19 Mayıs Stadyumu yıkılmasın...

SAKIN hemen Boğaz Köprüsüne karşı çıktılar itirazına baş vurulmasın! Ben yıkılmasın, ancak yerine tabii ki yenisi, daha da büyüğü, iyisinin yapılmasını istiyorum.

Haberin Devamı

Madem bir 19 Mayıs Kompleksinden bahsediliyor, bunu o daracık sahada gerçekleştirmek mümkün mü! Yıkmakla kazanılan alana cidden Ankara’ya yakışacak bir stadyum yapılabilir mi? Her iki soruya da bir cevap; asla!
Anladığım kadarı ile bu işin finansmanı devlete bırakılmış, amenna; şunun en iyisini yapalım...
Devletimizin  bunda hasis davranacağını kim düşünebilir? O halde:
Gençlik ve Spor Genel Başkan Yunus Akgül’den rica ediyorum, pek çok tarihi hatıralarla dolu bu yorgun, çirkinleştirilmiş kuruluşu, tamir edin, güzelleştirin amatör faaliyetlerde bulunan kuruluşlara devredin. Onları da mutlu edin.
Esas büyük ve modern spor kompleksinizi, Ankara’ya yakın -eteklerinde- metro, tren ya da otobüs erişimli bir devlet arazisinde yapmanız daha rasyonel olacaktır.
Unutmayın ki Ankara’mız hep bu yık-yap zihniyetinden çirkinleşmiştir.
Kapasiteye gelince; yapmışken ya 50 bin kişilik düşünülmeli; ya da ilerde genişletme imkanları göz önünde tutulmalı
Sanırım  dünyada en büyüğü Brezilya’da 120 bin kişilik. Bu artık size kalmış bir husus.
Sizden ve sayın Milli Komite’den diliyorum; Ankara’mız her güzel şeye layıktır.
Ferit SELAM

Haberin Devamı

-82 yıllık bir Ankaralı
(feritselam@superonline com)

Zehir yuvası otobüslerimiz

KAPALI mekanlarda sigara içimini yasakladı. Kabul ediyoruz. Konu karbonmonoksitten insanları korumaksa, önce Büyükşehir Belediyesi’nin hala serviste tuttuğu ve genellikle de ‘bizden olmayan’ mahallelerde hizmete soktuğu, bütün egzoz gazı sirkülasyonunun otobüslerin içinde dolaştığı 1990 model otobüslerin neden hala kullanıldığını sorgulasın.
İnsanlarımızı hala bu zehir yuvası otobüslerle taşımaya devam ederlerse, sigarayı yasaklama sebebi asla inandırıcı olmaz.
B.Y.

Polen rüzgarı

ÖNCEKİ gün 14.30’da Kızılay Kumrular Sokak’ta eşimle yemek yemeğe çıktık. Hava da çok hafif rüzgar vardı. Caddenin sağında ve solunda sıralanmış ağaçların yuvarlak ve tüylü kozalarının rüzgarla etrafa saçılmasından yürüyemez olduk. Arabaların geçerken oluşturdukları rüzgarda yerdeki tüyleri havaya savuruyor. Tüyler diken gibiydi gözlerimize doldu ve batma yaptı. Ayrıca nefes alma sorunuda oluştu. En yakındaki tıp merkezine giderek göz damlasıyla gözümüzü yıkayıp müdahale edildi. Şimdi Bu ağaçların altından geçemez olduk. Astıma ve göz alerjilerine sebep olan bu ağaçlar yerine, hem doğaya hem de insanlara zarar vermeyecek başkaları dikmek gerekmez mi? Cebimizde göz damlalarıyla geziyoruz.
Hüseyin AYTAN

Haberin Devamı

Kimi erkeklerin 4 eş alması, pek çok erkeğin sıfır eş almasına neden olur. Süleyman EKİM

KISA... KISA...

BİLİM ve Ütopya Söyleşileri ‘Etik’in Anlamı ve Anlamsızlığı’ konusuyla devam ediyor. Prof. Dr. Yaman Örs’ün konuşmacı olduğu söyleşi yarın 18.30’da Konur 2. Sok. 69/1 Kızılay’da.
DİL Derneği’nin düzenlediği söyleşinin bugün 18.00’deki konuğu Yazar Attilâ Şenkon (Konur Sok. 34/4, Kızılay)

Yazarın Tüm Yazıları