10 yaşında tecavüze uğradım şimdi kızlara ilgi duyamıyorum

Selam Güzin abla, 20 yaşında bir gencim. Bundan yaklaşık 10 sene önce, ilkokula giderken bir kişi tarafından tecavüze uğradım ve hayatım altüst oldu.

Ne yapacağımı şu an bilmiyorum. Kimselere de söyleyemedim, geçenlerde tecavüzle ilgili yazın nedeniyle, ilk kez sana açıyorum bu sorunumu. Üstelik bu iğrençliği yapan kişi, şimdi bir ilkokul öğretmeni. Benim hayatımı kararttıktan sonra, nasıl öğrencilere ders veriyor, iyiliği, güzelliği öğretiyor, anlamış değilim. Şu an o kadar zor durumdayım ki. Hiç kız arkadaşım olmadı. Çünkü kızlara karşı ilgi duyamıyorum. Aksine erkeklere karşı yoğun bir ilgim var. Bu yaşadığım olay mı benim hayatımı etkiledi? Doktora gitmeyi düşündüm, ama utandığım için gidemedim. Ne olur bana yardım et, artık intihardan başka çarem kalmadı. RUMUZ: 25

İntihar gibi saçmalıklar da nereden aklına geliyor sevgili oğlum, bu kadar zayıf bir insan mısın? Sana yapılan bu kötülüğün acısını yeteri kadar çekmişsin. Keşke o zaman bu olayı büyüklerine anlatsaydın. Eminim hem o insan bugün öğretmen olamazdı, hem de seni ailen koruyup, tedavi ettirebilirdi. Çünkü, fiziksel olduğu kadar ruhsal olarak da büyük bir travma geçirmişsin. Tabii ki etkilenmişsin. Doktora gitmekten neden utanıyorsun, bence durumunu en iyi bir psikiyatr çözümleyecektir. Onun görevi bu değil mi? Gerçek anlamda bir eşcinsel olmadığın ortada. Yalnızca yaşadıkların senin ruhunu altüst etmiş. Bu nedenle telkin ve tedaviyle huzura kavuşabilir, normale dönersin, eminim. Bu yazı dolayısıyla, şu konuya da dikkat çekmek istiyorum: Birkaç gün önce, Hürriyet in 3’üncü sayfasında bir haber dikkatimi çekti. Florya’daki bir okulda eğitim veren iki öğretmen için, bir kız talebeye tecavüz nedeniyle gıyabi tutuklama kararı alındığı açıklanıyordu. Okul, saf ve tertemiz çocuklarımızı eğitim görmeleri için, büyük bir güvenle, inançla, endişesizce gönderdiğimiz ilim yuvaları değil mi? Çocuklarımız devletin güvencesi altında değil mi? Ve dünyanın en kutsal işini üstlenmiş, değerli öğretmenlerimizin arasında, bu karanlık ruhlu insanların yer almasına kim izin veriyor? Anlayabilmiş değilim.

‘Doğum kontrol hapı kısırlık yapıyor’ dediler

Merhaba Güzin abla, ben 23 yaşında, 10 aylık evli bir bayanım. Şu anda eşim de ben de çocuk istemiyoruz. Gerçi ailelerimiz bunu çok isteseler de, biz erken olduğunu düşünüyoruz. Ben şu anda korunmak için, doğum kontrol hapı kullanıyorum ama, etrafımda çoğu kişiden ‘doğum kontrol hapı kısırlık yapıyor’ gibi sözler duyuyorum ve çok korkuyorum. Doktora sorduk ‘Kesinlikle böyle bir şey yok, bu söylentilere inanmayın’ dedi. Doktora inanmadığımdan değil tabii, zaten hala kullanmaya devam ediyorum. Ama bir de sizin fikrinizi almak istedim.

RUMUZ: Mutlu


Güzel kızım, ah şu çevreden gelen olur olmaz sözlere bu kadar inanmasan. Gereksiz yere kendini üzmesen olmaz mı?

Herkes her konuda bilgiçlik taslıyor. Hadi bari, fikir yürüttüğü konularda gerçekten bilgi sahibi olsa, neyse de. İşte bir yanlış inanç yüzünden seni huzursuz etmeyi başarmışlar. Özel hayatınıza bu kadar karışma hakkını nereden buluyorlar, bilemiyorum. Endişe etmen yersiz, bunu bilmelisin. Eşinle ikiniz başbaşa vermiş, bir bebek için henüz hazırlıklı olmadığınıza, evliliğinizin oturması gerektiğine karar vermişsiniz. Ve dünyada milyonlarca kadının kullandığı hapı doğum kontrol yöntemi olarak seçmişsiniz. Kime ne ?

Belki hapın birçok yan etkisi var: örneğin şişmanlatabiliyor. Ama doktorunun da söylediği gibi kısırlık bunlardan biri değil. Tam tersine, genellikle hapı bırakır bırakmaz, çok kolaylıkla hamile kalabilirsin.

Çevremi ve sizin köşenize yazanları gözlemledikçe, ‘aşk’ denilen kavramın patolojik bir olgu olduğuna ve aşağılık duygusu gibi birtakım olumsuz duyguların aşk olarak yorumlandığını düşünüyorum... Okurlarınızın büyük bir kısmı yeteri kadar meşgul olmadıklarından, insanlık ya da sadece kendilerine yönelik, yararlı meşgaleler bulamadıklarından, dev bir aşağılık duygusuyla, sevip de kavuşamamaktan, sevdiği insana açılamamaktan vs. bahsedip duruyorlar. Kendine güven ve başarı duygusu insana tüm sorunlarla başa çıkma gücünü verir. Okuyucularınıza tavsiyem aşk gibi lüzumsuz kavramlarla vakit kaybetmeyip, her alanda sorumluluk, başarı gibi kavramlara odaklanmalarıdır.

RUMUZ: Bir yorum


Sevgili oğlum, sanırım sen de biraz abartmışsın... Elbette insanların aşk ve flört nedeniyle acılar çekip, kendilerini geliştirmekten geri kalmalarına, çalışma hayatlarına sekte vurmalarına, en güzel çağlarını ölüm ve intihar düşünceleriyle geçirmelerine ben de üzülüyorum. Ama, ‘Aşk ve sevgi gibi lüzumsuz kavramlar’ dediğin aslında insanın en güzel duyguları...Sevgi olmadan, aşk olmadan insan da olmazdı bu dünyada... İnsanlığı belirleyen duyguların başında gelir sevgi...Bugün belki de gençlerde eksik olan, bu eşsiz duyguların, akıl ve mantıkla bütünleşmesi... Duygu olunca mantık olamaz diye düşünmemelisin. Sevgi mantığı inkar etmediği gibi, mantık da sevgiyi inkar etmemeli...Ama tabii olmadık beklentiler ve sevgi sandıkları tutkular nedeniyle de günlerini harap etmemeli...Elbette her şeyin dozu ve yeri belirlidir..Bunları yerli yerine oturtabilmenin tek yolu ise düzgün bir eğitimdir...Ama eğitim bu insani duyguları yok etmemeli...Çünkü sevgi insana verilen en güzel ve yüce duygudur...Ben sevgi olmadan insanın hayatta var olamayacağına inanıyorum...Ne büyük mutsuzluktur o! Siz gençler, bu kadar katı olmamalı, duygulardan bu kadar korkmamalısınız...Ben sizleri seviyorum...
Yazarın Tüm Yazıları