Paylaş
Babacan, diğer ülkelerde finans sektörü sorun iken Türkiye’de sektörün güçlü olduğunu, bunun avantaj olduğunu ve olacağını kaydetti.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan haklı; finans sektörünün sağlam yapısı büyük bir imkan sağlıyordu ama şurası da kesin ki, biz bu imkanı şimdiye kadar kullanamadık.
Türkiye ekonomisi nin küresel resesyona girilirken ekonomik aktivite açısından en fazla olumsuz etkilenen ülkeler arasında yer al dığı kesin. İlk çeyrek için gelen yüzde 13.8’lik küçülme rakamı başka bir şeyle açıklanamaz. Bunun nedeninin kötü yönetim olduğu da açık. Açık olan başka bir şey daha var ki; küresel ekonomide bir bahar havası yaşanmaya başladı ve neredeyse tüm ülkeler ekonomik büyüme için saptadıkları hedefleri yukarı yönlü revize etmeye başladılar. Yakında IMF ve Dünya Bankası da, sürekli kötümser revizyonlardan vazgeçip, artık revizyonu yukarı doğru yaparsa şaşırmayalım.
Ancak tüm dünyada büyüme revizyonları olumluya, doğru yani yukarı doğru yapılırken bizde büyüme tahminlerinin sürekli aşağı doğru yapıldığına dikkat çekmek istiyorum. Haziran ayı rakamları tam biraz umut vermişken, hemen ardından gelen Temmuz ayı üretim rakamları, ciddi bir toparlanmanın hala olmadığını, vergi indirimleriyle yapılan üretim dopinginin etkisini yitirmesiyle üretimin tekrar geri dönmeye başladığını gösterdi.
İşte bu nedenle de ekonomik birimler şu sıralar 2009 yılı büyüme rakamlarını yeniden revize etmeye başladılar ve bu revize yine olumsuza doğru, yani aşağı yönlü oluyor. Son günlerde tüm bankaların iktisadi raporlarına bakın; artık 2009 yılı büyüme rakamlarının eksi 6’dan daha iyimser olmadığını görecekseniz.
KRİZDEN ÇIKIŞ İÇİN ÜRETİME BAKILACAK
O nedenle Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın mevcut ekonomik durum için gerçekçi sayılabilecek bir analiz yaparken, ileriye dönük olarak söylediklerine şu anda inanılmasını beklememesi gerekir. Kendisinin de bunu beklemediğini tahmin ediyorum.
Çünkü Hükümet kriz yönetiminde başarısız oldu, finans sektörünün güçlü olmasını fırsat olarak kullanma imkanı varken, tersine küresel krizden en olumsuz etkilenen ülkelerden biri olduk. Referans noktası şimdiye kadar ki Hükümet performansı olunca, piyasa uzmanları da haklı olarak, küresel toparlanma döneminde de kötü yönetimin devamı halinde, bu hareketten de en olumsuz etkilenecek ülkelerden biri olarak çıkmaktan korkar oldular.
“Türkiye için esas krizin finansal göstergelerdeki (kur, faiz, borsa) bozulma değil düşük büyüme (potansiyel üretim seviyesinin altında kalan) olduğu” açık açık söyleniyor. Bunu söyleyenler de bu dönemi en karlı geçiren bankacılık sektörünün uzmanları. Yani şimdiye kadar durumu iyi idare etseler de, üretimin biran önce canlanmaması halinde bu durumu koruyamayacaklarını, sonunda kendilerinin de kötü duruma düşeceğini artık görüyorlar...
Halka ve yatırımcıya güven verilemediği takdirde, dünya çıkıştayken bizim yine olumsuz etkilenebileceğimiz tehlikesine dikkat çekiyorlar. Artık krizden çıkış için finansal göstergelere değil, üretimdeki toparlanmaya bakacaklarını açık açık söylüyorlar. Bununla da yetinmiyorlar, baz etkisi nedeniyle gelecek yıl büyüme oranlarının yükselişe geçeceğini, bunun görüşlerini değiştimeye yetmeyeceğini, üretim ve milli gelirin seviye olarak değerlerine bakmak gerekeceğinin de altını çiziyorlar.
Bu riski yönetmek için yapılacaklar belli, bence bunları Babacan da biliyor, ama.
Paylaş