Söğütözü'nde...)

Maltepe Tapu Kadastro'da işiniz varsa yandınız. 'Bahşiş' vermezseniz yarım saatlik işiniz bir-iki gün uzayabilir.

Marketlerden aldığınız malın fişini isterseniz, size başka fiş verilir.

Peki ben bunları kime şikáyet edeyim.

Rumuz: Yasemin.

Biliyor musunuz?


TARIM sektöründe zirai mücadele ve hayvan sağlığında kullanılan ilaçlar, tohumculuk ve süt üreticilerine teşvik primi ödenmesine ilişkin Bakanlar Kurulu kararlarının 31.12.2001'den itibaren yürürlükten kaldırıldığını...

MESAJ


MEB'e bağlı vakıflar, vatandaştan zorla para toplamaya devam ediyorlar. Bazı okul müdür yardımcıları, sınıf sınıf dolarak vakfa 20 milyon ödemeyen öğrenciler üzerinde baskı kurup, gönderdikleri yazı ile velileri ödeme yapmaya zorluyorlar; yasal bir zorluk varmış gibi... Para veremeyen öğrenciler, pedagojik terbiyeye aykırı olarak diğer öğrencilerin huzurunda zor durumda bırakılmaktadır. Yasadışı uygulamaya karşı hiçbir otoritenin sesi soluğu çıkmamaktadır. (Örnek; Eryaman Bahar İlköğretim Okulu...)

Fikret DAĞLI-ANKARA
Yazarın Tüm Yazıları