2007 ve diğerleri

DİĞERLERİ ile AKP dışındaki partileri kastediyorum. Bunlar içinden de barajı aşacak, ya da zorlayacak olanları.

Bir önceki yazımda, iktidar partisinin bu yılını ele almıştım. Bugün karşıtlarından söz edeceğim.

Sınıflandırmayı doğru bulmayanlar olabilir. Bence doğru; AKP hálá birinci parti ve bu durumunu koruyacak gibi.

* * *

İktidarın en büyük şansı CHP. Deniz Baykal başında olduğu müddetçe, AKP’nin hayatını kolaylaştıracak yegáne parti CHP olacak. Bu parti, bugünkü haliyle, Tayyip Erdoğan’ın lideri olduğu bir AKP ile yarışamaz. Baykal da bunun farkında. Daha önce Başbakan yaptığı Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olmasıyla, AKP’nin baş edebileceği bir partiye dönüşeceğini düşünüyor.

CHP bilmeli ki, gerçek siyasi başarının yolu, alıştığının aksine, rakibini değil de kendini dizayn etmekten geçer.

* * *

DYP
’de rüzgár var. Ancak, bu rüzgár DYP’yi ne tek başına iktidara taşır, ne barajın altında bırakır. Sağın ana damarı, Tansu Çiller döneminde büyük yara aldı. Gelenek, koptu kopacak denecek kadar inceldi. Ona bugünkü rüzgárı sağlayan ise AKP oldu. İktidar partisi, merkez sağdaki dalgayı yakalamasına rağmen, o çizgiye uygun davranmadı. Parti içinde de, ülke yönetiminde de oyunu aldığı gelenekle bütünleşse, söylediği gibi Türkiye’nin partisi olabilirdi. Yapmadı, ya da yapamadı.

DYP farklı davranmalı, AKP’nin dar kadrocu anlayışının aksine, merkez sağ seçmeni heyecanlandıracak isimlerle vitrinini genişletebilmelidir.

MHP, bu yıl Meclis’e geri dönecek. Hızlı büyümekten ürküyor olmalı. Bunun sebebi, 1999 seçimlerindeki tarihi hamlesinden sonra, 2002’deki hızlı erimesi olabilir. MHP, bugünkü iktidar partisinin de dönemsel bir rüzgár yakaladığını düşünüyor. Bu öngörü için henüz erken. MHP, Türk siyasetindeki yerini, etkili ve sürekli kılmak istiyor. Dönemsel seçim başarılarına fazla itibar etmemesi, bu yüzden olmalı.

* * *

ANAVATAN
’ın, 2002 seçimlerinde misyonunu tamamladığı çok konuşuldu. Seçim sonrasında da kamuoyu anketlerinin ancak "diğer" hanesinde yer bulabildi. Yüzde birleri bile kimse tahmin etmiyordu. Derken, Erkan Mumcu partiyi aldı. Bir hareket getirdi. Meclis’te grup oluşturdu. Herkesin barajı zorlayacağını beklediği bir dönemdeyse yerinde saymaya başladı. ANAVATAN’ı, Erkan Mumcu’nun hitabeti ya da üslubu bir yere getirdi.

Ancak bugün ANAVATAN’ın geldiği kritik eşiği aşması, oldukça zor görünüyor.

* * *

Seçim yılının ilk haftasında "diğerleri"nin genel görünümü böyle. Görünen o ki, gidişatı değiştirme potansiyeli sadece DYP’de var. O da iyi hazırlanıyor.

Örneğin, "Aş, iş ve onurlu yaşam" adıyla yeni bir ekonomik program hazırlıkları var.

Bayramda göze takılan ayrıntı, Erkan Mumcu’dan gelen DYP ile birleşmeye açık oldukları mesajıydı.

Mehmet Ağar, hazırlıklarının arasına bu birleşmeyi de katar ve dizayn edeceği bir vitrinle sandığa giderse, DYP alternatif olur.

Yoksa, Türkiye’yi yeni koalisyonlar dönemi bekliyor. Karamsar değilim. Koalisyonlardan çok çekmiş olabiliriz. Elbette temkinle yaklaşalım.

Ancak...

"Koalisyon demek kaos demektir" genellemesine de kapılmayalım.
Yazarın Tüm Yazıları