2004 umut dolu bir yıl olsun

BİR büyük bankanın fon yöneticisiyle 2003'ün nasıl geçtiğini konuşurken, yorumu şu oldu: ‘‘Böyle mükemmel bir yıl olamazdı...’’

Bu bankanın büyük kárlar elde ettiğini biliyoruz. Bütün bankalar bu kadar kár etmedi ama bankaların tümü için, genel olarak kárlı bir yıl oldu.

Bankaların bu kadar kárlı bir yıl geçirmesi, ekonominin tümü için iyi bir yıl olduğunu göstermez ama ekonomideki temel göstergeler açısından da olumlu bir yıl olduğunu söyleyebiliriz.

AKP Hükümeti, karşı çıktığı IMF destekli ekonomik programı uygulayarak bu olumlu havayı yakaladı. Bilindiği gibi; AKP, kendi ekonomik programını rafa kaldırmış durumda. Buna karşılık 2000'den beri yürütülen ekonomik programı uygulayarak bu sonuçları aldı. Yani işin sırrı uygulanan ekonomik programa sadık kalmak. Zaman zaman programdan sapmalar yaptı ama sonunda aynı yola girip, ‘‘gerekenler’’i, istemese de yaptı ve geldik bugüne...

Buradan yola çıkarak diyoruz ki; AKP Hükümeti bu ekonomik programı uygulamaya devam ettiği takdirde, ekonomik göstergeler 2004'de olumlu olacak.

İşalemi ve piyasa oyuncuları, zaman zaman gösterilen sapmalara hep ‘‘nasıl olsa dönüp gerekeni yapar’’ diye baktı ve hep ‘‘işler iyi gidecek’’e oynadılar. Bu oyunu bu şekilde oynamalarındaki en büyük neden ise kendi kárlarını düşünmeleri idi. Kimisi kısa vadeli kárlar elde edip durumunu toparlamak, şart koşulan sermayeyi bu kárla karşılamak için risklere, olumsuz haberlere gözlerini kapadı, kimisi ise daha uzun vadeli kaygılarla ‘‘Dünya görüşümüze uymasa da çoğunluk Hükümeti ve AB şartlarını yerine getiriyor’’ diye... Kimisi de iki kaygıyı birlikte taşıyarak...

Yani siyasi ve ekonomik çıkarlar birleşti ve bu olumlu hava yaratıldı.

Bence şu andaki ekonomik göstergeler, olması gerekenden daha olumlu bir havayı gösteriyor. Kimse unutmasın ki; ekonomi sadece ‘‘basılan hava’’ ile ilelebet olumlu kılınamaz. Olumluluğun altyapısı tamamlanamaz, yani beklendiği gibi ‘‘istim arkadan gelmez’’ ise iş zorlaşır.

GÜNÜ KURTARDILAR

Bu ekonomik programı, diğerlerinden ayıran en önemli özelliği, sadece mali ve parasal tedbirler değil, ekonomiyi, hatta siyaset etme biçimini kökünden değiştirecek yapısal tedbirleri içermesi idi. Herkesin de gördüğü gibi; AKP Hükümeti'nin yapısal tedbirlerin yerine getirilmesi konusunda, performansı iyi değil. Sadece IMF gözden geçirmelerini atlatmaya yarayacak yapısal tedbirlere dokundular, gerisine, ekonominin altyapısını sağlamlaştıracak yapısal tedbirlere dokunmadılar. Yapısal tedbirlerin felsefesini içlerine sindiremediklerini ise, gerek son bankacılık düzenlemeleri, gerek bağımsız kurumlar konusundaki tavırlarıyla ortaya koydular.

Ekonomik programın doğal sonucu olarak değişmesi gereken ‘‘siyaset etme biçimi’’ni eskiye döndürme niyetleri, günlük ekonomik kararlarıyla, yoğun ve yetersiz atamalarıyla kendini belli etti. Yani, yöntem olarak eskiyi benimsediler. Eski yöntemlere, eski işleyişe geri dönüldüğünde bu sonuçların hızla değişeceğini görmezden gelerek, bu çabayı sürdürüyorlar. Peki, bu ‘‘programın felsefesi’’ dediğimiz anlayışın değiştiğini, eski anlayışla işin yine kötüye gideceğini gören yok mu? Bence, bu tehlikeli anlayışı görebilenler bile, ‘‘Anlamasa da, benimsemese de gerekenleri yapıyor ya, bu yeter’’ diyerek işi geçiştirip, günü kurtarmaya çalışıyorlar... Umarız yeter...

2003 yılı, bazı aydınlar küçümsese, bazıları önemsemese de, toplumsal olarak yoğun çatışma ortamının ipuçlarını aldığımız bir yıl oldu. Değişimin şart olduğuna artık herkes inanıyor ama değişimin siyasi ya da askeri ‘‘mutlak otorite’’ ile sağlanamayacağını görenlerin sayısı henüz az. Bazılarının soru sormayı bırakması, o soruların varlığını ortadan kaldırmıyor. ‘‘İki kötü arasında seçime zorlandıklarını’’ hissedenler ve ‘‘kaderciliği’’ kendine yakıştıramayanlar, işleri ne olursa olsun, ancak yeniden soru sormaya başladıklarında, susturulmadıklarında, yanıt bulabildiklerinde her türlü zorbalığa karşı çıktıklarında, umudu yeniden kazanabilecek. Piyasa ekonomisi de ancak demokrasi içinde, özgürlüklerle varolabilir. Umarız çağdaşlığı isteyenlerin sayısı artar. Umarız 2004, gelecek için umutların yeşerdiği bir yıl olur. Herkese sağlık ve mutluluk dileklerimle.
Yazarın Tüm Yazıları