‘17-25’ iki ay erken yapılmış

Güncelleme Tarihi:

‘17-25’ iki ay erken yapılmış
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 14, 2015 01:24

Hanefi Avcı, daha önce hapse girmesine neden olan ‘Haliç’te Yaşayan Simonlar-Dün Devlet Bugün Cemaat’ kitabının ardından, ‘Cemaatin İflası-Hoca’nın Ayağının Kaydığı Yer’i yazdı. Eski polis müdürü, bu kitabında 17-25 Aralık operasyonlarına odaklandı. Avcı’ya göre bu operasyonlar yerel seçim öncesinde, 20-24 Şubat 2014’te yapılacaktı. Ancak ‘cemaatçi’ polisler ‘tayin’ korkusuna kapılınca operasyonu öne aldı.

Haberin Devamı

‘HALİÇ’te Yaşayan Simonlar-Dün Devlet Bugün Cemaat’ adlı kitabı 2010’da yayımlandığında deyim yerindeyse ‘Türkiye sallandı’. Hanefi Avcı, bu kitabında Gülen Cemaati’nin devlet, özellikle de polis içindeki yapılanmasıyla ilgili önemli bilgiler veriyor, cemaatin operasyonel kadrolarının faaliyetlerini anlatıyor, büyük davalardaki usulsüzlüklere, yasadışı telefon dinlemelerine dikkat çekiyordu.
Avcı, bu kitabı nedeniyle ağır bir bedel ödedi. Meslekten atıldı, tutuklandı. Toplam üç yıl dokuz ay cezaevinde kaldı. Anayasa Mahkemesi’nin 18 Haziran 2014 tarihinde verdiği hak ihlali kararıyla özgür kalan Hanefi Avcı geçtiğimiz günlerde ikinci kitabına imza attı. Bu kitabı da Gülen Cemaati’ni konu alıyor. ‘Cemaatin İflası-Hoca’nın Ayağının Kaydığı Yer’ adlı kitap, cemaatin, ağırlıklı olarak polis ve yargı üzerinden 2010-2014 yılları arasında yürüttüğü operasyonlara odaklanıyor. Avcı, bu kitabı neden yazdığını şu sözlerle anlatıyor: “Olay sadece bir AK Parti veya hükümet meselesi değil. Hatta dün hükümet yoktu. Belki de o insanlarla beraberdi. Ama böyle bir sorunumuz var. Bugün hükümet var. Yarın belki bu hükümet olmayacak ama ‘cemaat’ diye bir sorunumuz olacak. Bu olay sadece hükümetin sorunu değil.”

DİNLEMELERDE DEĞERLENDİRME HATASI

Avcı’nın kitabındaki en önemli tezlerden biri, 17-25 Aralık operasyonlarını gerçekleştiren cemaatçi polislerin aslında bu adımları 30 Mart yerel seçimlerinden hemen önce, 20-24 Şubat 2014 tarihlerinde yapmayı planladıkları, ancak yürüttükleri hazırlıkların duyulduğu endişesiyle öne çektikleri iddiası. Kitaba göre, operasyonun erkene alınmasının gerisinde, İstanbul Emniyeti’nin Organize Suçlar ve Terörle Mücadele biriminde görev yapan cemaatçi polislerin Emniyet’in İstihbarat birimindeki cemaatçi olmayan polisleri dinlerken yaptıkları bir değerlendirme hatası yatıyor. Bu bölüm kitapta şöyle anlatılıyor:
“Yaptıkları dinlemelerde, Emniyet’te cemaat kadrolarının yarattığı sıkıntıların ve bunların tayin edilmeleri gerektiği konularının sürekli konuşulması, cemaati panikletir. Yapacakları operasyondan İstihbarat Şube’nin haberdar olduğunu düşünürler. Ayrıca dinledikleri İstihbarat yöneticilerinin tayin değerlendirmeleri hakkındaki konuşmalarından, kendilerinin tayin olacağını zannederler. Şubatın son haftasında yapılacak operasyon, aceleyle erkene alınır ve hazırlıklar tam yapılmadan operasyona başlanır. Hâlbuki hükümetin, bakanlığın böyle bir tayin yapma niyeti de yoktur, hazırlık da yoktur.”

17-25 ARALIK’TA YOLSUZLUK OLABİLİR

Avcı, kitabında 17 Aralık’ta başlayan operasyonun amacının “yolsuzluğu ortaya çıkarmak değil hükümeti hedef alan bir darbeyle rakibini devirmek ve iktidarı ele geçirmek olduğunu” belirterek, büyük ölçüde hükümetin ‘darbe’ tezine yakın duruyor. Bununla birlikte “Ortada bir yolsuzluk olabilir, hatta gerçeği ortaya çıkarılandan da büyük olabilir” diyerek dosyaların içeriği konusunda hükümet kanadına kefil olmaktan da kaçınıyor. Avcı, yolsuzluk olsa bile, “Cemaatin bunun bir kısmını düzenlediği sahte belgelerle başka yere çekmiş, büyütmüş de olabileceğini” ileri sürüyor. Avcı, daha sonra cemaate şu suçlamayı yöneltiyor:
“Cemaat’in hiçbir zaman bir yolsuzluk önleme derdi olmadı. Özellikle KOM’da (Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi) ve İstihbarat’ta en güçlü oldukları 2005’ten 2013’e kadar Türkiye’de hiç yolsuzluk yok muydu? Hiç ihbar gelmedi mi? AKP yöneticileri, bürokratları, belediyeleri bu tarihe kadar hiç mi yolsuzluk yapmadı veya araştırma ile buralarda yolsuzluk olduğuna dair hiç mi bilgi elde edilmedi? Hükümetle araları açılıncaya kadar yolsuzluk üzerinde çalıştıklarına dair elde hiçbir veri yok. Hatta bu tür çalışmalar intikal ettikçe bunların üstü kapatılmıştır.”

Jandarma destek vermemiş

Haberin Devamı

Kitaptaki ilginç bir başka bölüm de 17-25 Aralık operasyonunu yapan savcıların Jandarma’yı da operasyona dahil etmek istediği iddiasını konu alıyor. Avcı, bu bölümde şunları yazıyor: “25 Aralık operasyonu uygulansaydı, belki de hükümetin ayakta kalması zordu. O arada savcıların Jandarma’yla görüşüp İstanbul Jandarmasından askeri destek istemeleri üzerine gerçekten İstanbul Jandarması ‘Ben mahkeme kararını uygulayacağım, kanunu uygulayacağım, mahkemenin savcılığın talimatını uygulayacağım’ diye ortaya bir bölük asker çıkarsaydı, işte o zaman felaket bir durumla karşılaşılır, cemaat başarılı olabilirdi.” Kitapta yer alan bu iddiayı sorduğumuz Hanefi Avcı şu açıklamayı yaptı: “Evet, savcılar Jandarma’yı şifahi olarak aramışlar. Operasyon için destek istemişler. Ancak olumlu yanıt alamamışlar. Bunun üzerine de yazılı bir mahkeme kararı uygulamasına gitmemişler.”



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!