15 Temmuz Darbe Girişiminin İstanbul'daki Ana Davası

Güncelleme Tarihi:

15 Temmuz Darbe Girişiminin İstanbuldaki Ana Davası
Oluşturulma Tarihi: Nisan 03, 2018 18:17

15 Temmuz Darbe Girişiminin İstanbul'daki Ana Davası

Haberin Devamı

Yüksel KOÇ/İSTANBUL,(DHA)-4 general, 7 albay, 2 yarbay ve 1 binbaşının da aralarında bulunduğu 14 sanıklı İstanbul'daki ana darbe davasının 22. duruşması devam ediyor. Esas hakkındaki son savunmasını yapan tutuklu sanık eski Tuğgeneral Eyyüp Gürler, darbe gecesi 'Yurtta Sulh WhatsApp' grubundaki yazışmaların bazılarını kendisinin yapmadığını savunarak, "Günahını almak istemem ama Ahmet Zeki Gerehan atmış olabilir" dedi.

"SABAH 5-6 GİBİ ÇAMURA SAPLANDIĞIMI İYİCENE ANLADIM" 
Dün yapılan 21. duruşmada Fetullah Gülen'in de aralarında bulunduğu 9 firari sanık ile tutuksuz sanık Erdal Öztürk'ün dosyasının ayrılmasından sonra 14 tutuklu sanık ile devam edilen davanın 22. duruşması Kartal'da bulunan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi'nde yapılıyor. Duruşma, tutuklu sanık eski Tuğgeneral Eyyüp Gürler'in esas hakkındaki mütalaaya karşı son savunmasının alınması ile başladı. Askeri okuldan Tuğgeneralliğe kadar 32 yıl askeri hizmette bulunduğunu belirterek, "32 yıldır yanlış emrini almadığım Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yanlış bir eylem içinde olacağını düşünemedim. Aldatılarak olaylara bulaştırıldım. Birliğini terk etmeyen benim için yeterli, kesin delil yoktur. Bilerek ve isteyerek hiçbir eylemde bulunmadım. Sabah 5-6 gibi bir çamura saplandığımı iyice anladım ve odama çekildim. Endişe içinde bekledim" dedi. 
Darbe toplantısı olduğu iddia edilen 13-14 Temmuz tarihlerindeki toplantıların kalkışma toplantısı olmadığını savunan Gürler, "Söz konusu toplantı bilgilendirme toplantısı idi. Söz konusu bilgilendirmede kalkışma konuşulmadığının ispatı için o güne ait kamera kayıtlarının incelenmesini talep ediyorum" dedi. 
Kalkışmayı önceden bildiğine dair bir belge, bilgi, kayıt bulunmadığını savunan Gürler, "Deniz Harp Okulu Komutanı Tümamiral Mesut Özel'in hürriyetinden yoksun bırakılmasına yönelik planlamam, eylemim, katkım olmadı. 15 Temmuz'da Hava Harp Okulu'na gittim. Hiçbir ortak faaliyete katılmadan, kimse ile konuşmadan oradan ayrıldım. Olay gecesinde Selimiye 1. Ordu Karargahında idim ve oradan bir yere ayrılmadım. Selimiye Kışlası'nda ya da 1. Ordu'ya bağlı herhangi bir silah, araç kışladan çıkmadı. Böyle bir emir vermedim, verdirmedim. Olay gecesi 22.50 gibi sıkıyönetim direktifi geldiğinde vardiya personelinden teyit istedim. Bana bir bilgilendirme gelmedi. Ben ordu harekat merkezini ele geçirmedim. Orası zaten görev yerim. Ordunun harekat kurmay başkanıyım. Ordu harekat merkezinde o gece bulunmamın işgal sayılıp sayılmayacağının genelkurmay başkanlığına sorulmasını istiyorum. Ben harekat merkezini ele geçirmedim. İnsan kendi evini ele geçirir mi?" diye konuştu.

