Eskiden toplar deriden üretildi. Deri, yağmur suyunu emerek, topu biçimsizleştirir ve ağırlaştırırdı. Bu yüzden daha uygun özelliklere sahip kimyasal malzemeler üretilmeye başlandı.
Yeni futbol topu çok sayıda testten geçirilen plastik malzemeden (poliüreten) üretildi. Su emmeyen bu malzeme aşırı sıcak ve soğukta şeklini koruyor ve sert zemindeki sürtünmelere karşı bile dayanıklı. Ayrıca birkaç tabakadan oluşan plastik malzeme arasına yerleştirilen bir köpük de topun daha hızlı hareket etmesine izin vermekte.
Dikilmiyor, yapıştırılıyor
Günümüzdeki topların parçaları eskiden olduğu gibi dikilmiyor bunun yerine termo-yapıştırma tekniğinden yararlanılmakta. Bu teknikte panel olarak adlandırılan parçalar hafif basınçla yapıştırılmakta.
Özel bir yapıştırma tekniğiyle topun tabakaları lateks yapıştırıcıyla birleştirilmekte. Bu şekilde çok katlı, aşınmaz bir ürün çıkıyor ortaya. Bu özellik her vuruşta maksimum enerji dönüşümü sağlamakta.
2006
dünya kupası topu on dört panelden oluşmakta ve bunlar mümkün olduğu kadar az temas noktası oluşturacak şekilde yapıştırılmış. Böylece topun üzeri daha düz ve yuvarlak olmuş.
Eski toplarda üç panelde 60 temas noktası bulunurken, yeni topta bu sayı 24’e düşürülmüş. Ve panellerin toplam uzunluğu 400,5 iken 399,3 olmuş. Bu şekilde top daha iyi uçacak hale getirilmiş ve oyuncular topu daha iyi kontrol edebilecekler.
Yeni dünya kupası topunun renkleri siyah beyaz. Altın renginde parlayan noktalar şampiyon takımın 9 Temmuz 2006’da Berlin Olimpiyat Stadyumu’nda alacağı altın kupayı temsil etmekte. Üreticiler topa anlamlı bir isim vermişler. Her maç ekibin bir başarısı olduğuna göre "Ekip ruhu" (Teamgeist) çok uygun düşmüş, ne dersiniz?