×E-bültenlerGünlük Egazete![Hürriyet Facebook]( "Hürriyet Facebook")
![Hürriyet Twitter]( "Hürriyet Twitter")
![Hürriyet Linkedin]( "Hürriyet Linkedin")
![Hürriyet Youtube]( "Hürriyet Youtube")
![Hürriyet Instagram]( "Hürriyet Instagram")
© Copyright 2024 Hürriyet Gazetecilik ve Matbaacılık A.ŞKullanım Koşulları,Gizlilik Politikası,İletişim için bu linklerikullanabilirsiniz. Login olduğunuz taktirde kullanım koşullarınıve gizlilik politikasını kabul etmiş olursunuz.![Hürriyet sondakika haber ios uygulaması]( "Hürriyet sondakika haber ios uygulaması")
![Hürriyet sondakika haber android uygulaması]( "Hürriyet sondakika haber android uygulaması")
14 yaşındaki kızları evliliğe zorlayan yasa
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
İstedikleri kadar "Yanlış anlaşıldı" desinler, Yargıtay üyesi bir arkadaşlarının, böyle bir düşünceyi ortaya attığını ama henüz böyle bir yasa teklifi olmadığını söylesinler...
Bu bir hazırlık dönemidir. Yine kızlarımız, kadınlarımız üzerinde bir oyun oynanmak üzere... Hem de ne oyun...
Tecavüz konusu kadınların asırlardır en büyük çilesi ve uğradıkları en büyük haksızlık olarak kabul edilebilir.
Öz babaları, öz erkek kardeşleri, kayınbiraderleri hatta kayınpederleri, komşu amcalar, komşu ağabeyler ya da çalıştığı iş yerindeki patronları tarafından tecavüze uğrayan kız ve kadınlar sandığınızdan çok daha fazla.
Sırf kendisiyle evlensin diye göz diktiği bir kıza tecavüz eden gençlerin de sayısı küçümsenecek gibi değil.
TCK’ya göre, 15 yaşını dolduran bir kızı "alacağım" diye kandırıp kızlığını bozan kimseye 6 aydan 5 yıla kadar hapis cezası veriliyor.
Evlenme meydana gelirse dava ve ceza erteleniyor. Bu hazırlanan yeni yasa tasarısında da hem yaş sınırı 14’e indiriliyor hem de tecavüze uğrayan kız ya da kadın tecavüzcüsüyle bir nevi evliliğe zorlanıyor. Burada amaç "sözde" kadının mağduriyetini önlemek sanki... Çünkü tecavüze uğrayan kadının bir daha evlenme şansı olmadığına, hayatının kaydığına inanılıyor. Oysa korunan yalnızca tecavüzcü...
Ben hiçbir kız ya da kadın düşünemiyorum ki kendisine zorla tecavüz etmiş, onu belki de cinsel ilişkiden ömür boyu korkacak kadar yaralayabilmiş birini koca olarak kabul edebilsin.
Böylece hem erkeği hapisten kurtaracaklar hem de o genç kız onlara göre tecavüz sonucu bekaretini kaybettiği için kirlenmiş oluyor ya, işte onu toplum karşısında temize çıkarıyorlar. Ya o küçük kızın ya da kadının ruhsal durumu...
SUÇ HEP KADINDADIR (!)
Bana sorarsanız, tecavüze uğrayan kadın ya da kız, o erkeğe aşık bile olsa, hatta o erkek kocası bile olsa, ona karşı nefretten başka bir şey duyamaz. İşte sanki suç kadının ya da kızınmış gibi, onu bu nefret ettiği erkekle yıllarca yaşama zorunluluğu getiriliyor. Kısacası kadın canavarına ömür boyu mahkum ediliyor.
Biliyorsunuz, her zaman duyduğumuz şu cümle kulaklardadır "Dişi kedi kuyruk sallamasa, erkek kedi..." derler ya... Tecavüze de uğrarsa, suç bir şekilde mutlaka kadınındır. Açık saçık giyinmiştir, fazla makyaj yapmıştır. Adama gülümsemiştir. Tecavüzü hak etmiştir.
