12 yıllık desteği çöpe attık

IRAK yeniden yapılıyor. Yapılanıyor değil, gerçek anlamıyla yeniden yapılıyor.

Ve komşusu Türkiye bu işin dışında.

Nedeni ise siyasi iktidarın ‘‘doğru bildiğinin’’ arkasında duramamış olması.

Amerika Birleşik Devletleri'ne son anda ‘‘madik’’ atması.

‘‘Komşumuza bizim topraklarımızdan saldıramazsınız’’ şeklindeki ‘‘sözde vicdani’’ yaklaşım.

Yani ‘‘palavra’’.

Irak'a ilan edilmiş bir savaş yokken dahi Türkiye topraklarından kalkan uçaklar Irak'ı bombaladılar.

1991'den 2003'e kadar neredeyse her gün İncirlik'ten kalkan Amerikan uçakları Irak'a bomba yağdırdılar.

Türkiye, Irak'ın elini kolunu kıran bu bombardımana yıllarca ‘‘yardım ve yataklık’’ etti.

Bu yüzden de ABD ve İsrail ile son derece sıcak ilişkiler kurdu.

Ama ‘‘gerçek anı’’ geldiğinde, yani ‘‘nihai bombardıman’’ günü bu desteği kesti.

ABD'ye verdiğimiz destekten dolayı 12 yıl boyunca Irak'ın eski yönetimiyle sorun yaşadık.

Son anda vermediğimiz destekten dolayı Irak'ın bugünkü yönetimiyle ne zaman sona ereceği belli olmayan bir kriz yaşıyoruz.

Alakasız ülkeler işin içinde, biz dışındayız.

Elbette bu sorun kalıcı değil.

Elbette komşumuzla ilişki kurmamız sonsuza kadar engellenemez ama gereksiz bir sıkıntının içindeyiz.

12 yıllık işbirliğinin meyvelerini toplayamamanın ve yıllarca çalıştığımız tarlayı hasat zamanı terk etmenin nasıl bir ‘‘siyaset’’ anlayışı olduğunu doğrusu çözemiyorum.

İyi ki yazmışım!


DEPREMİN ertesi günü herkes sistemi suçlarken, köşemde bir çağrı yaptım.

‘‘Okullarımız ne kadar sağlam?’’ diye sordum ve hem idarecileri, hem de sivil toplum örgütlerini okullarımızın sağlamlığını denetlemeye çağırdım.

Bu çağrının bugün geldiği noktada çok mutluyum.

Türkiye'nin gerçek büyük gazetesi Hürriyet ve Kanal D Haber, bu çağrıyı birlikte tekrarladılar.

Hürriyet bunu manşetine taşıdı, ilk ateşi yaktı ve bu iki büyük kurum bunu bir kampanyaya çevirdi.

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik ve Eğitim Sen Başkanı Alaattin Dinçer'le de konuştuk.

Onlar da bu kampanyanın içinde yer alıyorlar.

Sadece onlar değil, pek çok mimar ve mühendis odası da buna destek olmak için arıyor.

Hürriyet, Kanal D ve Doğan Haber Ajansı muhabirleri okul okul gezmeye başladılar bile.

Bu kampanya çerçevesinde okulların depreme dayanıklı olup olmadıkları belirlenecek.

Eksiklik, oluşturulacak fondan karşılanacak ve geleceğimiz olan çocuklarımızı enkaz altında görme acısından kurtulacağız.

Gazetecilerin ‘‘İyi ki yazmışım’’ dediği günler vardır.

Bugün de o günlerden biri.

1.2 milyar dolara kaç okul yapılır?


SABAH Gazetesi de depremde yıkılan Bingöl'deki Yatılı Bölge Okulu'nu yeniden yaptırıyor.

İyi bir hareket...

Ama bazen iyi hareketleri de eleştirmek gerekir.

Düşünüyorum da, Dinç Bilgin'in Etibank'ta buharlaştırdığı 1.2 milyar dolarla acaba kaç okul yaptırılırdı?..

Ya da Etibank'tan yasalara aykırı bir biçimde kendi şirketlerine aktardığı yaklaşık 600 milyon dolarla kaç okul hizmete sokulur, kaç öğrenci bu okullarda okuyabilirdi?..

Yapmasalardı


BAŞTA Fransız Le Figaro olmak üzere bazı Avrupa gazeteleri benim yazıyı haber yapmışlar: ‘‘Kendi ülkenizi talan ederseniz, vatandaşlarınız enkaz altında ölür.’’ Bu başlığımı almışlar ve Türkiye'deki sistemi eleştiriyorlar. Türkiye'de yolsuzluğun ve hırsızlığın her yere bulaştığına ve bunun acısını yurttaşların çektiğine değiniyor gazeteler. Üzücü bir deprem olayında bile bu durum unutulmuyor. Haberleri okuyunca üzüldüm. Benim sözlerimle, yabancılar benim ülkemi eleştiriyorlardı. ‘‘Yazmasa mıydım’’ dedim.Acaba vatan hainliği mi yaptım diye üzüldüm. Ama bu bir an sürdü. O yolsuzlukları yapanlar ve yaptıranlar ‘‘Yapmasaydım’’ demiyorlarsa, onlar kendilerinin gerçek birer vatan ve millet haini olduklarını görmüyorlarsa, benim ‘‘Yazmasa mıydım’’ deme hakkım olmuyor.

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?


Galatasaray yönetiminin suskunluğunun Fatih Terim'i antipatik hale getirdiğini Galatasaraylı yöneticiler gördüğü zaman.
Yazarın Tüm Yazıları