2012 Olimpiyatları Türk girişimcilere fırsat

DÜNYA Türk Girişimcileri Kurultayı’nı geride bıraktık. Bu kez fırsat olmadı ama geçtiğimiz yıllarda bu anlamlı buluşmaya katılmış olan bazı girişimcilerin hikáyelerine kulak vermiştim.

Avustralya’dan ABD’ye 80 ülkede faaliyet gösteren Türk girişimcilerin her birinin serüveni ayrı.

Kimi gözü kapalı yabancı diyarlara kapağı atmış.

Kimi kendi sektörüyle ilgili kapsamlı bir araştırma sonucu karar vermiş.

Konsolosluklar ve elçiliklerde girişimcilere yol göstermek için oluşturulmuş birimler de var elbette.

İngiltere’nin İstanbul Başkonsolosluğu bünyesindeki "Ticaret ve Yatırım" biriminde Yatırım Müdürü olarak görev yapan Taclan Topal’a Türk girişimcilere nasıl yol gösterdiklerini sordum.

Taclan Topal, İpekyol, Desa, T-Box gibi markaların İngiltere yolculuklarının bazı aşamalarında destek olmuş.

Nasıl bir destek bu?

Taclan Topal anlatıyor:

"Bize başvuran firmalar adına piyasa araştırması yapıyoruz. İngiltere’nin hangi bölgelerinde kendi sektörlerinde başarılı olabilirler diye raporlar hazırlıyoruz. Ücretsiz danışmanlık yapıyoruz..."

BİR YIL ÜCRETSİZ OFİS


Çalışmaları raporlarla sınırlı değil.

Gayrimenkul kiralama, vergi mevzuatı, insan kaynakları gibi konuları da kapsıyor.

Taclan Topal’a göre bazı sektörler Türk girişimciler için parlak bir gelecek vaat ediyor.

Örneğin organik tarım ürünleri.

GAP bölgesinde organik tarım yapan, Organik Ürün Üreticileri ve Sanayicileri Derneği kurucusu Selim Uludağ, İngiltere’de kendi alanında hızla yükselen bir isim.

Yine organik ürün markalarından İzmir menşeli Işık Organik Tarım AŞ. İngiltere bir ofis açmış.

Bu arada, Londra’da yatırımı destekleyen "Think London" adındaki bölgesel kalkınma ajansı girişimcilere de bazı kolaylıklar sağlıyormuş.

Örneğin bir yıllığına ücretsiz ofis imkanı sağlıyormuş.

Böyle bir imkan yabancı yatırımcıları Türkiye’ye çekmek için büyük gayret gösteren Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı’nın başındaki Alpaslan Korkmaz’a esin kaynağı olabilir belki.

TÜRK MÜTEAHHİTLERE FIRSAT

Taclan Topal’a dönersek, tekstil, mermer, bilişim gibi sektörlerin de İngiltere’de iyi iş yapacağına inanıyor.

"Şimdi Londra’da 2012 yılında yapılacak Olimpiyat Oyunları Türk girişimciler için büyük bir fırsat" diyor.

Olimpiyat Oyunları’nın sunabileceği fırsatlarla ilgili önümüzdeki günlerde Türk Müteahhitler Birliği’ne bir seminere hazırlanıyor.

"Müteahhitlerimiz söz konusu İngiltere olunca, ’iş çıkmaz’ diye önyargılı davranıyorlar. Önyargıları kırmak zorundayız" diye konuşuyor.

Londra 2012 Olimpiyat Oyunları’nın sadece inşaat sektörüne değil, catering firmalarından tasarım firmalarına kadar geniş bir yelpazede fırsat sunduğunu da sözlerine ekliyor.

Türkan Saylan’ın heykelinin dikilmesini bekliyordum

ERGENEKON kapsamında dün sabah evi aranan Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı Profesör Türkan Saylan ile birlikte çeşitli vesilelerle Anadolu’nun çeşitli şehirlerini gezdik.

Eğitimle ve özellikle kızların eğitimiyle ilgili olarak Milli Eğitim Bakanlığı’yla, Kültür Bakanlığı’yla, STK’larla ve özel sektörle ortak sürdürdüğü projeler nedeniyle Profesör Saylan hep yollardaydı.

5 yıldır kemoterapi tedavisi görmesine rağmen, bitmez tükenmez enerjisiyle aşındırdı yolları.

Sanıyorum geçen yıldı.

Profesör Saylan, Sıvas’a kız yurtlarına yapacağımız bir ziyaret nedeniyle uçağa bir kemoterapi seansından çıkıp binmişti.

Yolculuk boyunca gözleri kapalıydı.

Sıvas’a adım atıp kız yurtlarını gezmeye başlayınca nasıl canlanmıştı.

Ben hayatımda, Profesör Türkan Saylan kadar inandığı işe yüreğini, ruhunu koyan kimseye rastlamadım.

Doğuda, Güneydoğu’da aslında Anadolu’nun dört bir yanında kızların eğitimi için sayısız kampanya başlatmış olan Profesör Saylan şimdiye kadar 36 bin kız çocuğuna burslarla ulaşmayı başardı.

Biliyoruz ki onun hayali 100 bin kız çocuğu.

TÜRKİYE’DE DEVRİM

Geçenlerde Davos Ekonomik Forumu’nda izlediğim "Kalkınmada Kız Çocuğu Etkisi" yazım üzerine aramıştı.

"100 bin kız çocuğuna ulaşırsak Türkiye’de devrim olur" demişti.

Vehbi Koç ödülünü kazandığı gün, kızlarına yapacağı katkının sevinci, ilerleyen hastalığının bir deri kemiğe çevirdiği yüzünü nasıl aydınlatmıştı.

Eğitimin yanısıra genç kızlarımızın Anadolu’da ürettiklerini satmaları için nasıl uğraştığına, nasıl yaratıcı çözümler bulduğuna da tanığım.

Bir keresinde Adana’ya yaptığımız geziye yanında Hakkarili genç kızların dokuduğu kilimlerle gelmişti.

Derdi öğle yemeğinde bir araya geldiğimiz bir hipermarketin müdürüne bunları göstermek ve satın alınmalarını sağlamaktı.

Sanırım, Saylan’ın dün sabah evinin aranmasından sonra onu ziyarete koşanlar arasında olan oyuncu Gülriz Sururi en doğru sözü söyledi:

"Eğitim için yaptıklarından sonra, yaşarken heykelinin dikilmesini beklerken bakın ne oldu."
Yazarın Tüm Yazıları