İşte bu yüzden bana gelen bu konudaki mektupların pek çoğunda görüldüğü gibi, çocuk yaşta bu tür acılar yaşasalar da, bu mağdur insanların haklarını aradıkları, tecavüz eden kişiyi suçladıkları ya da şikayet ettikleri görülmüyor.
Gizliyor, saklıyor kimselere söyleyemiyorlar, korkudan... Peki şimdi bu yasayla, küçücük kız çocuğuna bile acımasızca tecavüz edenler de mi korunacak? Onu o canavarla zorla mı evlendirecekler?
Ya evlilik yaşının 14’e indirilmesine ne diyorsunuz, sevgili okurlarım? Bütün bu yukarıda sayıp döktüklerim, 14 yaşında bir kız çocuğunun ailesinin rızasıyla da olsa, evlendirilmesinden pek de farklı değil.
14 yaşında bir kız çocuk sayılır, evlenmesi için böyle bir yasa çıkarılsa bile, bu tecavüzden pek farklı değildir. Tam anlamıyla gelişmesini tamamlayamamış minicik bir bedene ister nikah yoluyla, ister tecavüz ederek sahip olmak, kim ne derse desin günahların en büyüğüdür.
Hep sabırla bekliyorsun ama erkekler hiç değişmiyorlar
Sevgili Güzin Hanım, ben de sizin yazılarınızı sürekli takip ediyorum. "Ne zamana kadar" rumuzuyla sana eşiyle ilgili derdini anlatan hanımın yazısını okudum. Bir an eski günlerime geri döndüm.
Çalışan bir kadın olarak, ben de eşimi, düzelir diye, 27 yıl çektim. Hep sabırla bekliyorsun ama hiç değişmiyorlar. Yıllar sabrını, dayanma gücünü alıp götürüyor ve artık bir yerde nokta koyup bitiriyorsun. Ben 50 yaşında emekli bir hanımım, bu size ikinci mektubum.
Maddi olarak hiçbir sorunum yok, evim var, emekli maaşım var. İki çocuğum evli, bana ihtiyaçları yok, çalışıyorlar.
Çocuklarım da beni hiçbir zaman üzmediler. Diyeceğim şu; şimdi de yalnızım, mutluluk nasıl bir şey hiç tatmadım.
Kocam vardı görünürde, sadece kağıt üzerinde ama aslında yoktu. Evli-bekardım. Ben de bunları tatmak istiyorum geç de olsa evlenmek istiyorum. Ama bunu çevrene söyleyemiyorsun.
Bu yaşta yanlış anlaşılmaktan korkuyorum. Benim yaşımda emekli veya çalışan biriyle izdivaç yapmak istiyorum.
Köşeniz evlilik köşesi değil biliyorum ama başka bir alternatifim yok. Yaşıma göre genç görünüşlü bir kadınım. Bana da yazıma yer vererek yardımcı olmanız dileğiyle.
e-posta: Sabah_50@hotmail.com
Tecavüz konusu kadınların asırlardır en büyük çilesi ve uğradıkları en büyük haksızlık olarak kabul edilebilir.
Öz babaları, öz erkek kardeşleri, kayınbiraderleri hatta kayınpederleri, komşu amcalar, komşu ağabeyler ya da çalıştığı iş yerindeki patronları tarafından tecavüze uğrayan kız ve kadınlar sandığınızdan çok daha fazla.
Sırf kendisiyle evlensin diye göz diktiği bir kıza tecavüz eden gençlerin de sayısı küçümsenecek gibi değil.
TCK’ya göre, 15 yaşını dolduran bir kızı "alacağım" diye kandırıp kızlığını bozan kimseye 6 aydan 5 yıla kadar hapis cezası veriliyor.
Evlenme meydana gelirse dava ve ceza erteleniyor. Bu hazırlanan yeni yasa tasarısında da hem yaş sınırı 14’e indiriliyor hem de tecavüze uğrayan kız ya da kadın tecavüzcüsüyle bir nevi evliliğe zorlanıyor. Burada amaç "sözde" kadının mağduriyetini önlemek sanki... Çünkü tecavüze uğrayan kadının bir daha evlenme şansı olmadığına, hayatının kaydığına inanılıyor. Oysa korunan yalnızca tecavüzcü...
