11 Eylül ve elden giden demokrasi

'TERÖRİZME karşı mücadele için hazırladığımız yeni yasa tasarılarını eleştirenler, teröristlere yardım ediyorlar.'

Bu sözler, Türk ya da İsrailli bir generale ait değil.

ABD Adalet Bakanı söylüyor bunları. 11 Eylül sonrası güç ve şiddet dengesine dayalı bir çözüm anlayışının yaygınlaşarak, Afganistan'daki 'başarı' ile güven kazandığı bu yeni ortamda, ABD Adalet Bakanı Bakanı John Ashcroft, Senato Adalet Komitesi'nde böyle konuşuyor. Anti-terör yasalarını böyle savunuyor:

'Hükümetin tasarılarına karşı çıkanlar teröristlere yardım ediyor. Amerikalıları göçmenlere karşı; Yurttaşları yurttaş olmayanlara karşı kışkırtanlar, Amerika'nın barış sever halkını özgürlük elden gidiyor diye korkutanlar, benim size mesajım şu: Sizin taktikleriniz sadece teröristlerin işine yarar. Çünkü, bu eleştiriler bizim ulusal birliğimize zarar verir ve kararlılığımızı azaltır. Bu tartışmalar Amerika'nın düşmanlarının eline malzeme verir ve dostlarını hareketsizleştirir.'

* * *

ABD terörizm zanlısı yabancıları, muhtemelen ülke dışında ( Küba'daki Amerikan askeri üssü Guantanamo'nun adı geçiyor) kurulacak olan askeri mahkemelerde, gizli celselerde yargılamaya hazırlanıyor. Terörizme karşı mücadele için gerekli yasal değişiklikler karşısında muhalefet rahatsız ama suskun, basın gidişata dikkat çekiyor. İnternational Herald Tribune'da yayınlanan karikatür, durumu çok güzel özetliyor.

ABD Adalet Bakanı Ashcroft, başında siyah bir sarık, elinde tahta çekici, mahkeme başkanı makamında oturuyor ve terörizme karşı mücadele yasa tasarılarını alt alta sıralıyor: 'Seni 7 gün gözaltında tutabilirim; Avukatınla görüşmeni dinleyebilirim; Hatta avukat tutmana izin bile vermeyebilirim; Seni gizlice yargılar ve gizlice mahkum edebilirim; Seni, temyiz hakkı tanımadan mahkum edebilirim!'

Köşeden başını uzatan bir beyaz Amerikalı, 'Eğer sırf yabancılara uygulanacaksa okey' diyor. Karikatürün tepesinde bir başlık: Molla Ashcroft. Yeni Taliban.

* * *

YÖNETİMİN yaklaşımını, 'ABD Anayasasının ihlali ve hukuk devleti ilkesinin çiğnenmesi' olarak niteleyenlere karşı Yönetime yakın çevrelerin yanıtı bana göre şok edici.

'Teröristler Amerikan Anayasası'nın vatandaşlara sağladığı haklardan yararlanamazlar. Onlar yasaları çiğnedikleri için Anayasa'nın korumasını hak etmiyorlar.'

11 Eylül Avrupa'yı da zıvanadan çıkartıyor. Birkaç örnek size.

Fransa İçişleri Bakanı, telefonların dinlenmesi, özel otomobillerin aranması (Fransa'da yasaktı) gibi önlemleri 'Ortak güvenlik, bireysel özgürlüklerin düşmanı değildir' diye savunuyor. Almanya'da, bir zamanlar Kızıl Ordu liderlerinin avukatlığını yapmış olan İçişleri Bakanı Otto Schily, 'Özel evrak ve kayıtların dokunulmazlığı terörizme karşı mücadeleyi engellememelidir' gerekçesiyle telefonların dinlenmesi, banka hesaplarının kontrolü ve elektronik mesajların izlenmesini kolaylaştıran yasal değişiklik istiyor.

İspanya, ETA'nın siyasi kolu Herri Batasuna'yı ABD ve Avrupa Birliği'ne 'terörist örgüt' olarak kabul ettirmeye uğraşırken, İngiltere yeni hazırladığı anti-terör yasasına, yabancı terör zanlılarının mahkemeye çıkartılmadan sonsuza kadar gözaltında tutulmasını sağlayacak bir madde eklemeye hazırlanıyor. Sadece Avrupa İnsan Hakları Konvansiyonuna değil, Magna Carta ve Habeas Corpus'a da aykırı. Ama İçişleri Bakanı David Blunkett, 'Kamuoyu benden yana. Noel'e kadar bu tasarı yasalaşacak' diyor.

Güvenlik öne çıkıyor, özgürlüklerden taviz veriliyor. Neden? Verilen yanıt Amerikalıların tabiriyle 'interesting.'

Teröristlerin hedef aldığı, Batı'nın değerler sistemini, tolerans kültürünü ve hukuk devletini korumak için.
Yazarın Tüm Yazıları