'TELEFONUMA YANIT VERSELERDİ BELKİ KANDIRILMAMA ENGEL OLACAKLARDI'
Gürler, "23.30'dan sabah 4'e kadar ordu komutanımı aradım yanıt alamadım. Kurmay Albay Nihat Aksüt'ü 6 defa aradım yanıt alamadım. Toplam 12 arama yaptım. Birçok kişiyi aradım yanıt veren olmadı, dönüş yapan olmadı. Telefonlarıma cevap verselerdi belki de kandırılmama engel olacaklardı. Ne yazık ki kimse cevap vermedi, cevapsız aramalarıma dönmedi" dedi.
Olay gecesi Selimiye Kışlası'na gelen, kara kuvvetleri komutanlığınca görevlendirildiklerini söyleyen Ahmet Zeki Gerehan dahil kimseyi tanımadığını savunan Gürler, "Harekat komutanlığına gelen tanımadığım 4 kursiyer subayı ordu komutanını enterne etmeleri için Fenerbahçe Orduevi'ne yollamadım. Ordu komutanını enterne edilmesiyle ilgili görev almadım. Ordu komutanının enterne etmeye kimlerin gittiği iddia ediliyorsa onlara sorun. Ben ordu komutanını alınması için emir vermedim, plan yapmadım" dedi. 

WHATSAPP MESAJINI FİRARİ SANIĞIN ÜSTÜNE YIKTI
"Ben ne FETÖ'cüyüm, ne de kalkışmacıyım" diyerek savunmasını sürdüren Gerehan, Yurtta Sulh WhatsApp gurubuna attığı mesajları emir komuta zinciri içinde attığını savunarak, "Bu mesajların bir kısmını da ben atmadım. Teknik olarak benim telefonumdan yazılmış. Atmış olsam, icra ettiğim diğer şeyleri kabul ettiğim gibi bunu da ederim. Telefonuma başkası tarafından yüklenmiş olabileceği gibi ya da günahını almak istemem, akademiden takviye gelen eski Albay Ahmet Zeki Gerehan tarafından atılmış olabileceğinin göz önünde bulundurulmasını, bunun tespiti amacıyla teknik inceleme yapılması talebimi yineliyorum. Ahmet Gerehan'ın 21.26'da mesajı var, 'alınması gerekeni alın' diyor. Mesajları bir kenara koyun, o işte bir karışıklık var. Daha doğrusu mesajların varlığını unutalım" iddiasında bulundu. 

TÜM SUÇLAMALARI REDDETTİ
Kışlada polis tarafından gözaltına alındığında üstünde çıkan 1 dolara ilişkin suçlamayı kabul etmediğini savunan Gürler, "Örgüt yöneticisi olmak suçlaması var. Ben hiçbir örgüte üye değilim, yönetici de değilim. Orayı kırın, burayı dökün, şunu yapın, bunu yapın diye bir talimatım yok. Ben sadece 4 tane mesaj çektim, onu da kalkışma maksadıyla yapmadım. Selimiye Kışlası'nı terk etmedim. Hiçbir eylemi organize etmedim, kalkışmayı başlatmadım. Hiçbir görev taksimatı yapmadım. Halka ateş açılması, sivillere müdahale edilmesi gibi emirlerim olmadı. Atama listesine ismimi iradem dışı yazmışlar" savunmasını yaptı. 

BAŞKAN KARACA: KİMSE BİZİ YANILTAMAZ
Eyyüp Gürler, dün dosyası ayrılan eski Korgeneral Erdal Öztürk'ün bu dosyanın sanığı iken yaptığı savunmada mahkeme heyetini yanılttığını söyledi. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Cem Karaca sanık Gürler'e hitaben, "Bazı sözlerinin maksadını aştığını düşünüyorum. Erdal Öztürk savunmasını yaptı. Kimse bizi yanıltamaz" dedi. Başkan Karaca'nın bu sözlerinin, duruşma salonunun izleyici bölümünde bulunan kişiler tarafından alkışlandığı görüldü. Duruşma, sanık Eyyüp Gürler'in avukatlarının savunması ile devam ediyor. 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!