Ben hiçbir kız ya da kadın düşünemiyorum ki kendisine zorla tecavüz etmiş, onu belki de cinsel ilişkiden ömür boyu korkacak kadar yaralayabilmiş birini koca olarak kabul edebilsin.
Böylece hem erkeği hapisten kurtaracaklar hem de o genç kız onlara göre tecavüz sonucu bekaretini kaybettiği için kirlenmiş oluyor ya, işte onu toplum karşısında temize çıkarıyorlar. Ya o küçük kızın ya da kadının ruhsal durumu...
SUÇ HEP KADINDADIR (!)
Bana sorarsanız, tecavüze uğrayan kadın ya da kız, o erkeğe aşık bile olsa, hatta o erkek kocası bile olsa, ona karşı nefretten başka bir şey duyamaz. İşte sanki suç kadının ya da kızınmış gibi, onu bu nefret ettiği erkekle yıllarca yaşama zorunluluğu getiriliyor. Kısacası kadın canavarına ömür boyu mahkum ediliyor.
Biliyorsunuz, her zaman duyduğumuz şu cümle kulaklardadır "Dişi kedi kuyruk sallamasa, erkek kedi..." derler ya... Tecavüze de uğrarsa, suç bir şekilde mutlaka kadınındır. Açık saçık giyinmiştir, fazla makyaj yapmıştır. Adama gülümsemiştir. Tecavüzü hak etmiştir.
İşte bu yüzden bana gelen bu konudaki mektupların pek çoğunda görüldüğü gibi, çocuk yaşta bu tür acılar yaşasalar da, bu mağdur insanların haklarını aradıkları, tecavüz eden kişiyi suçladıkları ya da şikayet ettikleri görülmüyor.
Gizliyor, saklıyor kimselere söyleyemiyorlar, korkudan... Peki şimdi bu yasayla, küçücük kız çocuğuna bile acımasızca tecavüz edenler de mi korunacak? Onu o canavarla zorla mı evlendirecekler?
Ya evlilik yaşının 14’e indirilmesine ne diyorsunuz, sevgili okurlarım? Bütün bu yukarıda sayıp döktüklerim, 14 yaşında bir kız çocuğunun ailesinin rızasıyla da olsa, evlendirilmesinden pek de farklı değil.
14 yaşında bir kız çocuk sayılır, evlenmesi için böyle bir yasa çıkarılsa bile, bu tecavüzden pek farklı değildir. Tam anlamıyla gelişmesini tamamlayamamış minicik bir bedene ister nikah yoluyla, ister tecavüz ederek sahip olmak, kim ne derse desin günahların en büyüğüdür.
Hep sabırla bekliyorsun ama erkekler hiç değişmiyorlar
Sevgili Güzin Hanım, ben de sizin yazılarınızı sürekli takip ediyorum. "Ne zamana kadar" rumuzuyla sana eşiyle ilgili derdini anlatan hanımın yazısını okudum. Bir an eski günlerime geri döndüm.
Çalışan bir kadın olarak, ben de eşimi, düzelir diye, 27 yıl çektim. Hep sabırla bekliyorsun ama hiç değişmiyorlar. Yıllar sabrını, dayanma gücünü alıp götürüyor ve artık bir yerde nokta koyup bitiriyorsun. Ben 50 yaşında emekli bir hanımım, bu size ikinci mektubum.
Maddi olarak hiçbir sorunum yok, evim var, emekli maaşım var. İki çocuğum evli, bana ihtiyaçları yok, çalışıyorlar.
Çocuklarım da beni hiçbir zaman üzmediler. Diyeceğim şu; şimdi de yalnızım, mutluluk nasıl bir şey hiç tatmadım.
Kocam vardı görünürde, sadece kağıt üzerinde ama aslında yoktu. Evli-bekardım. Ben de bunları tatmak istiyorum geç de olsa evlenmek istiyorum. Ama bunu çevrene söyleyemiyorsun.
Bu yaşta yanlış anlaşılmaktan korkuyorum. Benim yaşımda emekli veya çalışan biriyle izdivaç yapmak istiyorum.
Köşeniz evlilik köşesi değil biliyorum ama başka bir alternatifim yok. Yaşıma göre genç görünüşlü bir kadınım. Bana da yazıma yer vererek yardımcı olmanız dileğiyle.
e-posta: Sabah_50@hotmail.com
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
