2002 kolay mı?

Borsa bir kere daha 12 bin puan seviyesinin üzerine çıktı. Piyasanın büyük oyuncuları iyimserlik havasını körüklemeye devam ediyor. Bunun için de olur olmaz veriler kullanılıyor. Bunlardan en çok konuşulanların başında da IMF'nin 2002 yılı için vereceği 10 milyar dolarlık ek yardım geliyor.

Bu ek yardım aslında Türkiye'nin 17. Stand-by anlaşması ile desteklenen ekonomik programın da başarısız olduğu anlamına geliyor. Yani ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Kemal Derviş'in adını koyduğu "Türkiye'nin güçlü ekonomiye geçiş programının" …

Türkiye'ye verilecek 10 milyar dolarlık ek yardımın aritmetiği ise şöyle: İlk üç yılı geri ödemesiz 5 yıllık bir program. Yani 18. Stand-by anlaşmamız da üç yıllık bir plan çerçevesine oturuyor. Kısacası 1999 yılında başladığımız sürece geri döneceğiz. Herşeyi yeni baştan almak durumunda kalacağız.

Yukarda anlattıklarımız elbette durumun tamamen ümitsiz olduğu anlamına gelmiyor. Ama mevcut durum, piyasaların ulaştığı rakamlar konusunda bir kaç temel nokta var ki onların altını çizmekte fayda var.

  • Faizler yüzde 75 sınırında. Piyasa oyuncularında faizin aşağı yönde hareket edebileceği beklentisi hakim. Ama bunun için gecelik faizlerin de aşağı gelmesi lazım. Önde gelen bir bankanın genel müdürüne göre bu beklentinin gerçekleşebileceği dönem 2002 yılının ilk altı ayı. Yani daha çok var. Ayrıca yıl sonuna doğru yıllık enflasyonun da netleşmesi ile birlikte faizlerde yeniden bir yukarı yönde hareket bekleniyor. Bankalar 2002 yılında enflasyonun düşmeye başlaması ile bu faiz yükselişinden kar yazmayı planlıyor.

  • Borsa 12 bin puanın üzerine çıktı ama görünen o ki büyüklerin nefesi buraya kadar yetti. Bundan sonrası için arabayı başkalarının da itmesi lazım. Ama yabancı yatırımcı da daha ufukta görünmedi. Yine bir aracı kurumun yöneticisine göre yabancı yatırımcının Türkiye sermaye piyasalarına en erken tahmini giriş süreci 2002'nin ilk çeyreği.

  • Dolar bir kaç haftadır 1 milyon 500 lira sınırında geziniyor. Kimi yorumcular 1 milyon 400 bin lira hatta daha aşağılara inebileceği görüşünde. Ama bankaların yılsonu bilanço hareketleri ile doların yükselmeyeceği konusunda bir garantimiz yok. Dolara endeksli kağıtları unutmamak lazım.

    Yatırımcının kısa vadede bu üç olguyu değerlendirmesi lazım. Borsada elbette hisse bazında hareketler olacak. Geçen haftaya baktığımızda endeksin yüzde 3.06 değer kazandığını gördük. Bunun yanında "spekülatif kağıtları bir yana bırakırsanız" yüzde 20-40 arasında getiri sağlayan hisse senetleri de mevcut, olmaya da devam edecek.

    Ama unutmayın ek yardım ile 2002 yılını ucu ucuna kurtaracağız. Üstelik bunu aynı siyasilerle yapmak zorundayız.
  • Yazarın Tüm Yazıları